Günlerden 10 Mayıs 2021 Pazartesi...

Tam kapanmanın bilmem kaçıncı günü...

Hem öğretmenler hem öğrenciler hem de veliler ‘‘17 Mayıs’tan sonra okullar nasıl devam edecek?’’ ve ‘‘Sınavlar iptal olacak mı?’’ sorularının cevaplarını arıyorlar.

Recep Tayyip Erdoğan, uzun iftar programlarından birinde öğrencileri karşısına aldı ve bu konunun kabinede değerlendirileceğini ifade etti.

Yani halihazırda beklemedeyiz.

Beklemedeyiz lakin öngörülerimiz var.

Şimdi bu öngörülerimize bakalım:

Sınavların iptal olup olmayacağı mevzusuna eğilelim. Sınavların, binlerce twıt baskısı olsa dahi yapılacağını düşünüyorum. Zira öğrenciler, 2 dönemdir sınav puanlarından mahrum karneler alıyorlar. Bu durum büyüklerimizin acısını içine veriyor olabilir. Bana sorarsanız sınavların yapılmaması çocuklara hiçbir şey kaybettirmiyor. Aksine vücut ve ruh rahatlığı ile sağlıktan kazandırıyor. Mühim olan da bu zaten. Beni tanıyorsunuz. Sınavlara karşıyım, yalnızca okul sınavlarına değil, MEB sınavlarına da ÖSYM sınavlarına da... Anlayacağınız sınavların her nevisine ve en büyük olanlarına... Babalarına da ağababalarına da... Çünkü şefkatli bir anne yüreği olan herkes, yıldız gibi parlayan ve güneş olmaya namzet çocuklarımızın üzerine kara bulutlar ve karabasanlar gibi çökerek bir kabusu yaşatan sınavların türlü türlüsüne -çocukların açılımı ve gelişimi için- ‘‘Hayır!’’ diyebilmeli... Ziya Selçuk’un kara kara düşünmesine lüzum yok, kabinede öğretmenler-öğrenciler-veliler adına masaya yumruğunu vuracak ve bu sene de sınavların yapılmaması gerektiğine dair görüşlerini kabine üyeleri ile paylaşacaktır. Fakat gelin görün ki Ziya Selçuk, sesimiz ve sözümüz olmakta çekingen davranacağından dolayı çocuklar ve gençler, evet sizler, sınavlara hazırlıklı olunuz! Benden tavsiye, salık verme...

Öte yandan gelelim diğer soruya: ‘‘17 Mayıs’tan sonra okullar nasıl devam edecek?’’ Bu konuda büyüklerimizin, tamamıyla duygusal nedenlere bakmadan küçüklerimizi ve miniklerimizi düşünerek hareket edecekleri kanaatlerini taşıyorum. Yani okullar, 17 Mayıs’tan sonra da ders yılı sonuna dek derslere uzak eğitim yolu ile devam edecekler. Yalnızca sınavlara katılacak öğrenciler, bundan muaf olacaklar. Bu demek oluyor ki 8 ve 12. sınıflara 17 Mayıs’ta okul yolu görünüyor... Anaokullarını ve ana sınıflarını da bu kapsama alabiliriz belki. Eğer ki bu kapanma turizm odaklı ise ve sıcak haziran günleri bizleri bekliyor ise bu kapanmayı boşu boşuna durumuna düşürecek bir eylem içine girileceğini sanmıyorum. Zira dışarıya iyi bir imaj vermek için – gerçi İngilizler ve Fransızlar ülkemizi kırmızı listeye almışlar ama- turistlerin görebileceği kim var kim yok aşılanacak diye bir çıkış bile yapıldı. Yabancıya can güvenliği için güven verme mi oluyor bu? Ya biz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları? Aşılanmazsak can güvenliğimiz hep risk altında olacak. Ve an itibarıyla bize güven veren yok, ne haliniz varsa görün modunda bir hisse sahibim... Ayrıca hariciden gelen yadırgatıcı ve incitici bu sözlerden hissemi de kapmış bulundum. Şükür ki henüz virüsü kapmadan...

Bu anlattıklarım bağlamında düşündüğümüzde 3 haftalık bu boşlukta dahi öğretmenlerin tamamının aşılanmadığı, pik yaparak turistleri kaçırabilecek vaka sayılarını görebilme riski ensemizde boza pişirebileceği, yüz yüze dersler yaz sıcaklarında bunalım üstüne bunalım yaşatabileceği, aç-kapa-aç ihtimalleri göz önüne alındığından bu duruma yeniden mahal verilmesi göze alınamayacağı nedenlerinden ötürü OKULLAR UZAKTAN EĞİTİME DEVAMKEEE... 17 MAYIS’TAN 2 TEMMUZ’A DEK...

Gençler ve çocuklar, günün sonunda -yazının sonunda olmuş oluyor- İrem Derici gibi söylemekten kendimi alıkoyamıyorum:

‘‘(...)Yar bana bakmasa da, yar benim olmasa da, heyecan duymayı seviyor bu gönlüm, BİR SONUÇ ALMASA DA (...)’’

Saygılarımla...

Yusuf SEVİNGEN