EBA’dan İnciler!
EBA TV, yayınlarına başlar başlamaz zıt kutupların ideolojik, dini bakış ve anlayış perspektifinden birbirlerine salvoları başladı. Resmen ideolojik, dini kapışma sahası gibi... Valla yandık bir de bu işin içinde bunların ideolojik ve dini saplantılarından ortaya çıkan salvolarıyla uğraşacağız. Yoksul halk çocukları da oyuncakları ve kurbanları ellerinde tabii... Ah ülkemin gariban çocukları ah! Her neyse...
Can ATAKLI adında bir TV programcısı, ilkokul EBA TV’deki başörtülü öğretmene dil uzatmış. Dil işte kemiği yok ki... Adam, bunu fırsat bilip resmen içindeki nefreti boşaltıyor. Nasıl bir hazdır bu! Gerçekten anlamak mümkün değil.
Adnan MENDERES’in idam sahnesi tüm detaylarıyla gösterilerek çocukların zihin dünyalarında müthiş bir travma yaratılmış. Bu kadar da aleni olmaz ki! İpi kafasından boynuna geçir, ayağının altındaki sehpayı tekmelet, bu neyin kafası, gerçekten anlamak güç. O kısmı kesip vermek çok mu ağır iş yükü? Kardeşim, senin kinini kustuğun yer değil MEB sahası, anlayınız şunu artık. Valla bu kafa yapısı ile MEB iflah olmaz, bilesiniz. Can ATAKLI kafasından farksız bence.
Sonra kesilerek montajlanması gereken bir yayın, tüm çıplaklığı ile ortaya serilmiş. Çıkarılması gereken kısımda, öğretmenin ağzından ‘Yav ne açıklıyorsun, anlat geç.’ sözleri işitilerek olayın ne denli ciddiye alındığı ve özenle yapıldığı görülmüş. Valla ben öğrenci olsam üzülürdüm bu duruma. Bu iş, bu kadar basit mi öğretmen arkadaşım? Anlat-geç tekniği ile yani, öyle mi? Karıştırmadan etmeden anlat-geç, pes doğrusu valla!
Daha sonra bedensel hareketler, gömlekli ve kumaş pantolonlu bir öğretmenin yönetiminde okul üniformalı öğrenciler eşliğinde gösterilerek altı kaval üstü şişhane durumuna düşülmüş. Görenlerin ağzını açık bıraktırmış hatta birçok kişi hareketlerin üstüne değişik müzikleri uyarlayarak videolar yapmış. İşte bu durumlara MEB’i düşürmemek lazım bence.
Bir de aralarda, ilahiler dinletilerek öğrencilere bir dinsel empoze söz konusu imiş. Kimi çocuklara ilahi dinletip haz yaşar kimi İzmir Marşı dinletip haz yaşar. Bizim çocuklar bu durumda ellerde oyuncak ve figüran sanki. Yapmayın etmeyin arkadaşlar. Bu işin kazananı yok.Siz MEB’i ring ya da güreş alanı olarak mı görüyorsunuz? Eğer öyle görüyorsanız, lütfen ringlerinizi ve güreş alanlarınızı kendi çocuklarınızın olduğu ortamlara kurun, bizim çocukların üzerinden ideolojik ellerinizi çekin.
İşte eğitimi kıskaca alan hatta örseleyen hatta ve hatta iflahını kesen bu ideolojik, dinsel vs. bakış ve anlayışlardır.
Bundan ötürü eğitimde işin içinde bir türlü çıkılamamaktadır. Şu atışmalar bile kaosun, çıkmazın oluşması için yeter de artar bile.
Buradan Ziya SELÇUK’a çağrıda bulunmak istiyorum:
- Can ATAKLI adındaki adamı bence ipleyemeyin hala insanların dış görünüşü ile uğraşan, zannedersem anlık ideolojik öfke patlaması yaşayan bir zat.
- Kesinlikle ama kesinlikle bu yayınları hazırlayanlara dikkat edin, bence hiç özenilmiyor. Onları gözden geçirin derim. Çünkü onlarda da ideolojik ve dinsel bir kin patlaması yaşanıyor. Halbuki kin değil, sevgi aşılamalıyız.
- Gerçekten sosyal medyadan iyi niyetli yapılan birçok eleştiride haklılık payı var. Onları dikkate alarak yayınları yeniden gözden geçirip ileriki yayınlarda aynı hatalara düşülmemeli.
-Öğretmenlerimiz yalnızca anlatmak için anlatmamalılar, farklılık yaratarak model olabilmeliler ve MEB’in öğretmen imajı ve temsili için orada bulunduklarının bilincinde olmalılar. Öğretmenlerdeki bir hata, ciddiyetsiz ve özensiz hal, hem MEB’in hem de öğretmenlerin imajına zarar verir. Tekrar ediyorum, oradaki bir öğretmen binlerce okulu ve öğretmeni temsil ettiğini unutmamalı. Çünkü ekran karşısında milyonlar var. Ve izliyorlar.
- Öğretmenlerimiz monotonluktan sıyrılmalı. 20 dakikanın içine kendilerinden de bir şeyler katabilmeliler. Yukarıdaki öğretmenin ‘Yav ne açıklıyorsun, anlat geç.’ kafasında olup MEB’in imajını daha da düşürmemeliler. Ekranda yazılı olanı okuyup geçmekle bu iş olmaz.
Son olarak şunu söylemek zorundayım. MEB, bu işi ciddiye alanlarla ve özenli davrananlarla çalışmalıdır. Lakayt ve laubali haller, hemen kendini belli ediyor zaten. Bu halkın çocukları, iyi olunana sizce layık değil mi? Bu halkın çocuklarına hangi eğitim kalitesini layık gördüğünüzün sınavını da veriyorsunuz. MEB için bu bir fırsat. Bence MEB için bir PR’DİR.
Sonunda EBA, MEB BABA, dedirtebilmelidir. Bakalım, göreceğiz.
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN
Can ATAKLI adında bir TV programcısı, ilkokul EBA TV’deki başörtülü öğretmene dil uzatmış. Dil işte kemiği yok ki... Adam, bunu fırsat bilip resmen içindeki nefreti boşaltıyor. Nasıl bir hazdır bu! Gerçekten anlamak mümkün değil.
Adnan MENDERES’in idam sahnesi tüm detaylarıyla gösterilerek çocukların zihin dünyalarında müthiş bir travma yaratılmış. Bu kadar da aleni olmaz ki! İpi kafasından boynuna geçir, ayağının altındaki sehpayı tekmelet, bu neyin kafası, gerçekten anlamak güç. O kısmı kesip vermek çok mu ağır iş yükü? Kardeşim, senin kinini kustuğun yer değil MEB sahası, anlayınız şunu artık. Valla bu kafa yapısı ile MEB iflah olmaz, bilesiniz. Can ATAKLI kafasından farksız bence.
Sonra kesilerek montajlanması gereken bir yayın, tüm çıplaklığı ile ortaya serilmiş. Çıkarılması gereken kısımda, öğretmenin ağzından ‘Yav ne açıklıyorsun, anlat geç.’ sözleri işitilerek olayın ne denli ciddiye alındığı ve özenle yapıldığı görülmüş. Valla ben öğrenci olsam üzülürdüm bu duruma. Bu iş, bu kadar basit mi öğretmen arkadaşım? Anlat-geç tekniği ile yani, öyle mi? Karıştırmadan etmeden anlat-geç, pes doğrusu valla!
Daha sonra bedensel hareketler, gömlekli ve kumaş pantolonlu bir öğretmenin yönetiminde okul üniformalı öğrenciler eşliğinde gösterilerek altı kaval üstü şişhane durumuna düşülmüş. Görenlerin ağzını açık bıraktırmış hatta birçok kişi hareketlerin üstüne değişik müzikleri uyarlayarak videolar yapmış. İşte bu durumlara MEB’i düşürmemek lazım bence.
Bir de aralarda, ilahiler dinletilerek öğrencilere bir dinsel empoze söz konusu imiş. Kimi çocuklara ilahi dinletip haz yaşar kimi İzmir Marşı dinletip haz yaşar. Bizim çocuklar bu durumda ellerde oyuncak ve figüran sanki. Yapmayın etmeyin arkadaşlar. Bu işin kazananı yok.Siz MEB’i ring ya da güreş alanı olarak mı görüyorsunuz? Eğer öyle görüyorsanız, lütfen ringlerinizi ve güreş alanlarınızı kendi çocuklarınızın olduğu ortamlara kurun, bizim çocukların üzerinden ideolojik ellerinizi çekin.
İşte eğitimi kıskaca alan hatta örseleyen hatta ve hatta iflahını kesen bu ideolojik, dinsel vs. bakış ve anlayışlardır.
Bundan ötürü eğitimde işin içinde bir türlü çıkılamamaktadır. Şu atışmalar bile kaosun, çıkmazın oluşması için yeter de artar bile.
Buradan Ziya SELÇUK’a çağrıda bulunmak istiyorum:
- Can ATAKLI adındaki adamı bence ipleyemeyin hala insanların dış görünüşü ile uğraşan, zannedersem anlık ideolojik öfke patlaması yaşayan bir zat.
- Kesinlikle ama kesinlikle bu yayınları hazırlayanlara dikkat edin, bence hiç özenilmiyor. Onları gözden geçirin derim. Çünkü onlarda da ideolojik ve dinsel bir kin patlaması yaşanıyor. Halbuki kin değil, sevgi aşılamalıyız.
- Gerçekten sosyal medyadan iyi niyetli yapılan birçok eleştiride haklılık payı var. Onları dikkate alarak yayınları yeniden gözden geçirip ileriki yayınlarda aynı hatalara düşülmemeli.
-Öğretmenlerimiz yalnızca anlatmak için anlatmamalılar, farklılık yaratarak model olabilmeliler ve MEB’in öğretmen imajı ve temsili için orada bulunduklarının bilincinde olmalılar. Öğretmenlerdeki bir hata, ciddiyetsiz ve özensiz hal, hem MEB’in hem de öğretmenlerin imajına zarar verir. Tekrar ediyorum, oradaki bir öğretmen binlerce okulu ve öğretmeni temsil ettiğini unutmamalı. Çünkü ekran karşısında milyonlar var. Ve izliyorlar.
- Öğretmenlerimiz monotonluktan sıyrılmalı. 20 dakikanın içine kendilerinden de bir şeyler katabilmeliler. Yukarıdaki öğretmenin ‘Yav ne açıklıyorsun, anlat geç.’ kafasında olup MEB’in imajını daha da düşürmemeliler. Ekranda yazılı olanı okuyup geçmekle bu iş olmaz.
Son olarak şunu söylemek zorundayım. MEB, bu işi ciddiye alanlarla ve özenli davrananlarla çalışmalıdır. Lakayt ve laubali haller, hemen kendini belli ediyor zaten. Bu halkın çocukları, iyi olunana sizce layık değil mi? Bu halkın çocuklarına hangi eğitim kalitesini layık gördüğünüzün sınavını da veriyorsunuz. MEB için bu bir fırsat. Bence MEB için bir PR’DİR.
Sonunda EBA, MEB BABA, dedirtebilmelidir. Bakalım, göreceğiz.
Saygılarımla...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.