Sade T.C. Yurttaşı
T.C. yurttaşını, Anayasal tanımından (soyut tanım) uzaklaşıp siz tutar yaşam pratiğinde (somut tanım) önüne birtakım sıfatlar koyarak tanımlarsanız o zaman karşınıza şunlar çıkar:
1- Ünlü T.C. yurttaşı
2- Sosyal Medya Fenomeni T.C. yurttaşı
3- Ankara’da Dayısı Olan T.C. yurttaşı
4- Sosyal Medyada Gündem Olmuş T.C. yurttaşı
5- Şu Milletvekilinin, Şu Bakanın akrabası ya da yakını ya da arkadaşı T.C. yurttaşı
6- Yüksek Bir Yerlerde Tanıdığı Olan T.C. yurttaşı
...
En sonunda ise Kimsesiz T.C. yurttaşı
Evet, T.C. yurttaşı işte böyle böyle parçalanıyor, bu nasıl tek millet hali, sizce bu hal tek millete yakışıyor mu, baktığınızda herkesin kimsesi var, bir tek en son sıradaki T.C. yurttaşının kimsesi yok. Halbuki M. Kemal Atatürk ne demişti: ‘Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir.’
Ama gelin görün ki T.C. yurttaşı olarak her yerde, özellikle de devlet kapısında böyle ayrımlar ve bölmeler yapanların ellerine düştüğünüzde, değil hakkınızı almayı, hakkınızı arayacak yollar dahi bulamıyorsunuz, adeta bir çıkmaza ve darboğaza sürükleniyorsunuz.
Eğer T.C. yurttaşı olarak isminizin önüne bir sıfat getirip kimsesiz olmadığınızı göstermişseniz işte o zaman hak ve hukuk mücadelesi vermenize bile gerek kalmıyor, kapılar ardına kadar açılıyor. Size. Ama isminizin önüne koyacağınız bir sıfat yoksa, yani kimsesizseniz, yani sade T.C. yurttaşı iseniz işte o zaman herkes üzerinize üzerinize gelerek hak-hukuk mücadelenizde size adeta el birliği ile bir barikat kuruyor. Resmen bir tıkaç oluyor. Siz de siz oluyorsunuz ve özgürlüklerinizden, haklarınızdan adeta feragat ediyorsunuz. Halbuki değil bir T.C. yurttaşının, bir insanın fıtratı uyarınca (bakınız şu kanun, şu yönetmelik demiyorum) bazı hakları ve özgürlükleri vardır. Fıtrattan süzülerek gelen özgürlüklere ve haklara müdahale ise hukuka aykırı olduğu gibi fıtrata da terstir. Onun için insan fıtratının verdiği haklara ve özgürlüklere var gücümüzle sahip çıkmalıyız, kimseye bunları yedirmemeliyiz. Bir insan olarak, bir T.C. yurttaşı olarak birileri bizlere değer ve onur vermiyorsa biz kendimize bunları katabilmeliyiz. Ve sade T.C. yurttaşlarını çoğalatarak yukarıdaki ayrımları yok etmeliyiz. Şunu iyi bilmeliyiz ki herkesin sade T.C. yurttaşı olarak muamele görmesi, adalet, hukuk güvenliği için olmazsa olmaz bir esastır.
Şimdi soruyorum sizlere. Sade T.C. yurttaşı, yani isminin önüne herhangi bir sıfat getirmemiş olan, yani yalnızca kendisi olan, ne zaman bu ülkede hak-hukuk mücadelesi verirken onurlu, değerli ve önemli olduğunu hissedecek?
İllaki kendisine bir sıfat takınca mı devlet nazarında değerli, önemli ve onurlu olacak? O zaman diğer türlü de sade T.C. yurttaşları elbette eşit olduklarını düşünemeyeceklerdir. Halbuki cumhuriyetin diğer bir vizyonu da neydi? EŞİT YURTTAŞLIK... Fakat gelin görün ki hiçbirisini tam manasıyla başaramamışız. Başarsaydık eğer bir yerlerde işimiz olduğunda ismimizin önüne bir sıfat koymadan çıkardık huzura. Öyle değil mi? Ama öyle mi? Hayır, öyle değil.
Mesela mülakat mı var bir yerlerde? Hemen şu diyalog:
- Alooo Sayın ... benim kız mülakata girecek, sizin tanıdığınız sıfatıyla girmesi için yetkililere ve ilgililere bunu bir iletseniz...
- Sayın ... o şahıs ilimizin önde gelenin oğlu, onu iyi bir okula müdür yapalım.
- Aloo, Aloo, sizlere ... selamını getirdim, bizim şöyle bir işimiz vardı da...
- Aloo kardeş, yok mu senin bir tanıdık, bizim kızı işe sokacak...
Bu konuşmaları alt alta sıralayarak çoğaltabiliriz. Ne kadar üzücü değil mi? Herkes bir kimse bularak huzura çıkma peşinde, öyle olunca kul hakkı yiyen yiyene... Valla böyle giderse tabelalardan nasıl kaldırıldıysa T.C. ibaresi, insanların önünden de kaldırılacak ve sadece sıfatlı yurttaş olarak kimlik kazanıp muamele görecek. Tabii bu işin ironisi...
Bu bağlamda bugün sade bir T.C. yurttaşı bir mesaj gönderdi.
Dedi ki:
‘Sosyal medya fenomeni T.C. yurttaşı bir tivit attığı için ceza almış. Millet, ona destek tivitleri atıp onu twıtterda TT yaparak sesini duyurmuş. Ne güzel ya! Ben de bir paylaşımımdan dolayı ceza aldım. Ama sade T.C. yurttaşı olarak sesimi duyan olmadı. Bu ayrım nasıl oluyor, hala aklım almıyor. T.C. yurttaşı isek aynı muameleyi görmemiz gerekmez mi? Ben de ünlülerden destek tiviti bekliyorum. Belki cezam ertelenir.’
İnsan sormadan edemiyor. SADE T.C. YURTTAŞLARI BU ÜLKEDE NEDEN DİKKAT ÇEKMEZ, NEDEN ONLARA DEĞER VE ÖNEM VERİLMEZ, NEDEN ONLARA ONURLU BİR YAŞAM SUNULMAZ? Savaşta değer gördüğü kadar barışta değer görmüyor sade T.C. yurttaşı. Herkes kendi mahallesindekilerin hakkına ve hukukuna sahip çıkıyor. Öyle olunca seçimden seçime gezilen mahallelerdeki sade T.C. yurttaşlarına bir haksızlığa falan uğradıklarında dönüp bakılmıyor bile.
İnsan sorguladıkça bunları, Kemal SUNAL’ın bir filmindeki türküyü uyarlayarak söyleyesi geliyor, şöyle:
‘KİMİM KİMSEM YOK BENİM, BEN BİR SADE T.C. YURTTAŞIYIM. ÖZGÜRLÜKLERİM EZİLE EZİLE, HAKKIM ÇİĞNENE ÇİĞNENE ORADAN ORAYA İTİLİR DURURUM.’
Saygılar ...
Yusuf SEVİNGEN
1- Ünlü T.C. yurttaşı
2- Sosyal Medya Fenomeni T.C. yurttaşı
3- Ankara’da Dayısı Olan T.C. yurttaşı
4- Sosyal Medyada Gündem Olmuş T.C. yurttaşı
5- Şu Milletvekilinin, Şu Bakanın akrabası ya da yakını ya da arkadaşı T.C. yurttaşı
6- Yüksek Bir Yerlerde Tanıdığı Olan T.C. yurttaşı
...
En sonunda ise Kimsesiz T.C. yurttaşı
Evet, T.C. yurttaşı işte böyle böyle parçalanıyor, bu nasıl tek millet hali, sizce bu hal tek millete yakışıyor mu, baktığınızda herkesin kimsesi var, bir tek en son sıradaki T.C. yurttaşının kimsesi yok. Halbuki M. Kemal Atatürk ne demişti: ‘Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir.’
Ama gelin görün ki T.C. yurttaşı olarak her yerde, özellikle de devlet kapısında böyle ayrımlar ve bölmeler yapanların ellerine düştüğünüzde, değil hakkınızı almayı, hakkınızı arayacak yollar dahi bulamıyorsunuz, adeta bir çıkmaza ve darboğaza sürükleniyorsunuz.
Eğer T.C. yurttaşı olarak isminizin önüne bir sıfat getirip kimsesiz olmadığınızı göstermişseniz işte o zaman hak ve hukuk mücadelesi vermenize bile gerek kalmıyor, kapılar ardına kadar açılıyor. Size. Ama isminizin önüne koyacağınız bir sıfat yoksa, yani kimsesizseniz, yani sade T.C. yurttaşı iseniz işte o zaman herkes üzerinize üzerinize gelerek hak-hukuk mücadelenizde size adeta el birliği ile bir barikat kuruyor. Resmen bir tıkaç oluyor. Siz de siz oluyorsunuz ve özgürlüklerinizden, haklarınızdan adeta feragat ediyorsunuz. Halbuki değil bir T.C. yurttaşının, bir insanın fıtratı uyarınca (bakınız şu kanun, şu yönetmelik demiyorum) bazı hakları ve özgürlükleri vardır. Fıtrattan süzülerek gelen özgürlüklere ve haklara müdahale ise hukuka aykırı olduğu gibi fıtrata da terstir. Onun için insan fıtratının verdiği haklara ve özgürlüklere var gücümüzle sahip çıkmalıyız, kimseye bunları yedirmemeliyiz. Bir insan olarak, bir T.C. yurttaşı olarak birileri bizlere değer ve onur vermiyorsa biz kendimize bunları katabilmeliyiz. Ve sade T.C. yurttaşlarını çoğalatarak yukarıdaki ayrımları yok etmeliyiz. Şunu iyi bilmeliyiz ki herkesin sade T.C. yurttaşı olarak muamele görmesi, adalet, hukuk güvenliği için olmazsa olmaz bir esastır.
Şimdi soruyorum sizlere. Sade T.C. yurttaşı, yani isminin önüne herhangi bir sıfat getirmemiş olan, yani yalnızca kendisi olan, ne zaman bu ülkede hak-hukuk mücadelesi verirken onurlu, değerli ve önemli olduğunu hissedecek?
İllaki kendisine bir sıfat takınca mı devlet nazarında değerli, önemli ve onurlu olacak? O zaman diğer türlü de sade T.C. yurttaşları elbette eşit olduklarını düşünemeyeceklerdir. Halbuki cumhuriyetin diğer bir vizyonu da neydi? EŞİT YURTTAŞLIK... Fakat gelin görün ki hiçbirisini tam manasıyla başaramamışız. Başarsaydık eğer bir yerlerde işimiz olduğunda ismimizin önüne bir sıfat koymadan çıkardık huzura. Öyle değil mi? Ama öyle mi? Hayır, öyle değil.
Mesela mülakat mı var bir yerlerde? Hemen şu diyalog:
- Alooo Sayın ... benim kız mülakata girecek, sizin tanıdığınız sıfatıyla girmesi için yetkililere ve ilgililere bunu bir iletseniz...
- Sayın ... o şahıs ilimizin önde gelenin oğlu, onu iyi bir okula müdür yapalım.
- Aloo, Aloo, sizlere ... selamını getirdim, bizim şöyle bir işimiz vardı da...
- Aloo kardeş, yok mu senin bir tanıdık, bizim kızı işe sokacak...
Bu konuşmaları alt alta sıralayarak çoğaltabiliriz. Ne kadar üzücü değil mi? Herkes bir kimse bularak huzura çıkma peşinde, öyle olunca kul hakkı yiyen yiyene... Valla böyle giderse tabelalardan nasıl kaldırıldıysa T.C. ibaresi, insanların önünden de kaldırılacak ve sadece sıfatlı yurttaş olarak kimlik kazanıp muamele görecek. Tabii bu işin ironisi...
Bu bağlamda bugün sade bir T.C. yurttaşı bir mesaj gönderdi.
Dedi ki:
‘Sosyal medya fenomeni T.C. yurttaşı bir tivit attığı için ceza almış. Millet, ona destek tivitleri atıp onu twıtterda TT yaparak sesini duyurmuş. Ne güzel ya! Ben de bir paylaşımımdan dolayı ceza aldım. Ama sade T.C. yurttaşı olarak sesimi duyan olmadı. Bu ayrım nasıl oluyor, hala aklım almıyor. T.C. yurttaşı isek aynı muameleyi görmemiz gerekmez mi? Ben de ünlülerden destek tiviti bekliyorum. Belki cezam ertelenir.’
İnsan sormadan edemiyor. SADE T.C. YURTTAŞLARI BU ÜLKEDE NEDEN DİKKAT ÇEKMEZ, NEDEN ONLARA DEĞER VE ÖNEM VERİLMEZ, NEDEN ONLARA ONURLU BİR YAŞAM SUNULMAZ? Savaşta değer gördüğü kadar barışta değer görmüyor sade T.C. yurttaşı. Herkes kendi mahallesindekilerin hakkına ve hukukuna sahip çıkıyor. Öyle olunca seçimden seçime gezilen mahallelerdeki sade T.C. yurttaşlarına bir haksızlığa falan uğradıklarında dönüp bakılmıyor bile.
İnsan sorguladıkça bunları, Kemal SUNAL’ın bir filmindeki türküyü uyarlayarak söyleyesi geliyor, şöyle:
‘KİMİM KİMSEM YOK BENİM, BEN BİR SADE T.C. YURTTAŞIYIM. ÖZGÜRLÜKLERİM EZİLE EZİLE, HAKKIM ÇİĞNENE ÇİĞNENE ORADAN ORAYA İTİLİR DURURUM.’
Saygılar ...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.