Hiç Bitmedi Bu Had Bildirme Sevdaları

Hiç Bitmedi Bu Had Bildirme Sevdaları

Türkiye Cumhuriyeti insanımızın fedakârlığı üzerine kurulmuş kadim geleneği olan milletimizin genç devleti. Bütün cihan ile savaşmak durumunda kalan milletimizin top yekûn destansı mücadelesinin ürünü. Kurulan bu devlet birçok hamasi söylemi bir kenara bırakırsak milletimizin tüm fertlerinin emeğinin karşılığı.

Demem o ki birileri var, savaş meydanında ve gayret zamanlarında oralarda mıydılar bunu bilemiyorum fakat iş neticeyi sahiplenmeye gelince kimseye parsadan pay bırakmak istemiyorlar. Savaş meydanına kağnılarla mühimmat taşıyan Anadolu kadınının, gidip de geri gelmeyen civan yiğitlerimizin kahramanlıklarının biricik varisi olma derdindeler. Efendiler, bu devlet ve bu vatan milletimizin en çok da fakir milletimizin evlatlarının eseridir. Devletin sahibi milletimizin kendisidir. Kimse kendine en büyük pastayı almanın, kendini beyaz diğerlerini zenci saymanın hesabında olamaz. 

Acı yıllardı. Bin yıl sürecek dediler. Medeniyet adına, uygarlık adına insanlığı katlettiler. Üniversitelerde ikna odalarını icat ettiler. Sadece inancından dolayı insanları “kamusal alan “diye uydurdukları safsatanın içinde boğdular. Nice hayatı kararttılar, nice zehir gibi dimağı ziyan ettiler. Bunları söylemekten, yazıp çizmekten artık dilimizde tüy bitti. Medeniyet medeniyet söylemleri altında geçmişin karanlığında boğulan gericiliği yaşadık biz. Üniversite kapılarında ziyan edilen gençlerimizi biz biliriz. O acı zamanların bağrımıza saplanan hançeridir: “ bu hanımefendiye haddini bildirin” bağrışmaları. O sebepsiz hıncın, bigünah insanlara reva görülen muamelenin vücut bulmuş halidir bu sonsuza kadar susacak olan ses. 

Bugün biri daha çıktı. Yine yaraları kanatırcasına kullandı bu sözü büyük mecliste. Söylediklerinin ne manaya geleceğini elbette biliyordu. Bu bir sinirleri, sınırları yoklama hevesidir. Fakat hevesleri kursaklarında kalacaktır biline. Bu sefer kişiler değişikti ama zihniyet ve yaklaşım aynıydı. Sayın Özkoç’un bu sözlerini esefle kınıyoruz. Tıpkı MEMURSEN Genel Başkanı Ali YALÇIN gibi tüm bu davanın inanmış ruhlarını olabilen bütün güçleri ile meselenin karşısında bisutun dağı gibi dimdik durmaya davet ediyoruz. Efendiler, mevzu bir söz değil, birilerinin bu vatanı öz sahiplerinden kendilerinin daha çok malı görmesi, kendilerini beyaz Türkler sınıfına dâhil edişlerinin derdidir. Sayın Cumhurbaşkanı bir ömre mal olan mücadele ile bu ülkenin sahiplerinin bu milletin öz evlatları olduğunu beyinlerine kazıdı. Demek ki mesele henüz iyi anlaşılamamış. Sayın Genel Başkan, bu cesur duruşunuzu takdirle karşılıyoruz. Gün değerlerimiz muhafaza etme adına daha çok birlik olma, birilerinin haddi aşan sözlerine karşı cesur olma zamanıdır. Ülkenin en büyük örgütlü gücünün Lideri olarak bu dik duruşu göstermiş olmanız büyük önem arz eder. Çünkü siz büyük bir gücün önünde duransınız, liderlik edensiniz. Haklı ve Hakka dair tüm söylemlerinizde ardınızda sizi kale gibi destekleyen inanmış dava erlerini bulacaksınız. Mesele, haklı davamızda müstakim olmaktır. Vesselam. 

İbrahim Hakkı CELİS 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.