Öğretmen Brigette’ye Bak Sen!
Fransa’nın Dijon kentinde öğretmenlik mesleğini icra eden Brigette’nin ‘‘ilk hedefi Akdeniz’’ imiş.
Bunun için de yüksek hizmet puanına ihtiyaç duyuyormuş.
Brigette için varsa yoksa hizmet puanı imiş.
Nasıl yüksek hizmet puanı hülyaları olmasın Brigette’nin. Ve Brigette, bunu mesleğinin misyonu ve vizyonu nasıl yapmasın. Çünkü Marsilya’nın hayali ile yatıp hayali ile kalkıyormuş.
Brıgette; kendini geliştirmek, öğrenip insanlığa faydalı olmak ya da ruhunu doyurmak için değil de her şeyi hizmet puanı uğruna ve her yolu mübah addederek yapmakta imiş. Hal böyle olunca da her faaliyeti onda biçimsel ya da şekilsel değişiklik yaratıyormuş, töz ile ilgili ya da özsel değişiklik değil. Bu bakımdan Brigette zaviyesinden hizmet puanı prosedürü, prospektüs gibiymiş meslek yaşamında.
Bunun için okulundaki kurslarda görev almış prosedür icabı prospektüs gereği. Söz gelimi 10 saat derse karşılık 5 puan alabiliyormuş. Nasıl alışveriş ama...
Müdürü demiş ki: ‘‘Bak Brigette, iki öğretmensiniz branşınızda ama ben seni tercih ettim. Bu kıyağımı da unutma.’’
Brigette, müdürünün kıyağını hiç unutmamış. Bir öğretmen arkadaşının: ‘‘Öğretmen eğilmez, ders verir.’’ tümcesinin bu şartlar altında onun hayatında bir yeri ve önemi yokmuş. Öğretmenler odasında kahvesini yudumlarken dışından ‘‘evet ya, öyle tabii!’’ deyip ‘‘ içinden gülüp geçtiği kendisi açısından alelade bir tümceymiş işte.
Brigette, bir gün bakanlıktaki yakın bir dostu ile telefonda konuşur iken bir prosedür değişikliği ile nelerin hizmet puanı getirisinin olacağına dair bir öngörüyü arkadaşından işitti ve ona göre hazırlıklara başladı. Zamanı gelince donanımlı olmalıydı. Hazırlıksız yakalanmamalıydı. Brigette, prostektüs donatılarına habire katkı sunmak için yapı olarak armut piş ağzıma düş felsefesini benimsediğinden kolay yollar aradı...
Brıgette; kendisi için garanti ve güvenli olacağını düşündüğü yengesinin dekan, eşinin dekan yardımcısı, çocuklarının ise bölüm başkanları olduğu aile fakültesinde tezli yüksek lisans yaptı.
İlk zamanlarda ders dışı eğitim çalışmalarında arazi olan ve bu nedenle okul projeleri vs.den kaçan Brigette, kıyakçı müdürünün projeleri ona hizmet puanı alabilecek görev pozisyonunda tevdisiyle artık havalara uçuyordu. Hizmet puanını da havalara uçuracaktı gelecek bir zamanda. İçinden kendisine ‘Sus!’ dedi.
Popülasyona evrilen popülist kıyakçı müdür, elbette ki Brigette’yi çoktan Fransa’nın en nüfuslu sendikasına üye yapmıştı. Zaten Brigette o işlerden hiç anlamazdı. Anladığı ise müdürünün kendisi için iyi işler yapmakta olduğuydu. Yani bir lütuftu onun için böyle bir müdür. O da bunun karşılığını bir imza ile vermeliydi. Altı üstü bir imza, ne olacaktı canım. Tabii popülasyona evrilen popülist müdürünü pohpohaması da cabasıydı. Hem de fırsat buldukça... Özellikle büyüklerinin yani amirlerinin yanında...
Tam bu sıralarda yengesinin kankası görev yaptığı yerde yüksek bir pozisyonda göreve başlamasın mı, Brigette’nin başına resmen talih kuşu konmuştu. O yıldan sonra gelsin başarı ve üstün başarı belgeleri ve ödüller de cabası, bunlar Brigette’nin çabası ile değildi yalnız... Ve kimse bilmiyordu bu başarı belgelerinin ileride ne olabileceğini. Brigette, yine içinden ‘Sus!’ dedi.
Ve beklenen an gelmişti, prosedür revize edilip hizmet puanı getiren kriterler değişmişti.
Brigette’nin tam da öngördüğü gibi hizmet puanı havalara uçtu.
Birdenbire hizmet puanı ile birçok kişinin önüne geçti. Ansızındı...
Haksız rekabet, diyenler olunca Brigette ‘Bu, benim hakkım arkadaşım!’ dedi.
Ve o yılki yer değiştirme döneminde hayalini süsleyen Marsilya’ya tayini çıktı.
Marsilya’daki Akdeniz’e nazır evinin balkonundan ufka doğru bakarak şunları mırıldandı:
Yengem sağ olsun... Müdürüm sağ olsun... Yengemin kankası sağ olsun...
Brigette, bir tek ben sağ olayım demedi.
Çünkü kendisi bir ölüydü aslında, ruhunu kaybetmiş doktora bedenine sahip bir açgözlü ve açıkgözlü bir insandı.
Brigette isminin anlamına uygun olarak ‘Güç bende!’ diyerek hülyalarının, ihtiraslarının saltanatı ile yaşamaya devam etti Marsilya’da da... İhtirasın, sonu yoktu tabii...
Sonu olmayan ihtiras içinde hak mı? diye sordunuz. Hak getire...
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN
Bunun için de yüksek hizmet puanına ihtiyaç duyuyormuş.
Brigette için varsa yoksa hizmet puanı imiş.
Nasıl yüksek hizmet puanı hülyaları olmasın Brigette’nin. Ve Brigette, bunu mesleğinin misyonu ve vizyonu nasıl yapmasın. Çünkü Marsilya’nın hayali ile yatıp hayali ile kalkıyormuş.
Brıgette; kendini geliştirmek, öğrenip insanlığa faydalı olmak ya da ruhunu doyurmak için değil de her şeyi hizmet puanı uğruna ve her yolu mübah addederek yapmakta imiş. Hal böyle olunca da her faaliyeti onda biçimsel ya da şekilsel değişiklik yaratıyormuş, töz ile ilgili ya da özsel değişiklik değil. Bu bakımdan Brigette zaviyesinden hizmet puanı prosedürü, prospektüs gibiymiş meslek yaşamında.
Bunun için okulundaki kurslarda görev almış prosedür icabı prospektüs gereği. Söz gelimi 10 saat derse karşılık 5 puan alabiliyormuş. Nasıl alışveriş ama...
Müdürü demiş ki: ‘‘Bak Brigette, iki öğretmensiniz branşınızda ama ben seni tercih ettim. Bu kıyağımı da unutma.’’
Brigette, müdürünün kıyağını hiç unutmamış. Bir öğretmen arkadaşının: ‘‘Öğretmen eğilmez, ders verir.’’ tümcesinin bu şartlar altında onun hayatında bir yeri ve önemi yokmuş. Öğretmenler odasında kahvesini yudumlarken dışından ‘‘evet ya, öyle tabii!’’ deyip ‘‘ içinden gülüp geçtiği kendisi açısından alelade bir tümceymiş işte.
Brigette, bir gün bakanlıktaki yakın bir dostu ile telefonda konuşur iken bir prosedür değişikliği ile nelerin hizmet puanı getirisinin olacağına dair bir öngörüyü arkadaşından işitti ve ona göre hazırlıklara başladı. Zamanı gelince donanımlı olmalıydı. Hazırlıksız yakalanmamalıydı. Brigette, prostektüs donatılarına habire katkı sunmak için yapı olarak armut piş ağzıma düş felsefesini benimsediğinden kolay yollar aradı...
Brıgette; kendisi için garanti ve güvenli olacağını düşündüğü yengesinin dekan, eşinin dekan yardımcısı, çocuklarının ise bölüm başkanları olduğu aile fakültesinde tezli yüksek lisans yaptı.
İlk zamanlarda ders dışı eğitim çalışmalarında arazi olan ve bu nedenle okul projeleri vs.den kaçan Brigette, kıyakçı müdürünün projeleri ona hizmet puanı alabilecek görev pozisyonunda tevdisiyle artık havalara uçuyordu. Hizmet puanını da havalara uçuracaktı gelecek bir zamanda. İçinden kendisine ‘Sus!’ dedi.
Popülasyona evrilen popülist kıyakçı müdür, elbette ki Brigette’yi çoktan Fransa’nın en nüfuslu sendikasına üye yapmıştı. Zaten Brigette o işlerden hiç anlamazdı. Anladığı ise müdürünün kendisi için iyi işler yapmakta olduğuydu. Yani bir lütuftu onun için böyle bir müdür. O da bunun karşılığını bir imza ile vermeliydi. Altı üstü bir imza, ne olacaktı canım. Tabii popülasyona evrilen popülist müdürünü pohpohaması da cabasıydı. Hem de fırsat buldukça... Özellikle büyüklerinin yani amirlerinin yanında...
Tam bu sıralarda yengesinin kankası görev yaptığı yerde yüksek bir pozisyonda göreve başlamasın mı, Brigette’nin başına resmen talih kuşu konmuştu. O yıldan sonra gelsin başarı ve üstün başarı belgeleri ve ödüller de cabası, bunlar Brigette’nin çabası ile değildi yalnız... Ve kimse bilmiyordu bu başarı belgelerinin ileride ne olabileceğini. Brigette, yine içinden ‘Sus!’ dedi.
Ve beklenen an gelmişti, prosedür revize edilip hizmet puanı getiren kriterler değişmişti.
Brigette’nin tam da öngördüğü gibi hizmet puanı havalara uçtu.
Birdenbire hizmet puanı ile birçok kişinin önüne geçti. Ansızındı...
Haksız rekabet, diyenler olunca Brigette ‘Bu, benim hakkım arkadaşım!’ dedi.
Ve o yılki yer değiştirme döneminde hayalini süsleyen Marsilya’ya tayini çıktı.
Marsilya’daki Akdeniz’e nazır evinin balkonundan ufka doğru bakarak şunları mırıldandı:
Yengem sağ olsun... Müdürüm sağ olsun... Yengemin kankası sağ olsun...
Brigette, bir tek ben sağ olayım demedi.
Çünkü kendisi bir ölüydü aslında, ruhunu kaybetmiş doktora bedenine sahip bir açgözlü ve açıkgözlü bir insandı.
Brigette isminin anlamına uygun olarak ‘Güç bende!’ diyerek hülyalarının, ihtiraslarının saltanatı ile yaşamaya devam etti Marsilya’da da... İhtirasın, sonu yoktu tabii...
Sonu olmayan ihtiras içinde hak mı? diye sordunuz. Hak getire...
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.