Şanlıurfa’da Merve AKPINAR isimli kızımız hentbola ilgili ve alakalı...

Bundan dolayıdır ki ilgisi onu hentbola yönlendirmiş.

İlgi alanına yöneliyor olması her zaman savunduğumuz bir durumdur.

Bu görüşümüzde milim sapma yok. Olmayacak da... Zor ama istenirse başarılabilinir.
Örnekleri var dünya üzerinde.

İlgi ve yetenek alanına göre çocuklarımıza okul öncesinden başlayarak bir rota çizilmelidir.

Dikkat buyurun: Okul öncesinden başlayarak...

Eee malum rotası belli olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.

Prof. Dr. Selçuk ŞİRİN, yıllardır okul öncesine yatırım yapın diye boşuna bas bas bağırmıyor.

Çünkü ağaç yaş iken eğilir. Işığı, enerjisi, merakı, keşif duygusu olan çocuklara yatırım yapın diyor aslında Sayın ŞİRİN. Ama biz, çocuklarımızın ilgi ve yetenek alanlarına göre şekillenmesi için kritik kademeler olan okul öncesini ve ilkokulu es geçiyoruz. Üniversiteleri çoğaltarak üniversiteli işsizlerimizi her geçen gün artırıyoruz. Al sana yatırım yerine eğitim sisteminin gençlerimize yaptırımı... Üniversite yatırımı oldu mu işsizlik yaptırımı...

Halbuki çözüm, çok basit... Işığı, enerjisi, keşif duygusu, merakı, sorgulama gücü olan çocuklarımıza yönelmek, onlara yatırım yapmak... Büyük payı onlara hasretmek... Görün bakalım ne yıldızlar ne cevherler çıkıyor. Halihazırda ise birçok yıldızı söndürüyoruz, birçok cehverin üstünde ölü toprağı var.

Her neyse...

Merve kızımız, kendisini ilgi ve yetenek alanına yönlendirmiş yönlendirmesine ama önüne birçok engel çıkmış.

Mesela sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın demişler.
Ah şu eğitimi baltalayan geleneksel bakışlar ve anlayışlar!

Böyle böyle abluka altına almışlar kızımızı anlaşılan.
Böyle bir ablukada olduğunu hissettiği için de ağlamaklı...
Onun açısından içinde bulunduğu durum, çıkmaz ve açmaz olmak üzere...
Lakin yetiştik Merve yetiştik...

Yalnız kendisi bu ön yargılara karşı yılgınlık duymayacağı ya da pes etmeyeceği bir mücadeleye çoktan girişmiş. Sözlerinden anlıyoruz. Aferin sana!

Gerçekten tebrik ederiz kendisini.

Bana bu duruşuyla ve anlayışıyla Amır Khan’ın ‘‘Dangal’’ filmini hatırlattı. Bu filmde, erkek-kız ayrımının yapıldığı bir toplumda kızların da erkeklerden geri kalır yanı olmadığı vurgulanmaktadır. Bir kızın isterse, çabalarsa neler neler başarabileceği, önünü nasıl açacağı, ülkesine neler kazandırabileceği çok iyi yansıtılmıştır. Tabii ön yargılar kırılarak ve asla pes denilmeyerek... İşte bu bakımdan Merve AKPINAR’ın sözlerinin, bakışının ve duruşunun bu filmi çağrıştırıyor oluşu gayet olağan sanırım.

Öte yandan Amır Khan, geçmiş yıllarda gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti sırasında MEB Müsteşarı Yusuf TEKİN ile de görüşmüştü. Okullarımızda, öğretmenlerimiz eliyle Amır Khan’ın eğitime dönük mesajları barındıran filmlerinin de çok izletildiğini biliyoruz. Hatta bazı filmleri öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerinde önerilen filmler arasında... Bunlardan bazıları: Dangal, 3 Aptal, Yerdeki Yıldızlar gibi...

Özellikle ‘‘Yerdeki Yıldızlar’’ ışığı sönmekte olan bir çocuğun, ilgi-yetenek alanının tespiti, ayağa kaldırılışı ve o alana yönlendirilişi ile sönmekte olan yıldızının nasıl parlatıldığını çok iyi gözler önüne sermektedir.

Merve de yıldızı olan bir kızımız... Ama ön yargı ablukasında bu yıldızları sönmeye yüz tutabilir. Bu ön yargılar, açmazlar, çıkmazlar ile baş edemeyebilir. İşte bu noktada devreye bizler girerek ona destek olmalıyız. Nitekim öyle de oldu. Ne güzel! Ne hoş! Mervelere hep böyle destek olmalıyız.

Hep birlikte çocuklarımızın yıldızını parlatalım.
Gözlerindeki feri söndürmeyelim.
Yönlendirelim ve önlerini açmada onlara yardımcı olalım.
Sonuna kadar...

Eğitim ortamını karıştırmadan ve eğitim ortamına karışmadan yapalım bunları.
Malum karışıklık ve karışma, eğitim sistemimizin iki baş belası bence...

Yoksa herkes yolunu kaybediyor bu ortamda...
Yoksa herkesin ışığı sönüyor bu ortamda...
Sistem, sınav endeksli bir fatura kesiyor her birimize.
Bedeli de herkes ödüyor aslında.

Saygılarımla...

Yusuf SEVİNGEN