Al Sana İllet ve Zillet: Nepotizm
İlber ORTAYLI, bir yerde şöyle diyor:
‘Memlekette feci bir nepotizm var.’
Şimdi sorgulamaya başlayalım.
Ama önce gelin nepotizm nedir? sorusuna cevap verelim.
Nepotizm: Yeğencilik ya da akraba kayırmacılığıdır.
Nasıl ki monarşinin karşısında cumhuriyet var, nepotizmin karşısında da liyakat vardır.
Tabii bir de nepotizmin iltimas, imtiyaz gibi kavramlarla yoldaşlığı var.
Buradan hareketle ülkemizde nepotizm var mı, yok mu? - durun hele bir saniye- bunu sorgulayacağız yazının ilerleyen bölümünde.
Paradoks şuradadır ki monarşinin karşısında olan cumhuriyet düzeninde nepotizm bataklıkları nasıl meydana gelebilir?
Bu bataklıklarda neler kök salar mesela?
Mesela makam hırsı olanlar, yan gelip yatarak ekmek elden su gölden yaşamak isteyenler, armut piş ağzıma düş felsefesinden ödün vermeyenler vs...
İşte bu bataklıklar bu kimseleri yetiştirir.
Malum bataklık çevresinde sivrisinek çok olur, bu sivrisineklerin istek vızıltıları da hiç bitmez, düşünsenize dırdıra varan bir vızıltı, başının etini yiyen, bu istek vızıltıları onları ihtirasa kadar sürükler zaten. İhtirası olan liyakattanımazdır. Muhteris derler eski Türkçede ona. Durdurana aşk olsun.
Biraz geriye gidersek 1923’te kurulan cumhuriyet ve 1946 yılında esen rüzgar ile ülkemizde soluk almaya başlayan demokrasi yönetim şekilleri de nepotizm hastalığını yok edememiştir. Aksine demokrasi ile nepotizm daha da yayılmaya başlamıştır. Hatta kök salmaya... Eee demokrasinin kötüye kullanılmasından çıkan bir çıbanbaşıdır bu. Demokrasi adeta uç vermiştir. Bakınız ne diyor İlber ORTAYLI:
Bu sorunların başında, imparatorluk geleneğinde bulunmayan nepotizm gelir. ‘Nipote’ ‘yeğen’ demektir. Papaların bir kısmının, kilise varidatını, mülkünü ve idaresini sözde kendi yeğenlerine bırakmasıyla ortaya çıkmış bir terimdir. Genel kullanımı itibariyle, ‘akraba kayırıcılığı ve aşiretçilik’ demektir. Bizim tarihimizde bu geçmişten gelen bir hastalık değil, doğrudan doğruya demokrasiyle gelen bir hastalıktır ve bizi eritip bitirmektedir. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu’nda hakim idarenin, yani hanedanın iktidarının bu şekilde hanedanlaşmalara tahammül edemediği çok açıktır. Sokullu Mehmed Paşa’nın, akrabalarını iş başına getirerek, bir nevi nepotizmden dolayı çok planlı bir suikastla hayatını kaybetmesinin ardında bu iktidar özlemi vardır. Aslında son derece ehliyetli ve becerikli, uzun süre taht makamında kalmış bir vezirdir. Benzer bir olay, Nevşehirli İbrahim Paşa açısından da, II. Mustafa’nın hocası Feyzullah Efendi hanedanı bakımından da doğrudur. Bu isimler ya devletin ya da alt katmandaki bürokrasinin ve askerin müdahaleleriyle ortadan kaldırılmıştır.” Ortaylı, İlber (2016). İmparatorluğun Son Nefesi Osmanlı’nın Yaşayan Mirası Cumhuriyet, Timaş Yayınları, İstanbul. (s. 181-182).
İşte nepotizmin bu yaygınlığı İlber ORTAYLI’ya en sonunda yukarıdaki şu sözü söyletmiştir:
‘Memlekette feci bir nepotizm var.’
Ben ORTAYLI’dan esinlenerek bu sözü daha da ileriye götürmek istiyorum:
‘Memlekette çılgınca bir nepotizm var.’
Şöyle ki:
Şimdi sorgulamaya başlayalım.
Memlekette bazı makamlar demokrasinin kaleleridir.
Mesela muhtarlıklar.
Mesela belediye meclis üyelikleri.
Mesela belediye başkanlıkları.
Mesela milletvekillikleri.
Mesela cumhurbaşkanlığı.
Tepeden tırnağa kadar sıraladık demokrasinin uzuvlarını.
Demokrasi bunlarla yönetimde hayat bulur.
Seçimler de bu uzuvların yaşayabilmesi için hayati öneme sahip demokrasinin olmazsa olmaz bir parçasıdır.
Bu makamlarda oturanların değişmesi ise o memlekette demokrasinin olduğunun hem delili hem de alametifarikasıdır.
Pekala bizde bu açıdan bakıldığında durum nedir?
Evet, her seçimden sonra değişen, makamda oturan olabiliyor ama değişmeyen ise o makamda oturanın halktan aldığı gücü kendine ya da kendi tarafına kullanma yönü oluyor. Yani hep bana hep bana hep ben hep ben anlayışı ve kafası. Yönetim şekilleri değişse de bu kafa ve anlayış bir türlü değişemiyor.
Bundan dolayıdır ki son günlerde memleket sathında görülen manzara hiç de liyakattanır değil, gerçekten artık nepotizm çılgınlık boyutuna gelmek üzere.
Bazı belediyelerdeki ve devletin bazı kademelerindeki akrabacılık adeta önü alınamaz bir hal almış durumda. Daha endişe, kaygı verici ve ürkütücü olanı ise bu durum ve manzara olağanüstü değil de olağan hal olarak algılanıyor. Bu manzarayı ve durumu algılayış biçimlerimiz bile objektif değil, tamamen subjektif, bu durum ise ne yazık ki nepotizm kafasını çalıştırıp liyakat kafasını öldürüyor. Üzülerek ifade ediyorum ki siyasetin yarattığı güvensizlik iklimi, insanları nepotizm bataklığındaki sıtmaya bile razı ediyor.
En büyük korkum ve endişem şudur ki bu nepotizm bataklığının ülkeyi sıtmaya razı edecek olmasıdır.
Sorumlu ve yetkili her kişi bu durumun, manzaranın, ahval ve şeraitin bir hal çaresine bakmalıdır.
Yoksa yumurta kapıya dayandığında çok geç olabilir.
İlginç olan ise şudur ki cumhuriyet ve demokrasi gibi ileri rejimlerde nasıl olur da saltanatvari böyle bir olay nefes alabilir, kendine yer bulabilir?
Halkın çocuklarının değil de makam sahiplerinin çocukları ve akrabaları bu düzende iş kapıyor, köşebaşlarını tutuyorlarsa o zaman cumhuriyetin de demokrasinin de sorgulanması gerekmez mi?
Çelişkilerin bir arada olduğu bir yerde çılgınlıklar olağan bir hal alıyor ne yazık ki.
Bence nepotizm çılgınlığı iktidarı ve muhalefeti ile olağan hal almaya yüz tutmak üzere.
BUNA ÇANAK TUTANLAR, YÜZ TUTANLAR KADAR SUÇLUDUR BENCE.
Siz, iktidarı yani gücü yani erki yani kudreti yani makamı halktan demokrasi güzellemeleri yaparak bir seçim yolu ile alın, ondan sonra o gücü kendinize çevirip eş dost ile güç zehirlenmesi yaşayın.
Siz, kimin gücünü kime ve neye kullanıyorsunuz? Kim ve ne için kullanıyorsunuz?
O güç, halktan kaynaklanıyor çünkü ondan alınıyor ve halka, halkın çocuklarına geri teslim edilmelidir. Güç de hak gibi ancak böyle yerini bulur.
EFENDİLER!
Kendinize gelin, silkinin.
VE HALKIN SİZE VERDİĞİ GÜCÜ İDARELİ VE İRADELİ KULLANIN, ÖLÇÜYÜ KAÇIRIP HALKIN SİZE GÜVENEREK KENDİNDEN ALIP SİZE VERDİĞİ O GÜCE İHANET ETMEYİN!
EY EFENDİLER!
İllet mi arıyorsunuz?
Alın size nepotizm illeti.
Zillet mi arıyorsunuz?
Alın size nepotizm zilleti.
Savaşacaksanız NEPOTİZM ile savaşın.
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN
‘Memlekette feci bir nepotizm var.’
Şimdi sorgulamaya başlayalım.
Ama önce gelin nepotizm nedir? sorusuna cevap verelim.
Nepotizm: Yeğencilik ya da akraba kayırmacılığıdır.
Nasıl ki monarşinin karşısında cumhuriyet var, nepotizmin karşısında da liyakat vardır.
Tabii bir de nepotizmin iltimas, imtiyaz gibi kavramlarla yoldaşlığı var.
Buradan hareketle ülkemizde nepotizm var mı, yok mu? - durun hele bir saniye- bunu sorgulayacağız yazının ilerleyen bölümünde.
Paradoks şuradadır ki monarşinin karşısında olan cumhuriyet düzeninde nepotizm bataklıkları nasıl meydana gelebilir?
Bu bataklıklarda neler kök salar mesela?
Mesela makam hırsı olanlar, yan gelip yatarak ekmek elden su gölden yaşamak isteyenler, armut piş ağzıma düş felsefesinden ödün vermeyenler vs...
İşte bu bataklıklar bu kimseleri yetiştirir.
Malum bataklık çevresinde sivrisinek çok olur, bu sivrisineklerin istek vızıltıları da hiç bitmez, düşünsenize dırdıra varan bir vızıltı, başının etini yiyen, bu istek vızıltıları onları ihtirasa kadar sürükler zaten. İhtirası olan liyakattanımazdır. Muhteris derler eski Türkçede ona. Durdurana aşk olsun.
Biraz geriye gidersek 1923’te kurulan cumhuriyet ve 1946 yılında esen rüzgar ile ülkemizde soluk almaya başlayan demokrasi yönetim şekilleri de nepotizm hastalığını yok edememiştir. Aksine demokrasi ile nepotizm daha da yayılmaya başlamıştır. Hatta kök salmaya... Eee demokrasinin kötüye kullanılmasından çıkan bir çıbanbaşıdır bu. Demokrasi adeta uç vermiştir. Bakınız ne diyor İlber ORTAYLI:
Bu sorunların başında, imparatorluk geleneğinde bulunmayan nepotizm gelir. ‘Nipote’ ‘yeğen’ demektir. Papaların bir kısmının, kilise varidatını, mülkünü ve idaresini sözde kendi yeğenlerine bırakmasıyla ortaya çıkmış bir terimdir. Genel kullanımı itibariyle, ‘akraba kayırıcılığı ve aşiretçilik’ demektir. Bizim tarihimizde bu geçmişten gelen bir hastalık değil, doğrudan doğruya demokrasiyle gelen bir hastalıktır ve bizi eritip bitirmektedir. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu’nda hakim idarenin, yani hanedanın iktidarının bu şekilde hanedanlaşmalara tahammül edemediği çok açıktır. Sokullu Mehmed Paşa’nın, akrabalarını iş başına getirerek, bir nevi nepotizmden dolayı çok planlı bir suikastla hayatını kaybetmesinin ardında bu iktidar özlemi vardır. Aslında son derece ehliyetli ve becerikli, uzun süre taht makamında kalmış bir vezirdir. Benzer bir olay, Nevşehirli İbrahim Paşa açısından da, II. Mustafa’nın hocası Feyzullah Efendi hanedanı bakımından da doğrudur. Bu isimler ya devletin ya da alt katmandaki bürokrasinin ve askerin müdahaleleriyle ortadan kaldırılmıştır.” Ortaylı, İlber (2016). İmparatorluğun Son Nefesi Osmanlı’nın Yaşayan Mirası Cumhuriyet, Timaş Yayınları, İstanbul. (s. 181-182).
İşte nepotizmin bu yaygınlığı İlber ORTAYLI’ya en sonunda yukarıdaki şu sözü söyletmiştir:
‘Memlekette feci bir nepotizm var.’
Ben ORTAYLI’dan esinlenerek bu sözü daha da ileriye götürmek istiyorum:
‘Memlekette çılgınca bir nepotizm var.’
Şöyle ki:
Şimdi sorgulamaya başlayalım.
Memlekette bazı makamlar demokrasinin kaleleridir.
Mesela muhtarlıklar.
Mesela belediye meclis üyelikleri.
Mesela belediye başkanlıkları.
Mesela milletvekillikleri.
Mesela cumhurbaşkanlığı.
Tepeden tırnağa kadar sıraladık demokrasinin uzuvlarını.
Demokrasi bunlarla yönetimde hayat bulur.
Seçimler de bu uzuvların yaşayabilmesi için hayati öneme sahip demokrasinin olmazsa olmaz bir parçasıdır.
Bu makamlarda oturanların değişmesi ise o memlekette demokrasinin olduğunun hem delili hem de alametifarikasıdır.
Pekala bizde bu açıdan bakıldığında durum nedir?
Evet, her seçimden sonra değişen, makamda oturan olabiliyor ama değişmeyen ise o makamda oturanın halktan aldığı gücü kendine ya da kendi tarafına kullanma yönü oluyor. Yani hep bana hep bana hep ben hep ben anlayışı ve kafası. Yönetim şekilleri değişse de bu kafa ve anlayış bir türlü değişemiyor.
Bundan dolayıdır ki son günlerde memleket sathında görülen manzara hiç de liyakattanır değil, gerçekten artık nepotizm çılgınlık boyutuna gelmek üzere.
Bazı belediyelerdeki ve devletin bazı kademelerindeki akrabacılık adeta önü alınamaz bir hal almış durumda. Daha endişe, kaygı verici ve ürkütücü olanı ise bu durum ve manzara olağanüstü değil de olağan hal olarak algılanıyor. Bu manzarayı ve durumu algılayış biçimlerimiz bile objektif değil, tamamen subjektif, bu durum ise ne yazık ki nepotizm kafasını çalıştırıp liyakat kafasını öldürüyor. Üzülerek ifade ediyorum ki siyasetin yarattığı güvensizlik iklimi, insanları nepotizm bataklığındaki sıtmaya bile razı ediyor.
En büyük korkum ve endişem şudur ki bu nepotizm bataklığının ülkeyi sıtmaya razı edecek olmasıdır.
Sorumlu ve yetkili her kişi bu durumun, manzaranın, ahval ve şeraitin bir hal çaresine bakmalıdır.
Yoksa yumurta kapıya dayandığında çok geç olabilir.
İlginç olan ise şudur ki cumhuriyet ve demokrasi gibi ileri rejimlerde nasıl olur da saltanatvari böyle bir olay nefes alabilir, kendine yer bulabilir?
Halkın çocuklarının değil de makam sahiplerinin çocukları ve akrabaları bu düzende iş kapıyor, köşebaşlarını tutuyorlarsa o zaman cumhuriyetin de demokrasinin de sorgulanması gerekmez mi?
Çelişkilerin bir arada olduğu bir yerde çılgınlıklar olağan bir hal alıyor ne yazık ki.
Bence nepotizm çılgınlığı iktidarı ve muhalefeti ile olağan hal almaya yüz tutmak üzere.
BUNA ÇANAK TUTANLAR, YÜZ TUTANLAR KADAR SUÇLUDUR BENCE.
Siz, iktidarı yani gücü yani erki yani kudreti yani makamı halktan demokrasi güzellemeleri yaparak bir seçim yolu ile alın, ondan sonra o gücü kendinize çevirip eş dost ile güç zehirlenmesi yaşayın.
Siz, kimin gücünü kime ve neye kullanıyorsunuz? Kim ve ne için kullanıyorsunuz?
O güç, halktan kaynaklanıyor çünkü ondan alınıyor ve halka, halkın çocuklarına geri teslim edilmelidir. Güç de hak gibi ancak böyle yerini bulur.
EFENDİLER!
Kendinize gelin, silkinin.
VE HALKIN SİZE VERDİĞİ GÜCÜ İDARELİ VE İRADELİ KULLANIN, ÖLÇÜYÜ KAÇIRIP HALKIN SİZE GÜVENEREK KENDİNDEN ALIP SİZE VERDİĞİ O GÜCE İHANET ETMEYİN!
EY EFENDİLER!
İllet mi arıyorsunuz?
Alın size nepotizm illeti.
Zillet mi arıyorsunuz?
Alın size nepotizm zilleti.
Savaşacaksanız NEPOTİZM ile savaşın.
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.