Yusuf Sevingen

Yusuf Sevingen

Küçük Yürekler, LGS’de Hem Ter Döktü Hem Gözyaşı

Küçük Yürekler, LGS’de Hem Ter Döktü Hem Gözyaşı

Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir gece ansızın yaptığı açıklama ile TEOG kaldırıldı.
Gerekçe, sınavlardan duyumsanan ızdıraptı.
Sınavlar, ayıkla pirincin taşını telkinine ve dayatmasına göre çocuklarımızı ayıran bir sistemin adıydı.
Zorlayıcıydı.
Sıkıntı verici idi.
Tekdüzeliğin yolu idi.
Hayallere değil, öğrencinin kişiliğine ve benliğine değil, ilgisine ve yeteneklerine değil, o tekdüzelik yolundaki adreslere çıkıştı.
Bir gece ansızın gelen açıklama bu minvalde haklılıklara sahipti.
Ve MEB, Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamasının ardından çalışmalara girişti.
Hayallere, ilgilere, yeteneklere, kişiliğe, benliğe ÇIKIŞ için yapılan bir GİRİŞME idi.
Ama gelin görün ki önümüze getirilen biri sınavlı biri sınavsız iki ayaklı bir sistemdi.
Sınav ile nitelikli okullara, sınavsız şekilde niteliksiz okullara yerleştirme gerçekleşecekti.
Bilinen yalnızca bu ayrımdı.
YİNE KESKİN BİR AYRIMDI ANLAŞILAN.
AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI TELKİNİ VE DAYATMASININ BİR BAŞKA VERSİYONUYDU SANKİ.
Adı da LGS idi.
Her şey ‘ANSIZIN’ olmuştu aslında.
Zaten memleketimizde ‘ANSIZIN’ rüzgarları esiyordu.
Öğrenci rahat nefes alacak, sistem rahatlayacak, öğrenci yeteneğine ve ilgisine göre getirilen yeni sistemin içinde şekillenecek ve yolunu bulacak beklentisi ve hayali içinde iken sunulan 90’lı yıllarda uygulanan sisteme bir rücuydu sanki.
YANİ 90’LI YILLARIN SINAV SİSTEMİNE GERİ DÖNÜŞ.
Yani tam anlamıyla bir hayal kırıklığı.
Her neyse...
Bardağın dolu tarafından bakmaya çalışsak da Polyanna gibi olmaya gayret göstersek de getirilen yeni sınav sisteminin beklentileri karşılamadığı, sonuçlarının da eski sınav sistemlerinden farksız olacağı açıktı.
Nitekim öyle de oldu.
2 Haziran 2018 Cumartesi günü yurt genelinde yapılan LGS’de özellikle Sayısal testte öğrenciler döküldü.
Bu bakımdan;
LGS’de hem ter döktüler hem de gözyaşı...
Yani LGS, hazırlık sürecinde öğrencileri hem manen hem madden boğması yetmezmiş gibi bir de sınavdan sonra gözyaşlarına boğdu.
Bu öğrenciler, daha 14’lerinde efendiler.
Sizce değer mi onları böyle ağlatmaya, böyle gözyaşları içinde bırakmaya?
İçlerindeki hayalleri, ilgileri, yetenekleri perişan etmeye.
İçlerindeki bütün yetenekleri, ilgileri, hayalleri yok etmeye.
Onları darboğazın içinde köreltmeye.
BENCE DEĞMEZ.
Sınavlarda, bana göre bir azınlık kendini tatmin ediyor.
O azınlık pirinç oluyor.
Çoğunluk bu sınavların tokadı, sopası, baskısı, engeli, yontması, zaman çalması, sınırlandırması, maddi-manevi zararları ile köreliyor.
Onlar ise pirinçteki taş.
Çocuklarımız,ne yazık ki sınavların ellerinde şekilleniyor.
Sınavlar ile yatıp sınavlar ile kalkıyorlar.
Ve sabahtan akşama değişen sınavlarla güya hayata hazırlanıyorlar.
Hayata hazırlanma denirse buna tabi.
Sınavlardan yaka silken çok lakin sınavları bu çocukların yakalarından düşürerek bu çocukları sınavlardan kurtaran yok.
Sınavlarla boğuşarak kendisini ilgi-yetenekleri doğrultusunda asla gerçekleştiremeyen çocukların olduğu bir ülkeyiz dünden bugüne.
Düğüm düğüm olmuş bu darboğazdan çocuklarımızı bir türlü alamıyoruz.
Çocuklarımızın, bu sınav sisteminin içinde HAYALLERİ YOK; GERÇEKLERİ YOK; YETENEKLER YOK; İLGİLERİ YOK.
SINAV SİSTEMLERİNİN İÇİNDE VARSA YOKSA DAYATILANLAR VAR.
SINAVLARIN MAHKUMİYETLERİ VE MECBURİYETLERİ VAR.
VE BİR DE ÖĞRENCİLER AÇISINDAN BU SINAVLARIN TELAFİSİ YOK.
Ülkemizde büyük büyük adamlar yanlış yapar, yanılır, bunların telafisi olur.
Ama 14 yaşında çocuklarımız yanlış yapar, yanılır, asla telafisi olmaz.
O yanlış, yanılgı o çocuğumuzun kaderini çizer.
O yanlışın ve yanılgının sonucu hayatı boyunca o çocuğun yakasını bırakmaz.
Ve o çocuğumuz, sınav kaderine mahkum ve mecbur olur.
Efendiler!
Çocuklarımızın gözyaşlarına acıyın, ONLARI GÖZYAŞLARINA BOĞAN BU SINAV AĞIRLIĞINI ÜZERLERİNDEN ALIN!
BU SINAV AĞIRLIĞI ALTINDA NE İLGİYE YÖNELİM OLUR NE YETENEK KENDİSİNİ GÖSTERİR VE GELİŞTİRİR.
Bir türlü şu sistemi, kolaylaştıramadık ve basitleştiremedik.
Bir türlü çocuklarımızı ilgisine ve yeteneğine göre yetiştiremedik.
Onları ilgi ve yeteneklerine göre değerlendirip topluma ve üretime kazandıramadık.
Çocuklarımız, –mış gibi test çözerek basmakalıp olma yolunda adanmış bedenler oldu.
Ruhları, sınava hazırlık süreçlerinde adeta göç etti.
Arapsaçına çevirdiğimiz sistemlerin içinde onların ilgisini, yeteneğini, hayalini tükettik.
Ve okulları, üretim yuvası yapmak yerine bu cihette bakıldığında tüketim yuvası yaptığımızı görmüş bulunuyoruz artık.
Ne yazık ki geldiğimiz noktada bu sistemle ilgili son durum tespiti şudur:
TEOG, duyumsanan ızdıraptı; LGS, yakılan ağıt oldu.
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yusuf Sevingen Arşivi
SON YAZILAR