Yatan Aslan, Gezen Tilkiden Yeğdir

Yatan Aslan, Gezen Tilkiden Yeğdir

Kamuajans.com – Atalarımız bu sözü; fazla güçlü olmadığı halde çalışan, bir şeylerle meşgul olan kimse, güçlü olup da çalışmayandan daha başarılı olur. / Güçlü ve kuvvetli olmadıkları halde kimseye muhtaç olmamak için çalışan ve geçimlerini sağlamak için gayret gösterenler; soylu olup, güçlü olup da tembel tembel oturanlara yeğlenirler. Anlamında söylemişlerdir.

  İnsan nerede olursa, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun bulunduğu yere bir katma değer sağlamalıdır. Bu atasözümüzü Teksas'da bir suikast sonucunda hayatını kaybeden ABD Başkanı John F. Kennedy, 20 Ocak 1961 günü yaptığı yemin töreninde şu sözleri ile özetler; "Ask not what your country can do for you—ask what you can do for your country" yani, “Ülkem benim için ne yapabiliri değil, ben ülkem için ne yapabilirimi sorgulayın."

23 yıllık bir eğitimci ve yönetici olarak ülkeme baktığımda son 20 yılda 10 tane Milli Eğitim Bakanının geldiğini hatırlatayım. Yani ortalama iki seneye bir bakan düşüyor. Dolayısıyla iki yılda bir eğitimde reformdan söz ediliyor. Bu bakanların bir kaçı hariç diğerleri eğitimci dahi değil! Sürekli müfredat ve sınav sistemleri değişiyor. Böyle olduğunda da dünyada ilk 30-40 ülkearasındayken, şu an ilk 50 ülke arasında bile yoğuz. Yani geriliyoruz. Bu sadece başka ülkelere göre değil yıllar itibariyle kendi içimizde de geriliyoruz.

2015’de gerçekleştirilen ve sonuçları yeni açıklanan PISA’da 15 yaşındaki çocuklarımız dünyada artık ilk 50 ülke arasında yok. Bizim çocuklarımız Türkçe’de okuduğunu anlamada, matematikte ve fen bilgisinde dünyadaki en güçlü en başarılı 50 ülke çocukları arasında bulunmuyor.

Son yapılan Lgs (Liselere Giriş Sınavı) sınavına 1 milyon 450 bin öğrenci girmesine rağmen sadece 212 bin öğrenci nitelikli okullara yerleşebildi.Geri kalan öğrenciler ve aileleri!?

2014 yılından itibaren tüm kurumlarda olduğu gibi eğitim de maalesef ehliyet ve liyakat yerine sözüm ona sendikacılık(!) marifeti ile hiçbir şekilde inisiyatif alamayan, bulunduğu yere hiçbir katma değer sunamayan, yukarıda anlattığım sorunları ve soruları değil yanıtlama, tartışma ufkundan bile mahrum bulunan evet efendimci “masasının müdürü” kifayetsiz muhterislere teslim edildi. Bu kifayetsiz muhterislerin yaptıkları ve yapamadıkları işler yüzünden çoğu idealist eğitimci “bana ne” hastalığına yakalandı. Çoğu hizmet etmekten vazgeçip emekliye ayrıldı. Dünyada inisiyatif alan öğretmenler sıralamasında sonuncu sıraya geriledik. Devletin makamlarına olan güven ve itibar kayboldu. Bu tipler yüzünden halkın yönetime karşı güveni sarsıldı. Toplumun her kesimi eskisinden daha fazla görme-karışma-bulaşma- idareyi maslahat et demeye başladı. Adeta geçmişe rahmet okutuldu.

Hani iki günü birbirine eşit olan ziyandandı! Hani haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandı! Hani kim bir kötülük görürse eliyle düzeltecekti, buna gücü yetmiyorsa dili ile düzeltecekti. Buna da gücü yetmiyorsa kalbi ile buğz edecekti!

KEMALİYE GEZİSİ

Dün 25 yıllık dostum Erzincan Kemaliyeli Hasan Kuleli ile sözleşerek Kemaliye’ye gittim. Erzincan’dan 153 km uzaklıkta ve yaklaşık 3 saat süren Kemaliye yolculuğu. Rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun valilik yaptığı dönemde 1997 yılında hizmete açılan Başpınar Köprüsünden bahsetmek istiyorum. Keban Baraj gölü altında kalan köprülerini yeniden yapmak için son 30 yıl boyunca çaba harcayan 24 köy, rahmetlinin insiyatif alarak başlattığı özel idarenin desteği, halk ve merkezden sağlanan katkı ile 3 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanmıştı. Ben o zamanlar Erzincan Eğitim Fakültesi son sınıf öğrencisiydim. İnşaatı karayolları tarafından ekonomik bulunmayan Kemaliye İlçesi Başpınar Köprüsü 1997 yılı fiyatları ile 1 trilyon lira olarak tespit edilmişken, rahmetlinin öncülüğünde 100 milyar liraya mal edilmişti. Finansmanın 1/3 oranındaki kısmı Özel idare, geri kalanı halkın katılımı ve merkezi idare olanakları ile sağlanmıştı. Vadi, Türkiye’de ilk defa yapılan bir uygulama ile ve çelik panel köprü ile geçilmişti. Karayolları Genel Müdürlüğü, böyle bir tekniğin literatürde olmadığını baştan beri iddia ettiği halde,140 ton ağırlığındaki çelik panel köprünün bir ucu feribot üzerine kurulan 30 tonluk bir iskele üzerine oturtulmuş, diğer ucu kıyıdan itilerek karşı yakadaki beton ayaklar üzerine yerleştirilmişti. Bu, rahmetlinin yaptığı onlarca icattan sadece bir tanesi idi. Eğitim alanında ise daha 1984-1988 yılları arasında Tokat Valiliği döneminde yine inisiyatif alarak yerel imkânlarla öncülük ettiği okullaşma oranı ile Tokat da yüzde 95 oranında ikili eğitime son verilerek normal eğitim öğretime geçilmiştir.

Marifet iltifata tabîdir / Müşterisiz metâ zâyidir"

İş ehline verildiği zaman ve ehliyetli kişilerin kadri ve kıymeti bilindiği zaman güzel ülkemde her alanda güzel işler yapılacaktır. Her alanda kaynaklar israf edilmeyecek. Kifayetsiz muhterislerin öğrenme maliyetleri(!) yüzünden hiçbir şey heba olmayacaktır. Zira bilinmelidir ki kişilerin başarıları takdir edildiği ve karşılığı verildiği müddetçe daha iyi sonuçlar elde edilir ve başarıların devamı sağlanır. Çok kaliteli bir mal üreten kişi, eğer o mala alıcı bulamıyorsa başarısının bir anlamı yoktur. Kişilerin yararına kullanılmayan başarıların devamı olmaz.

Selam olsun ülkem için didinenlere, selam olsun işi ehline verenlere…

Ekrem Mustafa ÇAKIR

15/08/2020

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.