Okullarımızda mobbing olayları hızla artmakta ve eğitim öğretim ortamı bundan olumsuz yönde tesir görmektedir. Eğitim öğretim ortamlarında, bu cihette mobbingten en fazla etkilenen ve bu eyleme maruz kalan, bundan dolayı da sıkıntı yaşayan ve muzdarip olan öğretmenlerdir diyebiliriz. Bu bağlamda, öğretmenlere mobbingi yapanların, kimi zamanlar en yakın mesai arkadaşları olan öğretmenler kimi zamanlar ise okul yönetiminden birileri olduğu görülüyor. Pekala, mobbinge maruz kalan öğretmenler ve mobbing yapan kimseler, mobbing yaptıklarının farkındalar mı?

Çevremdeki bir öğretmen arkadaşımdan şunu işittim: ‘’Bana mobbing uygulayan kurum müdürünü bir üst merciye şikayet etmiştim. Şikayetim üzerine, şahsıma mobbing yapan okul müdürü hakkında idari bir soruşturma başlatıldı, bu kendisine de tebliğ edildi. Sonra beni yanına çağırıp ‘mobbing yaptığımı iddia etmişsin, nedir bu mobbing, ben anlamadım’ dedi. O an şaşırdım, kaldım. Ve dilim döndüğünce mobbingi anlattım kendisine. Hem örnekleriyle... Hakkında yürütülen bu soruşturma kapsamında görüştüğü muhakkiklere, bununla ilgili ne cevaplar verdi bilemiyorum. Ama bana yaptıkları mobbing olarak değerlendirilmeyip, herhangi bir ceza almadığı tarafıma tebliğ edildikten sonra mobbingin kapsamını merak ettim. Soruşturma sonunda bir yaptırım olmayınca da huylu huyundan vazgeçmez özdeyişinin ne kadar doğru bir laf olduğunu gördüm ve anladım. Ve ayrıca mobbing iddiaları ile ilgili şikayetim sonuçsuz kalınca da anladım ki, bu mobbing kurumlar içinde önlenebilir bir yaptırım gücüne ya da mekanizmaya sahip değil. Kendimce test edilmiş ve görülmüştür dedim. Etliye sütlüye karışmadan, sadece yemekten ve tuvaletten sonra ellerimi yıkamak için suya sabuna dokunup onun haricinde iş ve sosyal hayatta suya sabuna dokunmadan, işime ve keyfime bakmaya çalıştım. Durum budur işte. Acı değil mi? Tabi, işimi hangi motivasyon ile yaptığım ya da verimliliğim tam istenilir düzeyde mi, bunlar tartışılır...’’
Bu yaşanmış hadiseden hareketle okul müdürlerine ve amir konumunda olan diğer kimselere ve bunların maiyetlerindeki memurlara ve öğretmenlere mobbing dersi vermenin bir ihtiyaç olduğunu ifade etme sorumluluğu hissediyorum kendimde. Yalnızca öğretmenler değil elbette, diğer kamu kurum kuruluşlarında memur ya da başka statülerde çalışan kimseler de mobbinge sıklıkla maruz kalabilmektedir. Hatta bazen uğradıkları mobbing, aile ve sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilmekte ya da alt üst edebilmektedir. Onun için MOBBİNG bir ders olarak, hizmet içi eğitim kapsamında merkezi ya da mahalli seminer ya da kurslarda, özellikle idari amirlere dönük bir plan dahilinde verilmesi için harekete geçilmelidir. Pekala, bu konu üzerinde niçin özellikle kurum ve okul amirlerine dönük bir kurs ya da seminer planlaması yapılmalıdır önerisini sunmaktayız?

Öncelikle, bazı kurum ve kuruluşlarda ya da okullarda idari amirler ya da müdürler, bulundukları makamı kamu hizmeti yapmak için bir araç olarak görmemektedirler. Bulundukları makamdan cesaret ve güven alarak, birtakım yetkilerini amaçları dışında kullanıp istismar ederek, maiyetlerindeki çalışanlara yoğunlaşıp asıl iş ve meşgalelerini terk ederek, çalışanlar üzerinde baskı yapabilmekte ve korku salabilmektedirler. Bu baskı ve korkunun dozu, bir müddet sonra baskının yapıldığı memurun ya da öğretmenin tepkisiz kalması neticesinde daha da artmaktadır. Hal böyle olunca, bu hal, kimi zaman memur da kimi zaman da öğremen de bir yılgınlığa, bıkkınlığa ve giderek verimliliğinin azalmasına neden olabilmektedir. Hatta kimi zamanlarda, bu memurlar ve öğretmenler psikolojik tedaviye ya da desteğe ihtiyaç duyar bir noktaya gelebilmektedirler. Mobbingin etkisiz kılınması ya da minimize edilebilmesi için devlet kurumları kendi bünyelerinde acilen doğru, sağlıklı ve düzgün işleyebilen bir mekanizma kurmalıdır. Bu mekanizma ile kontrolsüz, kötü niyetli ve yetkilerini istismar ederek, amaçlarından saptırarak bir yönetim tarzı sergileyen idari amirlerin, hem takibi yapılarak önü kesilebilir hem de disiplin ya da ceza soruşturmaları ile devreye girilerek gereken dersler pratiksel bir biçimde verilmiş olunur. Yoksa, bunun önü alınamaz . Ve bilinmelidir ki, mobbing ile ilgili gelen geri dönütler bu durumun giderek büyüdüğünü ve kamuda bir mutat hal aldığını gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, her ne kadar merkezi ya da mahalli hizmet içi eğitim kurslarıyla ya da seminerlerle mobbing dersleri verilse de, en büyük ders mobbing yapanlara verilecek en ağır cezalardır. Bu mekanizmanın, hem teoriksel hem pratiksel olarak daha etkili ve etkin bir biçimde daha işler şekle ve esasa getirilmesi gerekiyor.

Mobbing ile ilgili verilecek seminer ve kurs çalışmalarında ilk gösterilecek mobbing kavramının TDK sözlüğündeki tanımı olmalıdır:
mobbing isim İngilizce mobbing bakınız bezdiri
Bu tanımın akabinde bir de terörizm kavramının TDK sözlüğündeki tanımı verilmelidir:
terörizm isim Fransızca terrorisme isim Yıldırıcılık
Mobbing yapanlar da, mobbinge maruz kalanlar da mobbingin ne demek olduğunu bilmiyorlar... MOBBİNG, TDK sözlükte de görüleceği ve anlaşılacağı üzere insanın hayatından bezdirilmesidir... MOBBİNG, en ağır tabir ile terör estirmek ile eş değer olarak değerlendirilebilinir... Bu bakımdan mobbingin terörizm ile de bir dirsek teması vardır... Bu bağlamda, yukarıdaki kıyaslama, MOBBİNGİN hafife alınmayacak bir eylem olması açısından önemlidir... Mobbingin hangi boyutlara ulaşabileceğinin ve neyin temelini yapabileceğinin, sonuçlarının nasıl ağır olabileceğinin anlaşılabilmesi için yukarıdaki iki kavram kıyaslaması bir göstergedir bence...

ONUN İÇİN MOBBİNGİ HAFİFE ALMAYINIZ...
MOBBİNGE EN AĞIR CEZAYI VERMEKTEN GERİ DURMAYINIZ...
UNUTMAYINIZ, RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇER... HİÇBİR DEVLET KURUMUNDA, OKULDA RÜZGARIN EKİLMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ...

Saygı ve sevgi ile...

Yusuf SEVİNGEN 
Kamuajans.com/ÖZEL