Yusuf Sevingen

Yusuf Sevingen

Bir Eğitimcinin Yaptığı İş, Kimliğidir

Bir Eğitimcinin Yaptığı İş, Kimliğidir

Bu sayfadan öğretmenlere bir kimlik kazandırmak lazım diyoruz.

Bunun için de öğretmenlik kimliğinin içinin anlamlı, tutarlı, uyumlu ve yerli yerinde doldurulması lazım diyoruz.

Yöneticilik, öğretmenlikten ayrılmalı diyoruz. Tabii dileyen öğretmenler yönetici olabilirler ama o andan sonra artık yöneticidirler. Hatta okul yöneticiliği için bir yükseköğretim programı bile açılabilir.

Nasıl yöneticilik unvanı öğretmenlğe kimlik kazandırma yolunda uygun değilse sözleşmelilik, ücretlilik gibi unvanlar da öyledir diyoruz. Bu statülerin ve mülakatların öğretmenlerin onurunu, gururunu kırdığını ve itibarını yaraladığını ifade ediyoruz.

Öğretmenliğin sınıfı dersliklerdir diyoruz.
Öğretmenliğin yeri öğretmen masasıdır, yazı tahtası önleridir, öğrenenlerin huzurudur diyoruz.
Sonra öğretmenliğin bir yanı kendisi ise diğer yanı çocuklardır diyoruz.
Ve bu pozisyonda bir öğretmenlik kimliğini inşa edebilir öğretmen diyoruz.
Böylelikle kendi içinde bir öğrenme yolculuğuna çıkabilir diyoruz.

Diyoruz da diyoruz işte.

Gelin görün ki içinde bulunduğumuz yaz tatili döneminde, önümüzdeki mesleki çalışmaların başlaması yaklaşmış iken eğitim-öğretim ortamlarındaki fiili genel manzara şöyle:

Öğrenci sırası ve masası boyayan eğitimciler.

Öğrenci sırası ve masası onaran eğitimciler.

Okul iç-dış cephesi boyayan eğitimciler.

Okulun çatı, kapı ve pencere işlerini yapan eğitimciler.

Okul donanımlarını onaran eğitimciler.

Okul donanımlarını monte eden eğitimciler.

Okulun bahçe işlerini yapan eğitimciler.

Okulun fiziki /donanım eksiğini gediğini gideren ve fiziksel daha birçok işini yapan eğitimciler.

Yeni ders yılında kullanılacak ders kitaplarını poşetleyen eğitimciler.

Müteahhidin yarım bıraktığı işleri tamamlayan eğitimciler.

Daha birçok iş...

Söz konusu ve söz konusu olmayan birçok iş eğitimcilere yıkılıp onlardan ‘fedakarlık’ yapmaları isteniyor. Tabii bu olaylar her yerde olmuyor. Sonra fedakarlıkları ulusal ve yerel medyada yer buluyor. Böylece fedakarlıkları gösterilerek takdir edilmiş oluyorlar. Tamam; iyi, hoş da bunlar bir eğitimcinin işi midir? Başkalarının yapması gereken, sorumluluğunda olan işler neden eğitimcilerin üzerine yıkılır?


Bu bağlamda şunları da sormak lazım:

Yineleyerek ifade ediyorum bir eğitimcinin işi yukarıda sıraladıklarımız mıdır?

Öğretmenler, öğretmenlik kimliğini bu işleri yaparak mı kazanacaklardır? Yoksa bu işler öğretmenlerin kimlik inşa etme yolunda bir engel midir? Yani inşaat işleri ile öğretmenlik kimliği inşa edilebilir mi?

Sadede gelelim. Yöneticilik, sözleşmelilik, ücretlilik nasıl ki öğretmenlik kimliğinin inşası yolunda birer engelse ve öğretmenlikten ayrışması gerekiyorsa yukarıdaki işler de öğretmenlikten net ve keskin bir biçimde ayrıştırılmalıdır.

YOKSA ÖĞRETMENLİK KİMLİĞİ OLUŞMAZ, OLUŞAN KİMLİK DE KENDİSİNİ BAŞKA YERLERDE GÖRDÜKÇE KARMAŞIKLAŞIR.

Tekrarlıyorum:

ÖĞRETMEN, DERS VERİR.
ÖĞRETMEN, KALEM TUTAR.
ÖĞRETMEN, YARENLERİ OLAN ÇOCUKLARLA ÖĞRENME YOLCULUĞUNA ÇIKAR.
ÖĞRETMEN, SINIFTADIR.
ÖĞRETMEN, ÖĞRETMEN MASASINDADIR.
ÖĞRETMEN, YAZI TAHTASI ÖNLERİNDEDİR.
ÖĞRETMEN ANCAK İŞİNİN BAŞINDA KİMLİK KAZANABİLİR.


Saygılarımla...

Yusuf SEVİNGEN 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yusuf Sevingen Arşivi
SON YAZILAR