Öğrencilerin ‘‘Yüksek Yararı’’na Puanları
Özgürlüğün olmadığı yerde saklanırsın, der ünsüz düşünür.
Bizde de özgürlük olmadığı için her insan kendini saklayarak idare eder hayatı. Çoğu kez -mış gibidir hayat...
Okullarımız da bu noktada küçüklerin büyükler gibi görünmek için kullandıkları bir duraktır. Menzili -mış gibi olan pışpışlayan duraklar yani...
Her büyük, ister ki küçükler büyüklerin kurguladıkları hayatta kendilerine biçilmiş rolleri oynasınlar.
Ve bu uğurda suya sabuna dokunmadan karınlarını ve gözlerini doyurmak için belli üniformalar giydirilir zihinlerine. İşte zihinlerinde döndürülen bu dünyada kürek çekerler. Vardıkları yerler hiçbir zaman kendileri değildir. Menzili -mış gibi olan bir yerdir orası... Ama orada kendileri yoktur. Asla da bulamazlar kendilerini. Zira kendilerini menzili -mış gibi olan bu yere gelirken eğleştikleri pışpışlayan duraklara bırakmışlardır.
Okulların bu halleriyle hele hele çocukların mütemadiyen tosladıkları, çarptıkları sınavlarla kendi ilgi, yetenek, beğenilerine ufuk ve alan açabilmeleri mümkün değildir. Ufku olan, heyecanı olan öğretmenler de bu sistemin içinde sınır duvarlarına tosluyor, çarpıyor ve sınırlar içerisinde bocalıyor zaten. Çelişkiler yumağında kıstırılıyor. Ve bu öğretmen, ufkunun ve heyecanının ürünleri olan eylemlerinin beyhude bir çaba olduğunu hissedince kendini sistemin ezberci akışına bırakıyor. Ve tekdüze bir öğretmen oluveriyor. Düz öğretmen ve düz öğrenci üretiyor bu sistem işte.
Ve yeter diyerek ilan ediyoruz buradan:
Doğruların ve yanlışların belli olduğu; bu budur-şu şudur kesinliğinde ve keskinliğinde öğrencilerin hiçbir soru üzerinde düşünmeye ya da kafa yormaya fırsat ve imkan bulamadığı; armut piş ağzıma düş öğretimi ile öğrencilerin vakit tükettiği; yayınevlerinin ticari heveslerle çocukları tükettikleri ya da bitirdikleri soru çöplüğünde hayallerin ve heveslerin çöp edildiği; eğitim camiasındaki birtakım zevatın (bunlar öğretmen de olabilir, müdür de olabilir, bürokrat da olabilir, siyasetçi de olabilir vs.) kişisel yararları uğruna çocukların yüksek hayalleri ve hevesleri ile oyuncak gibi oynandığı bu düzenin artık sonuna gelindi.
MEB, okullara gönderdiği son yazıda bunun işaret fişeğini şu ifadelerle cümle aleme ilan ediyor aslında:
‘‘Derse katılım puanı verirken öğrencilerin YÜKSEK YARARI gözetilecek.’’
Çocukların yüksek yararını gözetmek için Corona koşullarına gerek yoktu. Ama olsun bu şartlar altında da olsa bir adım bir adımdır. Lakin kafi değildir.
Çocukların yüksek yararlarını gerçekten gözetmeyi istiyorsanız kaldırın sınavları, okulları kökten değiştirin.
Sınavlar dünyasında sorularla çocukların gerçek düşüncelerine ve duygularına ipotek konuyor.
Unutmayınız soruların doğru cevapları yoktur. Doğru cevabı olan sorular, ezber düşünceler üretir. Düşünceleri bayağılaştırır. Nitekim öyle de oluyor.
Soruların üzerinde sınırsızca at koşturan düşünceler olmalıdır.
Ve hayat hep bunu dayatacaktır.
Siz sınavları dayattıkça...
Doğanın telkinidir bu.
Binaenaleyh PUANI terk edin artık, hep YÜKSEK YARARI gözetin... İleri gidin YÜKSEK HAYALLERİ VE HEVESLERİ DE GÖZETMEYE YELTENİN...
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.