Yusuf Sevingen

Yusuf Sevingen

TEK Öğretmen, O da Kadrolu Olan

TEK Öğretmen, O da Kadrolu Olan

‘’ABC’yi biliyor diye öğretmen olunmaz’’ ifadeleri ile MEB’in öğretmenlik mesleğine kabulde halihazırda kullanılan mülakata bir gerekçe, bir dayanak, bir temel meydana getirilmeye çabalanılıyor.

Ve bu temel, bu gerekçe, bu dayanak öne sürülerek mülakat sisteminin gerekliliği anlatılıyor. Kamuoyunu, bu gerekliliğe inandırmak için bir ikna metodu gibi kullanılmak üzere yukarıdaki mezkur sözlere benzer sözler sarf edilebiliniyor...

Bu anlatım sırasında kullanılan dil, öğretmenlerimiz ve öğretmen adayları ve aday adayları üzerinde incitici ve kırıcı bir etki yaratabiliyor, bu bakımdan düşünüldüğünde onlara karşı haksızlık yapılmış olunuyor diyebiliriz.

Sorguluyoruz da, acaba mülakat, ABC’yi bilme dışında öğretmenlik mesleği için gerekli olan özelliklerin varlığını test edip aday adayı öğretmenleri, adil ve hakkaniyetli esasta ve şekilde bir puanlama ile mi ödüllendireceğiz? Mülakat temelinde yapılan öğretmen tayinleri ile mi öğretmenlik kadrolarını daha nitelikli ve kaliteli hale getireceğiz? Okulların öğretmenlik kadrolarını bu yolla gerçekleştirilen atamalar ile mi tahkim edeceğiz ve sağlam temeller üzerine oturtacağız? Okullarımız, bu yolla atanan öğretmenlerimizin doldurduğu öğretmenlik kadroları ile mi ihya olacak?

Bu soruların cevaplarını, kamuoyuna bırakıyorum.

Ben, burada ABC’ye takıldım. Bu takıldığım yerden bakarak, sizleri başka yönlü bir yere götürüp bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Biliyorsunuz, Sayın ÇELİK döneminden Sayın YILMAZ dönemine değin, ara ara kesintilere uğrayarak öğretmenlere istihdamın 657’ye tabi ABC’si öğretilmiştir. Şu an itibariyle, bu yıl içinde atanmış olan öğretmenler, öğretmenliğin B’sinin yüzünü görmekteler.

Aslında, istihdamın 657’ye tabi ABC hikayesi çok gerilere gidiyor aslında.

Önce, yazları ve dönem arası tatillerde maaş alamayan geçici personel pozisyonunda (4/C) çalıştı öğretmen. Bu gördüğü, öğretmenliğin C yüzü idi. En ağır ve sıkıntılı yüzü.

Sonra, öğretmen, geçici personel pozisyonuna göre hakları ( tam yıl maaş alabilir) daha iyi durumda olan, ama kadroluya göre daha geride olduğu kesin 4/B pozisyonunda çalıştı. Bu defa da, ek ders birim ücretindeki adaletsizlik, statik derece/kademe, çakılı olarak istihdam, mazerete bağlı bile yer değiştirememe gibi özlük hakları noktasında kadroludan farklılıkları ile ayrımcılığı iliklerinde yaşayarak hissetti. Bu gördüğü ise öğretmenliğin B yüzü idi. En kaygı ve endişe verici olanı. Öğretmeni kara kara düşündüren ve ensesini karartanı.

En sonunda, öğretmenimiz, sözleşmeliden kadroya geçerek bu serüvenin nihayetinde, öğretmenliğin tam manasıyla tadına varabildi. Hikaye mutlu sonla bitmişti yani. Gökten 3 elma düşmüştü, C’si ve B’si MEB’in elinde kalırken, A’sı öğretmende idi artık. Ve öğretmenliğin A yüzünü gören öğretmenlerin ayağı yerden kesilmişti.

Elbette, fedakarlıklar ile bedeller ödeyerek, çetin yolları aşarak kadroyu kazanmıştı öğretmenlerimiz.

İşte, şu an MEB okullarında görevli olup da, bu süreci yaşamış binlerce öğretmen var, o öğretmenlerimiz istihdamın ABC’sini öğrendiler.

Salt ABC’yi bilmeyen aynı zamanda istihdamın ABC’sini yaşamında her yönlü hissedenler ve yaşayanlar olarak baş tacıdırlar.

MEB; onlara yaparak yaşayarak öğrenme tekniği ile istihdamın ABC’sini öğretti. Hem de tersten...

Şimdilerde ise B’den A’ya istihdamı öğretim şekli ile karşımızda.

Velhasıl, öğretmenlerimiz ABC’yi bir yönlü bilmekte, diğer yönlü bilmekte ve ona binmektedir. Yani iki yönlü de ABC bilinmektedir.

Onun için daha fazla uzatmaya ve zorlamaya gerek yok, hazır TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK MİLLET, TEK DEVLET gibi sadeliğe ve yalınlığa milli duygularımızla taraf modunda iken, TEK ÖĞRETMEN istihdamına, bir daha geri dönmemek üzere geçiş yapmalıyız. O da, KADROLU ÖĞRETMEN MODELİDİR. Eğitim-öğretim sistemi içinde; kafa karıştırmaya, keşmekeşe, ayrıştırmaya, haksızlıklara-adaletsizliklere-ölçüsüzlüklere-standartsızlıklara yol açmaya, arapsaçına döndürmeye ve ikiliğe gerek yoktur.

Bölmeyi, parçalamayı ve ayrıştırmayı reddeden ‘TEK’ olan yukarıdaki düzene yakışan da, uyan da ve çabucak adapte edecek olan da, TEK TİP ÖĞRETMEN MODELİ değil mi sizce? O DA, KADROLU ÖĞRETMEN MODELİ...

Saygı ile...

yusufsevingen@outlook.com
Yusuf SEVİNGEN
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yusuf Sevingen Arşivi
SON YAZILAR