5 Ağustos 2016 Tarihli Cuma Hutbesi Yayınlandı

5 Ağustos 2016 Tarihli Cuma Hutbesi Yayınlandı

Kamuajans.com-Diyanet İşleri Başkanlığı 5 Ağustos 2016 tarihinde Türkiye Genelinde okutulacak Cuma Hutbesi yayınlandı.

 

Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı Cuma Hutbesi bu hafta şu şekildedir;

KULLUK SADECE ALLAH’A ÖZGÜDÜR

Kardeşlerim!

İslâm nurunun Mekke topraklarını yeni aydınlatmaya

başladığı günlerdi. Peygamberimiz (s.a.s), Beytullah’ın

yanındaki Safâ tepesine çıktı ve Mekkelilere şöyle

seslendi: “ ‘Şu vadinin arkasında size saldırmak üzere

bekleyen bir ordu var.’ desem bana inanır mısınız?”

Mekkeliler hep bir ağızdan, “Evet, inanırız. Zira biz senin

yalan söylediğini hiç işitmedik.” diye karşılık verdiler.

Bunun üzerine Rahmet Elçisi, “Ben sizi elîm bir azaba

karşı uyarıyorum.”

1 diyerek Mekkeliler nezdinde bütün

insanlığı Allah’a kul olmaya, tevhid inancını benimsemeye

çağırdı.

Kardeşlerim!

Rahmet Peygamberinin bu çağrısı, Hz. Âdem ile

başlayan ve insanları Âlemlerin Rabbine kul olmaya davet

eden yüce bir çağrıdır. Bu kutlu daveti, Hz. Nuh, İbrahim,

Lut, Hud, Salih, Musa, İsa, hâsılı bütün peygamberler

dillendirmişlerdir. Ve Hâtemü’n-Nebiyyinin dilinde

kemâle eren bu çağrı, kıyamete kadar devam edecek ebedi

kurtuluş çağrısıdır.

Bu çağrıda sadece Allah’a iman ve kulluk vardır. Bu

çağrıda bir tek Allah’ın huzurunda eğilmek, eğildikçe de

yücelmek vardır. Bu çağrıda Allah’tan başkasına kul köle

olmayarak gerçek özgürlüğe ulaşmak vardır. Bu çağrıda

hak, hakikat ve hakkaniyet vardır. Bu çağrıda şirk ve

nifaktan, küfür ve isyandan, fitne ve fesattan, hile ve

tuzaktan, yalan ve aldatmadan uzak durmak vardır.

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimiz hutbemizin başında okuduğum âyet-i

kerimede şöyle buyurmaktadır: “Onlara, dini Allah’a has

kılan ve hakka yönelen kimseler olarak sadece O’na

kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri

emredilmişti. İşte dosdoğru din budur.”2

Kardeşlerim!

Bu âyet-i kerime, ibadet ve kulluğun sadece Allah’a

mahsus olduğunu bizlere öğretmektedir. Nitekim

Peygamberimizin vefatına bir türlü inanmak istemeyen

bazı sahabilere Hz. Ebu Bekir’in şu uyarısı son derece

dikkat çekicidir: “Kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki

Muhammed ölmüştür. Kim Allah’a kulluk ediyorsa bilsin

ki Allah diridir, asla ölmez.”3

Kardeşlerim!

İnsanlık tarihi, nefsini, heva ve heveslerini

ilahlaştıran nice zalimlere ibretle şahit olmuştur. Tarih

boyunca kula kullukla, fani şahsiyetlere kölelikle tüketilen

nice beyhude ömürler vardır. İnsanlık onur ve haysiyetini ayaklar altına alan, hak ve hakikat karşısında kör, sağır ve

dilsiz kesilen nice gafil zihinler, taşlaşmış kalpler vardır.

Oysa yüce kitabımız Kur’an’ın mukaddimesi olan

Fatiha suresinde din-i mübin-i İslam’ın kulluk anlayışı

bizlere açıkça takdim edilmiştir. Bizler bu sureyi her gün

beş vakit namazımızda okur ve Rabbimize olan iman ve

kulluk ahdimizi tekrarlarız. “Rabbimiz! Ancak sana

kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi

doğru yola ilet.” diye dua ederiz. Şüphesiz ki bu doğru

yol, Kur’an’ın ve Resûlullah’ın yoludur. Peygamberimiz

(s.a.s), “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır.

Rehberliğin en güzeli Muhammed’in rehberliğidir.”

4

hadisiyle bu yolu bizlere beyan etmiştir. Bu yol, insanlığa

örnek kılınmış İslam ümmetinin on dört asırdır takip ettiği

ana yoldur. Bu yol, insanı aydınlığa ulaştıran yegâne

kurtuluş yoludur. Bu yolun yolcularına Rabbimizin ebedi

nimetlerine mazhar olma müjdesi vardır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Bu bereketli yolun yolcusu olmak, her şeyden önce

Müslüman kimliğini ve şahsiyetini doğru bir şekilde inşa

etmekten geçer. Bunun için bizler, Kerim Kitabımızın ve

Peygamberimizin rehberliğini baş tacı ederiz. Onların

hayat veren rahmet yüklü mesajlarıyla gönlümüzü,

zihnimizi ve hayatımızı mamur etmek için gayret

gösteririz. Rabbimizin, bizlerden istediği insanca bir hayat

için, bizlere emanet verdiği nimetlerin değerini de bunları

değerlendirmeyi de biliriz. Aklımızı başkalarının aklına,

gönlümüzü başkalarının gönlüne, vicdanımızı başkalarının

vicdanına esir etmeyiz. Ebedi kurtuluş beratımızın sadece

Allah’a, Allah’ın rızasına bağlı olduğunu tasdik ederiz.

Bizlere kurtuluş beratı vaat edenleri, hakikatin sadece

kendi elinde olduğunu iddia edenleri dikkate almayız.

Varlığımızı fânî şahsiyetlerin değil, Rabbimizin rızasına;

geçici menfaat ve beklentilere değil, bâkî hakikatlere

adarız.

Kardeşlerim!

Bu aydınlık yolun neferleri olarak bizler, cehalet,

tefrika ve yakılmak istenen fitne-fesat ateşine karşı uyanık

davranırız. Kendimizin, değerlerimizin, inancımızın

farkında oluruz. Onları yozlaştıracak, anlamsız kılacak

tutum ve davranışlardan kaçınırız. Yüce dinimize, Kerim

Kitabımıza, Resûl-i Ekrem Efendimize mensubiyetin, her

türlü mensubiyetten üstün olduğunu kabul ederiz.

Kıymetli Kardeşlerim!

Geliniz, Kur’ân-ı Kerim’in ve Peygamberimiz

(s.a.s)’in dosdoğru yolunun yolcuları olarak bu mübarek

vakitte Rabbimize şöyle niyazda bulunalım:

Allah’ım! Bize imanı sevdir, kalplerimizi imanla

süsle! Bizleri sana şükreden, seni zikreden, sana itaat eden,

sadece sana kul olan, sana yönelip yakaranlardan eyle!

Allah’ım! Suret-i Haktan görünerek bu milletin

arasına fitne ve fesat tohumları ekmek isteyen münafıklara,

bozgunculara fırsat verme!

Bizi din ile, iman ile, Kur’an ile, Peygamber ile

aldatanlardan ve aldananlardan eyleme Allah’ım!

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.