Hangi Medya? Hangi Sivil Toplum?

Hangi Medya? Hangi Sivil Toplum?
Son yıllarda Türkiye’de iktidar ve muhalefet arasında yaşanan tartışmaların boyutu giderek derinleşiyor ve seviyesini kaybediyor. Ülkenin temel meseleleri yerine günübirlik sığ, basit, yapay tartışmalarla kamuoyu üzerinde algı operasyonları yapılıyor. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik buhran ne siyasetin umurunda, ne medyanın ne de vatandaşın.

Aslında vatandaşın umurunda ama bunu gündeme taşımayan medyanın yandaşlığı ülkede yaşanan ekonomik buhranın gündeme taşınmasını engelliyor. 

Zaten siyasi iktidar da bunun böyle olması için mücadele ediyor. 

Sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları da iktidar tarafından beslenince haliyle konu bir türlü gündeme taşınamıyor. 

Sendika ve meslek odası başkanları devletin tepesindekilerle fotoğraf verme, onlarla aynı ortamlarda bulunma telaşında.  

Vatandaş, bu başkanların; başında bulundukları sendika ya da meslek odasındaki son dönemlerini tamamlayıp nasıl vekil olurumun hesabını yaptıklarının farkında. 

Kimin umurunda Türk Lirası yabancı para karşısında pula dönmüş?  

Kimin umurunda memurun, asgari ücretlinin almış olduğu ücret yoksulluk sınırının altına düşmüş? 

Bu ülkede özellikle 2013 yılından sonra başlayan ve iyiden iyiye hissedilen bir ekonomik buhran yaşanıyor. 

Kamuoyu bu ekonomik buhrana dair sendika, sivil toplum ve meslek odalarından tek kelime duymadı.  

Medyanın büyük bir bölümü iktidarın nimetlerinden beslenmeyi bir ilke olarak gördüğünden bu meseleleri üstlenmiş olduğu misyon gereği pas geçiyor. 

Tek derdi sanal gündemleri ekranlara taşıyarak iktidarın yıpranmasını nasıl önleyebilirim. 

Ve bu sanal gündemlerle muhalefeti nasıl peşime takarım da asıl görevini yapmasını nasıl engelleyebilirim. 

Bugün ne yazık ki iktidarın muhalefetten, muhalefetin de iktidardan bir farkı yok. 

İktidar, şeffaf olmayı göz ardı ederek kamuoyunu doğru bilgilendirmekten kaçınıyor, medya da buna ortak oluyor, her akşam ekranlarında kendilerine verilen rolleri oynayan gazetecilerle bu sanal gündemleri kamuoyuna aktarıyor. 

En önemlisi de iktidarı destekleyen medya kanadı ülkede bariz bir şekilde yaşanan ekonomik buhranın konuşulmaması için yeni gündemlerle kamuoyunu meşgul ediyor. 

Sendikalar, meslek odaları, sivil toplum örgütleri de tek bir açıklama yapmıyor, üstelik üstlenmiş oldukları roller gereği bu sanal gündemlerin peşine takılarak “dava açıyor, bakanla, müsteşarla fotoğraf çekiyor.” 

Bu güzelim ülkemizde son aylarda konuşulan meselelere bakınca böyle siyasetçileri bu ülkede söz sahibi yaptığımız için hepimiz suçluyuz. 

Ünal ÇEVİKÖZ’ün Türkiyey’yi ABD’nin seçilmiş müstakbel yeni başkanı Joe BİDEN’e şikâyet etmesi, 

Berat ALBAYRAK’ın ekonomi bakanlığından istifa ediş biçimini gündemden düşürmek için İyi Parti, CHP ve HDP’nin yeni bir anayasa çalışması yaptığına dair gündemi günlerce meşgul eden yayınlar, 

Bülent ARINÇ’ın Selahattin DEMİRTAŞ ve Osman KAVALA ile ilgili açıklamaları, 

Kemal KILIÇDAROĞLU’nun öğretmenler ile ilgili sarf ettiği sözler, 

Katar’ın ortak yapıldığı tank palet fabrikası meselesi, 

Mersin Milletvekili Ali Mahir BAŞARIR’ın tank palet fabrikasını konuşurken Türk Ordusu ile ilgili maksadını aşan ifadeleri, 

Ana muhalefet partisinin bir örgütünde yaşanan taciz iddiaları, 

Evet. Son bir ay içinde ülkemizin gündemini meşgul eden bazı konular bunlar. 

İktidar yandaşları ülkede yaşanan ekonomik buhranın televizyon ekranlarında tartışılmasını önlemek için gündemi meşgul etmekle ne kadar hatalı iseler muhalefet yandaşları da hata üstüne hata yapıp iktidar yandaşlarına bu kozları verip gündemi meşgul ettikleri için de bir o kadar suçludurlar. 

Sendika ve meslek odalarının da üretilen bu sanal gündemler karşısında rollerini iyi oynayıp ekonomide yaşanan buhrana dair tek kelime etmeyip ölü taklidi yapmaları ise başlı başına bir tutarsızlık örneğidir. 

Ülkede ekonomi ve hukuk alanında reformların konuşulduğu bir zamanda en büyük izlenme oranına sahip özel bir televizyon kanalına abartılı bir ceza verilmesi bu ülkede yaşanan garipliklere bir örnek değil midir? 

Ezcümle; 

1 Ocak 2005 tarihinde paradan altı sıfır atıldığında 1 Dolar, 1,38 TL idi. 

Tarih 1 Ocak 2021. 1 Dolar=7, 9 TL. 

Evet, Soruyorum sizlere. Bu ülkenin en önemli sorunu sizce ne? 

Ekonomi mi? Siyaset mi? 

Kalın sağlıcakla. 

Faruk YILDIZ-Elazığ 

Eğitimci-Yazar  

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz