Diziyle Gerçek Arasında Tahran’da MOSSAD Gerçeği…
31 Temmuz 2024'te Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye, İran cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlama törenine katıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde İran'ın başkenti Tahran’da kaldığı güvenli evde MOSSAD’ın gerçekleştirdiği bir suikasta sonucu öldürülmüştü. Bu olayın akabinde MOSSAD’ın İran’ın başkentinde nasıl bu kadar rahat operasyon yapabildiği ve daha da ötesi bunu hiçbir ajanı yakalanmadan nasıl başarabildiği tartışma konusu olmuştu.
18 Eylül 2024’de İran destekli Lübnan Hizbullah’ına yönelik gerçekleşen telefonları hackleme ve patlatma operasyonları şok etkisi yarattı.
13 Haziran 2025’de de Tahran içinde gerçekleşen İsrail saldırılarında İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selamii, üst düzey ordu mensupları ve nükleer uzmanlar evlerinde öldürüldü.
İsrail nasıl oluyor da İran’ın Başkenti Tahran’da hiç kayıp vermeden bu kadar büyük operasyonları rahatlıkla yapabiliyor?
İran Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, görevi sürecinde İsrail'in istihbarat birimi MOSSAD'ı yok etmek için bir birim kurduklarını belirterek; İsrail istihbaratının, İran içindeki yapılanmasının derinliğine dikkat çekmiş: “İsrail’e karşı kurduğumuz birimin başındaki isim İsrail Ajanı çıktı.” itirafında bulunmuştu.
Peki bu nasıl gerçekleşmişti. Gelin bu sorunun cevabını Apple yapımı “Tehran” dizisinde arayalım…
Diziden Savaş Arenasına: “Tehran” Dizisinde Casus Savaşı
Apple yapımı “Tehran” dizisi, İsrail istihbarat örgütü MOSSAD’ın İran’daki bir nükleer tesisi çökertme hedefiyle düzenlediği hassas operasyonları konu alıyor. Dizideki gibi sinsi ve karmaşık casus unsurların gerçekliği, geçtiğimiz üç gün içerisinde sahada kendini göstermiş oldu. İsrail’in hem hava saldırıları hem de gizli MOSSAD sabotajı, dizideki çok katmanlı casus stratejilerini çağrıştırıyor.
Dizide casus Tamar Rabinyan, hedefleri belirlerken oldukça zor koşullar arasında bilgi toplamaya ve insanları manipüle etmeye çalışıyordu. Son üç günde yaşanan gerçek operasyonda da siber saldırılar ve istihbarat oldukça etkili olmuş gibi görünüyor. Tahran’daki bazı hedefleri vurmadan önce İsrail’in, Iran Hava Savunma Komuta Merkezi’ni ve radar ağını etkisiz kılacak siber ataklar düzenlediği iddia ediliyor.
Ajanlar ve yerel işbirlikçiler: İran içinde görev yapan ajanlar, hedefleri belirleme, zamanlama ve kaçış rotalarını oluşturma gibi görevleri yerine getirerek operasyonun başarısını pekiştirdi. Bu durum, dizide Tamar’ın sahada kurduğu ağlara oldukça benziyor.
Hava Kuvvetlerine Eşlik Eden MOSSAD Sabotajı
13 Haziran sabahı başlayan “Rising Lion” (Yükselen Aslan) harekâtı kapsamında, İsrail Hava Kuvvetleri 200’den fazla uçakla yaklaşık 100 hedefe 330’dan fazla füze ve bombayla saldırdı. Aynı anda MOSSAD, Tahran civarında gizli bir drone üssü ve ajan ağı ile İran’ın hava savunma ve füze sistemlerini etkisiz hale getirdi.
Bu durum, “Tehran” dizisindeki karakterlerin gerçekleştirdiği gibi bir “drone destekli hassas saldırı” senaryosunun gerçek hayatta uygulanması anlamına geliyor.
“Tahran Yanacak” Resti!
Savunma Bakanı Israel Katz, Tahran’ın savunma sistemlerinin çökertildiğini belirterek, “Tahran yanacak” uyarısı yaptı. Bu açıklama hem taktik hem psikolojik savaşta dizideki karakterlerin sergilediği stratejik iletişimle örtüşüyor.
Diziyle Gerçek Arasında…
Dizide, bireysel ajanların içerden sızma senaryoları göze çarparken son üç günde Tahran’da gerçekleşen operasyonlarda da MOSSAD’ın gizli üs ve ajan ağı konuşuldu. Yine dizide hassas drone saldırıları göze çarparken son üç günde gerçekleşen operasyonlarda da drone destekli sabotajların yapıldığı ve hava operasyonlarının sahada sabotajlarla desteklendiği görüldü. Son üç gündür “Tehran” dizisine kıyasla çok daha geniş kapsamlı ve stratejik yönelimli bir operasyonun gerçekliğini gözler önüne serdi:
Hava gücü + Sızma birlikteliği: Hava saldırıları, onu hazırlayan istihbarat ve sabotaj operasyonlarıyla desteklenmiş; bu da sahada ciddi bir etki sağlamış. Psikolojik savaşın boyutuna gelince: “Tehran yanacak” restleri, dizideki iki yüzlü diplomatik oyunlar dışında şimdi açık ve kamuoyuna dönük bir mesajı temsil ediyor.
Yine İsrail’in Azeri nüfusun yoğun olduğu Tebriz kentini vurmasını Türkiye not aldı. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli: İsrail’in durdurulmasının Türkiye’nin milli güvenliği ve bölge istikrarı için tarihi bir sorumluluk olduğunu belirterek diplomasinin etkisiz hale geldiğini ve İsrail’e karşı askeri, ekonomik ve stratejik önlemler alınması gerektiğini savundu. İran’a yapılan operasyonları Türkiye’ye yönelik dolaylı bir mesaj olarak nitelendirdi.
Şimdi gözler, İsrail ile çok iyi ilişkiler içinde olan Azerbaycan’ın Tebriz’in vurulmasına karşı takınacağı tavra çevrildi. Bölgesel ve küresel etkilere gelince: Nükleer görüşmeler iptal edildi, bölge diplomasi alarm moduna geçti; uluslararası toplum tansiyonu düşürme çağrısında bulunuyor. Fransa, İsrail’i savunacağını ancak İran saldırısına destek vermeyeceğini açıkladı. Bu açıklama: Gazze’de yaşananlar karşısında 57 İslam Ülkesinin umursamazlığını bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail bu operasyonla Gazze’yi ve Refah Sınır kapısına yürüyen aktivistleri unuttururken, Sisi’yi rahatlattı. İsrail içinde ise birlikteliği sağladı. Tuhaf bir şekilde İran içerisinde de birlik sağlandı.
Casuslu Diziyle Gerçeklik Arasındaki İnce Çizgi
“Tehran” dizisi gişe ve izleyici beklentilerine göre dramatik, karakter odaklı ve sahte abartılar içerebilir. Ancak son üç güne damgasını vuran olaylar, bu dramatik senaryoların hayatta nasıl “gerçekleşebileceğini” gösterdi. Hava kuvvetleri, MOSSAD sabotajları, stratejik hedef seçimi, politik mesajlar ve militan karşılıklar… Hepsi bir bütün oluşturuyor. Bu, casusluğun sadece perde arkasında değil, sahadaki yüzüyle de bir savaş aracı olduğunu gösteriyor.
Bu saldırılardan çıkarılacak bayağı dersler var.
C. Turgay DEMİRER
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz