Son günlerde, bir ilimizin bir ilçesinde, Atatürk’ün ‘Nutuk’ isimli eserinin, içinde bulunduğumuz şu seçim sürecinde propaganda aracı sayılarak, öğrencilere dağıtılmasına izin verilmemesi hakkında kamuoyu çalkalanıyor. Bu süreçte, böyle bir çalkantıya mahal verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Zira; şunu çok iyi bilmekteyiz ki, hem Atatürk hem de onun milli kurtuluşu-Tükiye Cumhuriyeti devleti kuruluşunu anlatan eseri, asla ama asla, hiçbir zaman aralığında, bir propaganda aracı olarak değerlendirilemez. Bu bakımdan, böyle bir anlamaya ve algılamaya mahal veren yazılı bir işlem tesisi, gereksiz yere insanların arasını açan, yeni bir tartışmaya fırsat ve imkan vermiştir. Halbuki, özellikle Atatürk, bayrak ve vatan gibi konularda ayrışmak aklımızın ucundan dahi geçmemelidir. Eğer ki, böyle bir ayrışmaya fırsat ve imkan verilirse, o zaman bizleri parçalanmış ve dağınık görmek isteyenlere gün doğmuş olur. Bu nedenle, ilgili-yetkili kaymakamlığın, bu dönemde ‘Nutuk’un dağıtılmasını ‘sakıncalı’ görmesi ya da değerlendirmesi, dağıtımını seçim sonrasına erteleyen tutumu, endişelenmekteyim ki, ortak değerlerimiz de dahi ayrışmamızın önünü açabilir. Bu halin ise kimseye bir yararı olamaz. Ülkemize bir getirisi de olamaz. Aksine, kaybı olur, ortak cephede insan kaybıdır bu.

Eğer ki, kurum ve kuruluşlarımızda, seçim arifesinde, okullarımıza propagandanın girmemesi için ‘Nutuk’a indirgenecek kadar bir hassasiyet var ise, o zaman aşağıdaki bağlantı adresinde, Eğitim İş Genel Başkanı Sayın Mehmet Balık ağzından verilen olaylarda, ilgili-yetkili kurum ve kuruluşlarımızdan neden bu hassasiyeti göremiyoruz?

http://www.hurriyet.com.tr/belediye-ve-ak-parti-ilce-baskanlarindan-okull-40404906

Tek taraflı bir hassasiyet anlayışı, çifte standartları doğurabilir. Nitekim, özellikle içinde bulunduğumuz süreçte, yukarıda yer verilen bağlantı adresindeki olaylarda da görüleceği üzere öyle olduğuna dair haberler gelmektedir. Bu bağlamda, ifade etmeliyim ki, ülkem için bazen çok ama çok üzüntü duyuyorum. Hiç tartışma konusu olmaması gereken olaylar, bir de bakıyorsunuz ki, yanlış ve uygunsuz tutumlardan ötürü böyle bir yola giriyor. Sonra çıkmaz bir yol oluyor bizler için.

Okullarımızda bina önlerinde Atatürk büstleri var iken, sınıflarımız çerçeveli Atatürk resimleriyle donatılmış iken, ayrıca Atatürk’ün çerçeveli ‘Gençliğe Hitabe’si sınıflarımızda yerini almış iken, Atatürk’ün ‘Nutuk’ isimli eserini seçim arifesinde propaganda aracı sayıp dağıtımına izin vermemek, gerçekten anlaşılmaz ve gariptir. Eğer ki, bir hassasiyet varsa bu konuda, dağıtım yapmak isteyen kurum ve kuruluştan eserler alınır, öğretmenler eliyle öğrencilere dağıtımı yapılır, böylelikle öğrenciler dağıtım sırasında içinde bulunulan bu süreçte, ne ‘sakıncalı’ siyasi yüzleri görür ne de bir propagandaya mahal verilmiş olunur, işte o zaman bu hassasiyetin kısıtlamaları ve sınırlamaları anlaşılır ve normal karşılanır. Böyle bir tartışmaya da mahal ve fırsat verilmemiş olunur. Görmüyor musunuz hala, Batı Atatürk’ü Türk ulusu için bir ayrışma ve bölünme alanı yapmak ve bunun üzerinden istismara dayalı oyunlar oynamak için uğraşveriyor. Batı’nın bu hamlelerine, ‘Nutuk’ dağıtma istemine gereksiz yere izin vermeme gibi tutumlar takınarak, yol verilmiş ve alan açılmış olunuyor. Böylece, Batı bizi ayrıştıran bu gibi fırsatları yakalıyor, biz ise yukarıdaki skandal tutumumuzla kötü emelli ekmeklerine yağ-bal-kaymak sürmüş oluyoruz.

http://aa.com.tr/tr/dunya/bild-gazetesinden-ataturklu-hayir-kampanyasi/780792 (Türk ulusunun hassas ayrıştırma alanından yakalayan, ‘Evet’i ‘Hayır’a; ‘Hayır’ı ise ‘Evet’e karşı kışkırtan Batı’nın fırsatçılığı ve istismarcılığı. Uyanık ve dikkatli olmak gerekir...)

Sonuç olarak, BİR OLMAYA EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZ BİR ZAMANDA, BİRLEŞEBİLDİĞİMİZ CEPHELERDE AYRIŞMAYA FIRSAT VERMEMEMİZ GEREKİR. ÇÜNKÜ TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR OLAN BATI’YA KARŞI BİR OLABİLİRSEK GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE SAVAŞABİLİRİZ. YOKSA, HER ZAMAN BİR OLDUĞUMUZ BAYRAK-VATAN-ATATÜRK GİBİ CEPHELERDE AYRILIRSAK VE TARTIŞIRSAK, İŞTE O ZAMAN HALİMİZ HARAP OLUR.

Sayın yetkililer!

Bugün birliğe dünden daha fazla ihtiyacımız var. Yarınlarda ise daha da fazla ihtiyacımız olacak.

Unutmayınız ki; ‘NUTUK’ta bugünkü anlamda ne ‘evet’ var, ne ‘hayır’ var.

‘Nutuk’ta, yurt topraklarını işgale girişen düşmana karşı mücadeleye ‘EVET’; bu düşmanın esaretinde yaşamaya ‘HAYIR’ diyerek, ‘Allah! Allah!’ nidaları ile M.Kemal’in safına koşan ve Anadolu’ya adeta çıkarma yapan - akın eden yüksek karakterli bir TÜRK ULUSU var.

Kimler mi var bu yüksek karakterli ulusun içinde?

M. AKİF ERSOYLAR,

YUNUS NADİLER VE DAHA NİCE FARKLILIKLAR...

TÜGAV-TGB-ÜLKÜ OCAKLARI-ADD-AGD-ALPERENLER BİR PROGRAM TERTİP ETSE, DEVLET ERKANINI DA MUHALEFETİ DE DAVET ETSE, SONRA OKULLARIMIZA YAZILAR GÖNDERİLİP GENÇLERİMİZ PROGRAMA AKIN ETSE VE BÖYLECE M. AKİF İLE YUNUS NADİ BİRLİKTELİĞİNE BİR KEZ DAHA TANIKLIK ETSEK İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ TARİHLERDE.

İhtiyacımız, TEK-leşmek değil, BİR-leşmektir.

Ey Türk Gençliği!

Korkma!

Nutuk’taki ‘Evet’ ile ‘Hayır’da Bir-leşirsen kazanan TÜRKİYE olur.

Not: Atatürk’ün Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarma yapmasının akabinde işgalci düşmana karşı Anadolu’daki örgütlenmeyi başlatması ve buna önderliği, bu yolda kurtuluş-kuruluş için yaptığı propagandalar, o dönemde birtakım fetvalarla engellenmeye çalışılmıştır... Korkmayınız ve endişelenmeyiniz, Atatürk propagandası, çocuklarımızı-gençlerimizi, emperyalist Batı’ya karşı yurt savunması için kenetleyerek mücadele ruhunu kazandırır... ESARETİ KABUL ETMEYEN, DAİMA HÜRRİYET DİYEN BİR RUH... BU RUHA, SİZCE, BU ZAMANLARDA HİÇ İHTİYACIMIZ YOK MU?

Saygı ile...

Yusuf SEVİNGEN
KamuAjans.com - Özel Haber