1 Mart’ta Yüz Yüze Eğitim Mümkün Mü?

1 Mart’ta Yüz Yüze Eğitim Mümkün Mü?

Kamuajans.com – Köy okullarında yüz yüze eğitimin başladığı gün TÖS’ ün Büyük Eğitim Yürüyüşü’nün yıldönümüydü. Eğitim emekçileri mücadelesi; kamusal eğitim hakkı ve aydınlanma mücadelesi açısından aynı zamanda köy okullarına sahip çıkma mücadelesidir.

Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) 1969’ da gerçekleştirdiği Büyük Eğitim Yürüyüşü'nde kürsüden yükselen ses; “Uzak illerden, kerpiç köylerden geldik. Bir koca kışı yarım teneke gazla geçiren ve yirminci yüzyılın sonlarına doğru çocukları kızamıktan ölen, kadınları karanlıkta; ve baskıların boğaza çıktığı, sabrın sinirin kalmadığı yerlerden geldik. Kendilerini egemen sınıfların emir kulu sayan, kraldan çok kralcı yöneticilerin yol bağlarını, telefon zincirlerini kırarak geldik” sesidir.

Büyük Eğitimci Yürüyüşü’nün temel talepleri adil ücret ve grev hakkı ile birlikte eğitimde eşitlik, halk için eğitim, herkes için eğitim hakkı, her köye bir okul talebidir.

Köy okullarına sahip çıkma mücadelesinin ne denli yaşamsal bir mücadele olduğunun gerçekliğini yaşadık, yaşıyoruz. Son 18 yıl içersinde ise on yedi bini aşkın köy okulunun kapatılması sonucunda Aladağ’da; Karaman’da, Kulp’ta, Taşkent’te memleketin her yerinde yoksulluktan, eşitsizlikten kaynaklı cemaat yurtlarına mecbur bırakılan çocukların hayalleri, yaşamları ellerinden alındı. Köylerde yaşayan çocukların yaşadığı eşitsizlik salgında daha da derinleşti.

Yaşanılan tüm sorunlara ve eşitsizliklere rağmen yeterli önlemler alınmadan köy okulları açıldı. Salgında eğitim emekçileri ve öğrenciler, veliler bir kez daha salgınla baş başa bırakıldı. Öğretmenlerin okullara ulaşım, lojman, barınma sorunu çözülmedi. Öğretmenler aşılanmadı. Köy okullarında yeterli temizlik malzemesi ve koruyucu malzeme sağlanmadı, yeterli kaynak ayrılmadı. Öğretmen ataması yapılmadı. Her okulda ihtiyacı karşılayacak kadar temizlik görevlisi istihdam edilmedi. Açık olan köy okullarının neredeyse 3 katı olan kapalı köy okullarının açılması MEB’ in gündeminde dahi değil. Hatta açık olan köy okullarının kapatılmasını kolaylaştıran yönetmelik değişikliği yapıldı. Öğrencilerin uzaktan eğitime erişim, internet erişimi, cihaz sorunu da salgının ilk gününden bugüne devam ediyor.

Köy okullarının açılma kararını sermayenin 'fırsata' dönüştürmesinin ise önü açılıyor. Bazı özel okullar bu karardan 'yararlanarak' yüz yüze eğitimi başlatıyor.

1 Mart’a sayılı günler kala eğitim emekçileri, öğrenciler, veliler açısından ise değişen bir şey yok. 16 Mart’ta salgında okulların kapanmasından bugüne aynı kaygılar ve sorular devam ediyor.

Sınırlı sayıda köy okulunda dahi gerekli önlemleri almayanların 1 Mart’ta yüz yüze eğitimi genişletebilmesi ve yüz yüze eğitimi sürdürebilmesi mümkün mü?

Yüz yüze eğitimin genişletilebilmesi için yeterli önlemler alındı, hazırlıklar yapıldı mı?

Aşılama henüz başlamadı. Aşılama olmadan yüz yüze eğitim gerçekleşebilir mi, sürdürülebilir mi?

Seyreltilmiş ve aşamalı eğitimde öğretmen ataması zorunlu olmasına rağmen neden atama yapılmıyor?

Yüz yüze eğitimde sınavlarla birlikte öğrencilerin yaşadığı eşitsizlik daha da derinleşmesine rağmen sınav ısrarı neden devam ediyor?

Soruların cevapları ise çok açık… Eğitimi bir hak değil, alınıp satılabilir bir hizmet olarak görenler halka ait kaynakları öğrenciler için, eğitim emekçileri için değil; sermaye ve siyasi iktidarın ihtiyaçları için kullanmayı sürdürüyor.

2021 Boğaziçi direnişi ile birlikte umutla başladı. “Bir umudum sende…” diyor ya şair… Umut Boğaziçi direnişinde, umut her okulu, her üniversiteyi mücadele alanına çeviren o emekte, o inatta, o kararlılıkta saklı.

Feray Aytekin Aydoğan

BİRGÜN

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.