Yusuf Sevingen

Yusuf Sevingen

Korku Aşılayan Eğitim

Korku Aşılayan Eğitim

cabbar, sobayı sorgulamak için emekledi. hilmi 'aman oğlum yanmasın!' içgüdüsüyle onu engelledi. artık cabbar için sobanın çevresine ambargo konmuştu. baba vizesi olmadan katiyen oraya doğru emekleyemezdi.
cabbar, yürümeye başladı. bu sefer merdiveni sorgulamak için merdivene doğru yürüyordu. gülistan 'aman oğlum düşmesin!' içgüdüsüyle onu engelledi. cabbar için artık merdiven çevresine de ambargo konmuştu. anne vizesi olmadan zinhar oraya doğru yürüyemezdi. 
cabbar, okula başladı. bu sefer de okulu ve okulda olup bitenleri sorgulamaya kafa yordu. cabbar işte bu, ne yapsın o da çocuk (taptaze insanoğlu, allah’ın ümit beslediği ve kendisine güvendiği için cüzirade verdiği) içgüdüsüyle önce ellerini sonra ayaklarını şimdi de kafasını çalıştırmaya yeltenmişti. hakan 'aman çocuk, büyüyünce etliye sütlüye karışıp da başına iş alır ve dert açar.' öğretmen içgüdüsüyle o da onun önüne bir taş koydu. ona direktifin izini sürmesini öğretti. tekrarlıyorum: di-rek-tif. cabbar, ne olursa olsun düz olmalıydı. düz anne, düz baba, düz öğretmen, düz kaymakam, düz doktor, düz savcı, düz esnaf... onun içinde adeta yontuluyordu. düzün sanki kerameti vardı toplumda. hal böyle olunca cabbar da düzün kerametlerini görmek için direktifin emrine hazır ve nazır oldu. ve bu yolda asla o direktifin dışına çıkıp düşünmemeliydi bile. düşünürse suya sabuna dokunarak pis yani tu kaka çocuk olabilirdi. ya da tehlikeli sularda yüzebilirdi. herkes sözümüz onlara elbette cabbar'ı koruyup kolluyordu.

cabbar, hayat boyu kendisine korku aşılana aşılana korkuluklar çizdi kafasında, yüreğinde ve en önemlisi de hayatında. okullarda öğrencinin omzuna yapılan aşılar gibi izler bıraktı bu hayat aşılamaları cabbar’ın yaşamında... artık düşünmemek, vicdanının sesini dinlememek onun bir yaşam felsefesi ve tarzı olmuştu. korkulukların onu koruduğuna inandı hep. korkulukların sınırları içinde kendini özgür ve rahat sandı. baba, ana, öğretmen talimi ile cabbar 'TAMAM' olmuştu. el birliği ile de cabbar'ın cabbar'a doğru emekleme, yürüme, sorgulayarak kafa yorma hamlelerini boşa çıkarmışlardı. 

cabbar, büyüyüp belli bir yaşa gelince ona erişkin dediler. halbuki cabbar asla, katiyen, zinhar hayatta erişkin falan olamayacaktı. çünkü cabbar'ın, cabbar'ın hakkından gelmesine sebep olmuşlardı. hem de el birliği ile... öyle de oldu zaten.
ve cabbar, artık yetişkin bir bireydi (!)  hiçbir zaman beynine, kalbine bakmadı. hiçbir zaman etrafında fır dönen kendini görmedi. hep başkalarının ağzının içine baktı. hep başkalarının etrafında fır döndü. eee ne de olsa direktif okulun ilk öğretisi idi. cabbar, bir gün şöyle sağlam bir işe girmek için kendine dayı aramaya koyuldu. eee ne de olsa herkes bunu yapıyordu. herkesin kerameti kendinden menkuldü zaten. ve buldu da... cabbar, işe girince çok mutlu oldu. cabbar; asla, katiyen, zinhar yaptığının doğru olup olmadığını vicdanına ve aklına sormadı.  çünkü dayısı, yani bir büyüğü yapmış ise zaten doğru idi. bir de herkes vardı arkasında. halbuki herkes direktifi öğrenmişti onun gibi küçük yaştan itibaren ve onun izini sürüyordu. neydi o tılsımlı sözcük: di-rek-tif... ama cabbar, tırsa tırsa hayatta hep tosladı. tosbağa kadar bir hayatı oldu. ta ki cabbar'ın oğlu yavuz babasına şu sözü kulağına çalana kadar: ''Korkunun ecele faydası yoktur.'' cabbar’ın gözü tam açılmıştı ki yaşama gözlerini yumdu. yaşayan cabbar mıydı? ölen cabbar mıydı? bunu da size bırakıyorum.
Not: Bazı yazımlar, imla hatası değildir. Bazı dayatmaların çiğnenmesini temsil eder. 
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yusuf Sevingen Arşivi
SON YAZILAR