Özleşme-Özgürleşme-Özdeşleşme
İslam, barış demek ise, müslüman, barışa inanan insan demektir.
Barışa inanan insanların birbirleri ile savaşmaları ise Kur’an-a ve İslam’a göre açıklanması güç bir durumdur.
Bir müslüman, barış için savaşır ancak.
Bir müslüman, bozgunculuğa karşı savaşır ancak.
Bir müslüman, saldırıya maruz kaldığında savaşır ancak.
Ama gelin görün ki, müslüman topluluklar emperyalistlerin çıkar savaşlarına alet ediliyor, birtakım ne idüğü belirsiz öğretiler içinde kendilerini kaybediyorlar, bilinçlerini ve özlerini de ellerinin tersiyle bir kenara itekliyorlar. Hassasiyetleri, barış etrafında şekillenmesi gerekirken, önemsiz ve gereksiz konular etrafında şekilleniyor ve asıl meseleye bir türlü gelinemiyor. Müslüman, savaşların içinde ‘Allahuekber!’ nidaları ile görülüyor ve anılıyor. Ve birileri, görünen köy kılavuz istemez der gibi müslümanı ve İslam’ı bu haliyle insanların gözüne gözüne sokuyor.
Halbuki, müslüman savaş isteyenlere karşı gelmek ve barış için canını ortaya koyandır.
Bir müslümanın tuttuğu her yolun sonu BARIŞA çıkmalıdır.
Çünkü barış, İslam’dır.
Allah’ın müjdesidir yani.
Hal böyle iken, ne oluyor da müslümanlar savaşa adeta mahkum ya da esir ya da mecbur ediliyor.
Savaş esareti ve mecburiyeti altında barışa inanmış ve adanmış yürekler, katılaşıyor, sertleşiyor, bilinçten uzaklaşıyor, insanlıktan çıkar duruma gelebiliyor.
Savaşlar içinde başını kaldıramayan insanın ne sanata ne de kültüre ayıracak vakti olmuyor, zaten müslüman dünyaya bakıldığında, sanat-kültür-bilim birikimi olmadığı görülecektir, bu durumu müslüman dünyanın savaşlar içinde bırakılmasına bağlayabiliriz.
Artık, müslüman denilen insan, gerçek özü-bilinci ve özgürlüğü ile buluşturulmalıdır. O da, Allah’ı ‘her şeye gücü yeten’ olarak tanıma-inanma ile mümkün olabilir, ‘her şeye gücü yeten’e inanma hali müslümanı her hangi bir şeyi ‘tek güç’ olarak görme alışkanlığından kurtaracaktır ve müslümanın gerçek özüyle-bilinciyle buluşmasına vesile olup onu tam manasıyla özgürleştirecektir. BUNA, ÖZLEŞME VE ÖZGÜRLEŞME HAREKETİ DİYORUM.ÇOK GÜZEL BİR HAREKET OLACAKTIR SAVINDAYIM.
Bir de günümüzde, müslüman profili şu özelliklere sahip olması gerekirken, bu profilin şu özelliklere sahip olduğunu gözlemliyoruz, bunu aşağıda karşılaştırmalı olarak sunmak istiyorum:
Özgürlük yerine esaret
Bilinç yerine cehalet
Birbirleriyle savaşarak bilinçlerini, özlerini kaybeden, bu bağlamda cehaletin ve esaretin pençesinde debelenen/kıvranan, savaş isteyenlerin elinde de evrilip çevrilerek yoğrulmuş olan, onların ve dünyalık fayda/menfaatlerin esiri ve kölesi olan ya da peşinden giden müslüman toplulukların, önce barış bilincine ve özüne kavuşarak TEK İSLAM’DA (BARIŞ) buluşmaları, sonra da savaşların tutsaklığından kurtulup özgürleşerek tüm savaş dayatmalarını bertaraf etmeleri şarttır. Yoksa, savaş topraklarında gömülü olan, barış olacaktır.
Artık barış yani İslam, müslüman topraklarda hayat bulmalıdır, yeşermelidir, hatta Dünya’yı sarıp sarmalamalıdır.
Bir müslümanın savaşan-öldüren-asan kesen imajı gerçek özüyle de, gerçek bilinciyle de bağdaşmaz. MÜSLÜMANA, SAVAŞ YAKIŞMAZ.
Elbette, tarihsel derinliklerde, yukarıda tarif ettiğimiz manalardaki müslüman ve İslam ile çelişen, ters düşen, bağdaşmayan birçok olay vardır. Bu olaylar, tarihin içinde olabilir, ama İslam’ın içinde asla olamaz.
Bu olayların bazılarının içinden çıkılması güç, biliyoruz elbette. Lakin, kararlılıkla, cesaretle ve yüksek sesle artık şu cümlenin altını doldurma vakti geldi, esaret ve cehalet altındaki bir müslümanın kendine gelmesi için, hem tarihsel hem islami sorumluluktur bunun adı, nedir o cümle pekala:
’’SÜNNİ YA DA Şİİ DİNİNİ TANIMIYORUZ...’’
EVET, BİZLER MÜSLÜMANIZ, BİZLER İSLAM DİNİNE İNANIYORUZ, KENDİMİZİ BARIŞA ADIYORUZ VE BARIŞ (İSLAM) İÇİN ÇALIŞIYORUZ (AMEL).
Eğer İslam’ın anlamına ters istikamette gidilirse, olacak olan bellidir, Müslümanlar SAVAŞIR-Müslümanlar ÖLÜR-Müslümanlar aşağılanır-savaş çığırtkanları/savaş baronları/savaş tacirleri seyreder. Müslümanın öldüğü savaşlar, onlar için seyirliktir, bunu unutmayınız.
VAR MISINIZ, MÜSLÜMAN OLARAK, İNSANLIĞI BARIŞA İNANDIRMAYA?
ÖNCE KENDİMİZ İNANACAĞIZ BUNA TABİ
NOT: ÖNCE MÜSLÜMAN ÖZLEŞMELİ-ÖZGÜRLEŞMELİ KENDİ İÇİNDE, BERABERİNDE AYAK BASTIĞI TOPRAKLAR ÖZGÜRLEŞECEKTİR VE BİLAHARE MÜSLÜMAN İLE SAVAŞ DEĞİL, BARIŞ ÖZDEŞLEŞECEKTİR...
İSLAM’IN MÜSLÜMANA SUNDUĞU YOL HARİTASI:
Özleşme-Özgürleşme-Özdeşleşme (barış ile)
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN
Barışa inanan insanların birbirleri ile savaşmaları ise Kur’an-a ve İslam’a göre açıklanması güç bir durumdur.
Bir müslüman, barış için savaşır ancak.
Bir müslüman, bozgunculuğa karşı savaşır ancak.
Bir müslüman, saldırıya maruz kaldığında savaşır ancak.
Ama gelin görün ki, müslüman topluluklar emperyalistlerin çıkar savaşlarına alet ediliyor, birtakım ne idüğü belirsiz öğretiler içinde kendilerini kaybediyorlar, bilinçlerini ve özlerini de ellerinin tersiyle bir kenara itekliyorlar. Hassasiyetleri, barış etrafında şekillenmesi gerekirken, önemsiz ve gereksiz konular etrafında şekilleniyor ve asıl meseleye bir türlü gelinemiyor. Müslüman, savaşların içinde ‘Allahuekber!’ nidaları ile görülüyor ve anılıyor. Ve birileri, görünen köy kılavuz istemez der gibi müslümanı ve İslam’ı bu haliyle insanların gözüne gözüne sokuyor.
Halbuki, müslüman savaş isteyenlere karşı gelmek ve barış için canını ortaya koyandır.
Bir müslümanın tuttuğu her yolun sonu BARIŞA çıkmalıdır.
Çünkü barış, İslam’dır.
Allah’ın müjdesidir yani.
Hal böyle iken, ne oluyor da müslümanlar savaşa adeta mahkum ya da esir ya da mecbur ediliyor.
Savaş esareti ve mecburiyeti altında barışa inanmış ve adanmış yürekler, katılaşıyor, sertleşiyor, bilinçten uzaklaşıyor, insanlıktan çıkar duruma gelebiliyor.
Savaşlar içinde başını kaldıramayan insanın ne sanata ne de kültüre ayıracak vakti olmuyor, zaten müslüman dünyaya bakıldığında, sanat-kültür-bilim birikimi olmadığı görülecektir, bu durumu müslüman dünyanın savaşlar içinde bırakılmasına bağlayabiliriz.
Artık, müslüman denilen insan, gerçek özü-bilinci ve özgürlüğü ile buluşturulmalıdır. O da, Allah’ı ‘her şeye gücü yeten’ olarak tanıma-inanma ile mümkün olabilir, ‘her şeye gücü yeten’e inanma hali müslümanı her hangi bir şeyi ‘tek güç’ olarak görme alışkanlığından kurtaracaktır ve müslümanın gerçek özüyle-bilinciyle buluşmasına vesile olup onu tam manasıyla özgürleştirecektir. BUNA, ÖZLEŞME VE ÖZGÜRLEŞME HAREKETİ DİYORUM.ÇOK GÜZEL BİR HAREKET OLACAKTIR SAVINDAYIM.
Bir de günümüzde, müslüman profili şu özelliklere sahip olması gerekirken, bu profilin şu özelliklere sahip olduğunu gözlemliyoruz, bunu aşağıda karşılaştırmalı olarak sunmak istiyorum:
Özgürlük yerine esaret
Bilinç yerine cehalet
Birbirleriyle savaşarak bilinçlerini, özlerini kaybeden, bu bağlamda cehaletin ve esaretin pençesinde debelenen/kıvranan, savaş isteyenlerin elinde de evrilip çevrilerek yoğrulmuş olan, onların ve dünyalık fayda/menfaatlerin esiri ve kölesi olan ya da peşinden giden müslüman toplulukların, önce barış bilincine ve özüne kavuşarak TEK İSLAM’DA (BARIŞ) buluşmaları, sonra da savaşların tutsaklığından kurtulup özgürleşerek tüm savaş dayatmalarını bertaraf etmeleri şarttır. Yoksa, savaş topraklarında gömülü olan, barış olacaktır.
Artık barış yani İslam, müslüman topraklarda hayat bulmalıdır, yeşermelidir, hatta Dünya’yı sarıp sarmalamalıdır.
Bir müslümanın savaşan-öldüren-asan kesen imajı gerçek özüyle de, gerçek bilinciyle de bağdaşmaz. MÜSLÜMANA, SAVAŞ YAKIŞMAZ.
Elbette, tarihsel derinliklerde, yukarıda tarif ettiğimiz manalardaki müslüman ve İslam ile çelişen, ters düşen, bağdaşmayan birçok olay vardır. Bu olaylar, tarihin içinde olabilir, ama İslam’ın içinde asla olamaz.
Bu olayların bazılarının içinden çıkılması güç, biliyoruz elbette. Lakin, kararlılıkla, cesaretle ve yüksek sesle artık şu cümlenin altını doldurma vakti geldi, esaret ve cehalet altındaki bir müslümanın kendine gelmesi için, hem tarihsel hem islami sorumluluktur bunun adı, nedir o cümle pekala:
’’SÜNNİ YA DA Şİİ DİNİNİ TANIMIYORUZ...’’
EVET, BİZLER MÜSLÜMANIZ, BİZLER İSLAM DİNİNE İNANIYORUZ, KENDİMİZİ BARIŞA ADIYORUZ VE BARIŞ (İSLAM) İÇİN ÇALIŞIYORUZ (AMEL).
Eğer İslam’ın anlamına ters istikamette gidilirse, olacak olan bellidir, Müslümanlar SAVAŞIR-Müslümanlar ÖLÜR-Müslümanlar aşağılanır-savaş çığırtkanları/savaş baronları/savaş tacirleri seyreder. Müslümanın öldüğü savaşlar, onlar için seyirliktir, bunu unutmayınız.
VAR MISINIZ, MÜSLÜMAN OLARAK, İNSANLIĞI BARIŞA İNANDIRMAYA?
ÖNCE KENDİMİZ İNANACAĞIZ BUNA TABİ
NOT: ÖNCE MÜSLÜMAN ÖZLEŞMELİ-ÖZGÜRLEŞMELİ KENDİ İÇİNDE, BERABERİNDE AYAK BASTIĞI TOPRAKLAR ÖZGÜRLEŞECEKTİR VE BİLAHARE MÜSLÜMAN İLE SAVAŞ DEĞİL, BARIŞ ÖZDEŞLEŞECEKTİR...
İSLAM’IN MÜSLÜMANA SUNDUĞU YOL HARİTASI:
Özleşme-Özgürleşme-Özdeşleşme (barış ile)
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.