Ben Kimim?

Ben Kimim?
Kamuajans.com – Yörük bir baba ve Türkmen bir annenin çocuğu olarak 1881 yılında Selanik’te dünyaya geldim. İlkokul, Askeri Ortaokul ve Askeri Liseyi birincilikle bitirdim. Daha sonra Harp Okulu ve Harp Akademisini de bitirerek kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldım.

Aslında çocukluğumdan beri bunun hayalini kuruyordum: Asker olmak…

İlk olarak Şam’da bulunan 5. Orduda göreve başladım. Sonra Selanik’teki 3. Orduda, oradan İstanbul’daki Genel Kurmay’a atandım. Daha sonra da Libya’da Tobruk ve Derne taarruzunu başarılı bir şekilde yönettim ve İtalyan saldırılarını durdurdum.

Burada omuz omuza çarpıştığım arkadaşlarım Fuat Bey (Bulca), Nuri Bey (Conker) ve Fethi Bey (Okyar) ilerleyen yıllarda Türk Kurtuluş Savaşı'nda da önemli rol aldılar.

Oradan Harekat Başkanı olarak Akdeniz Boğazları Özel Kuvvetlerine atandım.

Bir dönem Sofya Askeri Ataşeliği görevinde de bulundum.

Birinci Dünya Savaşı’nın en yoğun yaşandığı Çanakkale Cephesi’nde, İtilaf Devletleri Arıburnu’na çıkartma yaparlar ve tümenimle birlikte burada düşmanın ilerleyişini durdurdum. Daha sonra da Anafartalar Grup Kumandanlığına getirildim. Burada “Ben size taaruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.” emrimle Türk Ordusu büyük bir zafer kazandı. Bu sözüm de savaş tarihine damgasını vurdu.

Ayrıca Kafkas ve Suriye-Filistin cephelerinde de çarpıştım.

Bu arada Tuğgeneralliğe terfi ettim. Bitlis ve Muş'u düşman işgalinden kurtardım. Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığına yükseldim.

Birinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Osmanlı Devleti, çok ağır şartlar taşıyan, Türkleri Anadolu’dan atma planı olan Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştı.

İstanbul’da bulunmamdan rahatsız olan itilaf devletleri, bu durumu İstanbul Hükümetine iletti ve Erzurum'da bulunan Dokuzuncu Ordu Müfettiş olarak tayın edildim.

Aslında İstanbul’da bulunduğumuz dönemde, arkadaşlarımla Anadolu’daki direnişi planladık. Bu tayin benim için bir fırsat olmuştu.

16 Mayıs 1919’da İstanbul'u terk ettim ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastım.

İstanbul Hükümeti, Anadolu’daki direnişi örgütlemeye çalıştığımı öğrenince derhal İstanbul’a dönmem için emir verdi. Bunun üzerine ordu müfettişliği görevimden istifa ettim. Amasya, Erzurum ve Sivas’ta kongrelere öncülük ettim.

Bu kongrelerde, “Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir. Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir.” Kararlarının alınmasını, içeride birlik beraberliğin pekişmesini, emperyalist dünyaya da bağımsızlık yolunda meydan okunmasını sağladım.

Bu kongrelerde seçilen Temsilciler Kurulu ile Ankara’ya geldim.

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtım ve ilk Meclis Başkanı oldum.

Bu arada İstanbul Hükümeti tarafından fetvalar çıkartılarak ölüme mahkum edildim. Şeyhülislamın aleyhimde ve TBMM hakkında verdiği fetvalar yüz binlerce basılarak İngiliz uçaklarıyla Anadolu semalarına bırakıldı. Amaç Anadolu’daki direnişi değersizleştirmekti.

Bu arada Mondros Mütarekesinin maddeleri İtilaf Devletleri tarafından uygulamaya konulmuş ve Anadolu’nun dört bir tarafı işgal edilmişti. Yunan Ordusu, İtilaf Devletlerinin desteğiyle Anadolu’nun içlerine doğru ilerliyordu.

Zamanı verimli kullanmam gerekiyordu. Tekalif-i Milliye kararlarını yayınladım ve orduyu savaşa hazırladım.

İsmet Paşa komutanlığında, Birinci İnönü ve İkinci İnönü Savaşlarıyla Yunan Ordusunun ilerleyişi durduruldu.

TBMM tarafından Başkumandan olarak atandım. Sakarya Savaşı’nda düşmanı büyük bir yenilgiye uğrattım.

TBMM tarafından Mareşal rütbesi ve Gazi unvanıyla şereflendirildim.

Düşmana son darbeyi vurmanın zamanı gelmişti. Büyük Tarruz’u Kocatepe’den yönettim. 30 Ağustos 1922’de, Türk Tarihine altın harflerle yazılan Başkomutanlık Meydan Muharebesini kazandım.

“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz.” emrimle ordularımız Yunan’ı İzmir’e kadar takip etti. 9 Eylül’de İzmir’e girdim.

İstanbul hâlâ İngiliz işgali altındaydı. Ordularımı İstanbul’a doğru yola çıkardım. İtilaf Devletlerinin İstanbul’u terk ederek barış istemekten başka bir seçenekleri yoktu.

1 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile İtilaf Devletlerini İstanbul’dan gönderdim.

24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Britanya İmparatorluğu, Fransız Cumhuriyeti, İtalya Krallığı, Japon İmparatorluğu, Yunanistan Krallığı, Romanya Krallığı ve Sırp, Hırvat ve daha birçok irili ufaklı devletin katıldığı toplantıda, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu olan Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasını sağladım.

Bu alandaki başarılarım bütün ezilen milletlere de örnek oldu.

Sömürge devletleri, bizim bağımsızlık mücadelemizden ilham alarak bir bir bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar.

29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdum. Nihayet en büyük hayalimi de gerçekleştirmiş oldum.

Daha sonra Hatay’ı Türkiye’ye kattım.

Komşu ülkelerle barış içinde yaşamak için paktlar kurdum.

Hayatım boyunca yaklaşık 5 bin tane kitap okudum. Bu kitaplar üzerinde incelemeler yaptım, notlar aldım.

Medeni Bilgiler,

Arıburun Muharebeleri Raporu,

Atatürk’ün Hatıra Defteri,

Mustafa Kemal Atatürk’ün Karlasbad Hatıraları,

Zabıt ve Kumandan İle Hasbıhal,

Cumalı Ordusu,

Takımın Muharebe Eğitimi, Geometri,

Taktik Meselenin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler, Bölüğün Muharebe Eğitimi,

Taktik Tatbikat Gezileri,

Nutuk gibi farklı konularda kitaplar yazdım.

Geometri kitabımda, daha sonra da kullanılacak birçok matematik ve geometri teriminin Türkçe ismini belirledim.

Bütün bunlar yeterli miydi?

Elbette ki hayır.

Kurtuluş mücadelemiz zaferle sonuçlanmıştı, ancak şimdi diğer alanlardaki zaferleri de kazanmam gerekiyordu.

Peki, bu amaçla başka neler yaptım?

Akıl ve bilimi rehber edinerek muasır medeniyetin üzerine çıkmayı öğütledim.

Askeri, siyasi, kültürel, eğitim ve ekonomide yükselmek; toplumu geliştirmek, medeni dünyayla yarışabilecek hale getirmek için;

1920 – Anadolu Ajansı

1923 – Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu

1923 – Türkiye Şeker Fabrikaları

1923 – Uşak Terakki Ziraat T. A. Ş.

1924 – Gölcük Tersanesi

1924 – Devlet Demir Yolları

1924 – TC Ziraat Bankası A. Ş. (ziraat bankasının şirketleşmesi)

1924 – Türkiye İş Bankası

1924 – Türk Kadınlar Birliği

1924 – Cumhurbaşkanlığı Orkestrası

1924 – Türkiye Tütüncüler Bankası

1924 – Anadolu Sigorta

1924 – Bursa Karacabey Harası

1924 – Topkapı Sarayı Müzesi

1924 – Cumhuriyet Gazetesi

1925 – Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti)

1925 – İstanbul Liman İşleri İnhisarı

1925 – Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü

1925 – İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T. A. Ş.

1925 – Gazi Orman Çiftliği

1925 – Eskişehir Cer Atölyeleri

1925 – Sanayi ve Maadin Bankası

1925 – Adana Mensucat Fabrikası

1925 – Adana ve Bergama Müzeleri

1926 – Türk Telsiz Telefon Şirketi

1926 – Eskişehir Uçak Bakım İşletmesi

1929 – Alpullu Şeker Fabrikası

1926 – İstanbul’da inşaat demiri üreten ilk haddehane.

1926 – Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri

1926 – Amasya, Sinop ve Tokat Müzeleri

1926 – Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası açıldı

1926 – Bakırköy Çimento Fabrikası

1926 – Uşak Şeker Fabrikası

1926 – Devlet İstatistik Enstitüsü

1927 – Bünyan Dokuma Fabrikası

1927 – Demir Yolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü

1927 – Ankara – Kayseri demir yolu

1927 – Emlak ve Eytam Bankası

1927 – Samsun - Havza - Amasya demir yolları

1927 – Bursa Dokumacılık Fabrikası

1927 – Eskişehir Bankası

1927 – Ankara Arkeoloji Müzesi ve Sivas Müzesi

1927 – Köy Öğretmen Okulları

1927 – İzmir Müzesi

1928 – Anadolu Demir Yolu Şirketinin yabancılardan satın alınması.

1928 – Ankara Çimento Fabrikası

1928 – Ankara Numune Hastanesi

1928 – Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü

1928 – Türk Eğitim Derneği (TED)

1928 – İstanbul Bomonti’de Türk Mensucat Fabrikası

1928 – Amasya - Zile demir yolu

1928 – Malatya Elektrik Santralı

1928 – Kütahya - Tavşanlı demir yolu

1928 – İstanbul’da Üsküdar, Bağlarbaşı ve Kısıklı’da tramvay hatları tesisi

1928 – Ankara Palas Oteli

1928 – Gaziantep Mensucat Fabrikası

1929 – Mersin - Adana demir yolunun yabancılardan satın alınması.

1929 – Ayancık Kereste Fabrikası

1929 – Trabzon Vizera Hidroelektrik Santralı

1929 – Fatih - Edirnekapı tramvay hattı

1929 – Anadolu - Bağdat, Mersin - Tarsus demir yollarının yabancılardan satın alınması

1929 – Haydarpaşa Limanının yabancılardan satın alınması.

1929 – Kütahya - Emirler, Fevzipaşa - Gölbaşı demir yolları

1929 – Paşabahçe Rakı ve İspirto Fabrikası

1930 – Ankara - Sivas demir yolu hattı

1930 – Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası

1930 – Ankara Ziraat Enstitüsü

1930 – Kayseri - Şarkışla demir yolu

1930 – Ankara Etnografya Müzesi

1931 – Bursa - Mudanya demir yolunun yabancılardan satın alınması

1931 – Gölbaşı - Malatya demir yolu

1931 – Bölge Sanat Okulları

1931 – Tekel Genel Müdürlüğü

1931 – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

1931 – Türk Tarih Kurumu

1932 – Devlet Sanayi Ofisi

1932 – Samsun - Sivas demir yolu

1932 – Diyarbakır Tekel Rakı Fabrikası

1932 – İzmir Rıhtım İşletmesinin yabancılardan satın alınması

1932 – Türkiye Sanayi Kredi Bankası

1932 – Kütahya - Balıkesir demir yolu

1932 – Ulukışla - Niğde demir yolu

1932 – Halkevleri

1932 – Türk Dil Kurumu

1933 – Eskişehir Şeker Fabrikası

1933 – Sümerbank

1933 – Adana - Fevzipaşa demir yolu

1933 – Ulukışla - Kayseri demir yolu

1933 – İller Bankası

1933 – İstanbul Üniversitesi

1933 – Zonguldak Yatırım Bankası

1933 – Kayseri Milli İktisat Bankası

1933 – Samsun - Çarşamba demir yolu hattının yabancılardan satın alınması

1933 – Halk Bankası

1933 – Yüksek Ziraat Enstitüsü

1934 – Bandırma - Menemen - Manisa demir yollarının yabancılardan satın alınması

1934 – Keçiborlu Kükürt Fabrikası

1934 – Turhal Şeker Fabrikası

1934 – Isparta Gülyağı Fabrikası

1934 – Basmane (İzmir) - Afyon demir yolunun yabancılardan satın alınması

1934 – Sümerbank Bakırköy Bez Fabrikası

1934 – Bursa Süt Tozu Fabrikası

1934 – Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası

1935 – Aydın demir yollarının yabancılardan satın alınması

1935 – Amortisman Sandığı

1935 – Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA)

1935 – Etibank

1935 – Eti Maden

1935 – Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.

1935 – Türkkuşu

1935 – İstanbul Rıhtım Şirketinin yabancılardan satın alınması

1935 – Ankara troleybüs hattı

1935 – Fevzipaşa - Ergani - Diyarbakır demir yolları

1935 – Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası

1935 – Elektrik İşleri Etüt İdaresi

1935 – Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası

1935 – Afyon - Isparta demir yolu

1935 – Sümerbank Kayseri Dokuma Fabrikası

1935 – Ankara Mamak Gaz Maskesi Fabrikasını gibi birçok fabrika, kurum ve kuruluşu açtım.

Ben Mustafa Kemal Atatürk’üm.

Ceyhun Kalender

Türk Eğitim-Sen

Rize Şubesi


HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz