Özel Okul Öğretmenleri İş Güvencesi İstiyor (3)

Özel Okul Öğretmenleri İş Güvencesi İstiyor (3)

Kamuajans.com – Türkiye çapındaki sayıları 200 bine ulaşan özel okul öğretmenlerinin özlük haklarıyla ilgili karşılaştıkları sorunlar ve iş güvencesinden yoksunluğuyla ilgili olarak yavaş yavaş kamuoyu oluşmaya başladı. Konunun TBMM’de soru önergesiyle gündeme gelmesi nedeniyle, doğal olarak Milli Eğitim Bakanlığı bürokrasinin de dikkati bu yöne çevrilecek.

Ancak bu gelişme yeterli değil… Neden böyle düşündüğümü açıklamam gerek…

Önce Adana Milletvekili İsmail Koncuk‘un özel okul öğretmenlerinin problemlerini cevaplandırması isteği ile Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a yazılı olarak yönelttiği soru önergesinin giriş bölümüne göz atalım.

Süreci yetkinlikle özetleyen İYİ Parti Milletvekili Koncuk, şu ifadelere yer veriyor:

“5580 sayılı Özel öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesi gereğince: ‘Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine gore (emekliler hariç) dengi resmi okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez.’ Bu durumda; özel Eğitim Kurumlarında öğretmenlik yapanlara, devlet okullarındaki öğretmenlere ödenen ücretlerden daha düşük ücret ödenemez kuralı vardı.

2014 yılında 5580 sayılı özel öğretim Kurumlar Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrası yürürlükten kaldınldı, bu düzenleme ile özel okullarda çalışan öğretmenler üzerindeki ‘devlet koruması’ kaldırıldı. Bu değişiklik sonrası hak kaybına uğrayan özel okul öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğu asgari ücrete mahkum edildiler.

657 sayılı Devlet Memurlar Kanunu’nun Ek Madde 32’ye göre tüm öğretmenleri kapsayan (kırtasiye) eğitime hazırlık ödeneği verilmektedir. Ancak dershaneden dönüşen çoğu okul, bu ödeneği öğretmenlere vermemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Genel Müdürlüğü, 29.09.2016 tarih 10471473 sayılı Genelge ile özel okul öğretmenlerine de eğitime hazırlık ödeneğinin ödenmesi gerektiğini resmen duyurdu. Buna rağmen Devlet tarafından yatırılan parayı okul yönetiminin geri aldığını söyleyen öğretmenlerimizin ‘Kırtasiye masrafi ödeneğini, devlet hesaplanmıza yatırıyor ama okul bu yatırılan ücreti bizden geri istiyor’ şikayetlerini görmezden gelmemiz mümkün değildir. ‘Eşit ise eşit ücret’ ilkesiyle kamu personeli ve özel eğitim personelinin aynı maaşı alması ve aynı haklara sahip olması gerekmektedir.”

Sayın Koncuk sırasıyla “Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlere maaş alt sınırı getirilmesi”, “Özel okulların, öğretmenlere verilen kırtasiye yardımını geri almasının ve hak gaspının engellenmesi”, “Özel okullarda görev yapan öğretmenlerin ücret sorunun çözümlenmesi” konularında kanun/yönetmelik çalışması olup olmadığını soruyor. Gayet makul talepler dile getirilmiş bulunuyor.

Bunlara ilave edilmesi gereken başka sorunlar da var…

Her ne kadar önümüzdeki günlerde hazırlanacağı açıklanan öğretmenlik meslek kanunu kapsamında olması bekleniyorsa da;

özel okullarda çalışan öğretmenlerle yapılacak sözleşmelerin türü (belirli süreli-belirsiz süreli ayrımı) konusunda da çalışanı koruyan bir hükmün yasalaşması zorunlu. Çünkü sadece bu hüküm yüzünden özel okul öğretmenlerinin kıdem-ihbar tazminatı alma şansı ortadan kalktı. İşe iade davası açma şansları da yok. Bu hüküm, bu açıdan çok çok önemli.

Ayrıca özel sektörde çalışan ya da çalışacak öğretmenlerin örgütlülük sorununun da aşılabilmesi açısından, hukukçular, mimar ve mühendisler ya da mali müşavirlerde olduğu gibi, üyeliğin zorunlu olduğu bir “meslek odası” yapılanmasını düşünmenin zamanı da çoktan geldi, geçiyor. Aksi halde, özel okul işverenlerinin bırakın sendikayı, çalıştıracağı öğretmenin “sıradan bir mesleki dayanışma derneği üyeliğine” bile tahammül edecek bir olgunluğu yok.

Devlet girişimciye elbette sahip çıkmalı ama çalışana da sahip çıkmak koşuluyla…

Mevcut yasal haklarını da ortadan kaldırıp çalışanı çaresiz bıraktıktan sonra sermayenin kucağına atıvermek, devleti yücelten bir davranış sayılmaz herhalde?

Hele ödediği maaşın bir kısmını zorla elden geri alan zorba işveren örnekleri eğitim sektöründe de görülmeye başladı ki, inanılmaz bir durum. Oysa burası bir ilkel kabile devleti değil…

Gecikmeksizin bir şey yapmalı… 

Tayfun ÇAVUŞOĞLU / Eğitim Radyosu – Özel /

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.