2023'te En Büyük 2 Eğitim Sendikası Yüzde 2'nin Altında
Kamu sendikalarını ilgilendiren ve kanunlaşması beklenilen, yalnızca yüzde 2'nin üstünde üye sayısına sahip sendika üyelerinin toplu sözleşme ikramiyesinden yararlandırılmasını öngören torba yasa teklifi, içinde birçok tartışmayı ve itirazı barındırıyor hatta ve hatta bumerang etkisine sahiptir diyebilirim. Buna rağmen itirazların ve eylemlerin üstünden atlanarak ya da bunların ezilerek geçilmesi kanıksadığımız bir durumdur artık. Böyle bir yöntemi benimseyenlere şöyle diyorum: "Bir gün gelir, sizlerin itirazlarının da üstünden atlanarak ya da bu itirazlarınız ezim ezim ezilerek geçilir. Çünkü zaman geçer ve herkesten de vazgeçer. Zamane olmayınız. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Ne ederseniz yine kendinize edersiniz. Ne oldum dememeli ne olacağım demelisiniz." O kadar çok atasözümüz var ki lakin bunları kulağına küpe edecek insan sayımız çok çok az... Herkes ne oldum delisi valla.
Her alana teşmil bu ayırma ve ayrıştırma düşkünlüğü, bir gün hesapların ve planların dışına çıkarak herkesin başında patlayabilir. Eyyamcı olduğumuz için bunları düşünmemiz ve anlamaya çalışmamız şimdilik mümkün görünmüyor. Birbirimizi çok iyi biliyoruz. Takiyeye lüzum yok. Birbirimizi kandırmaya da gerek yok. Herkes koşullara göre kendi çıkarını ve hesabını düşünerek hareket ediyor. Buna göre pozisyon alıyor. Kendi düşüncesi dışında başka düşünceleri yok sayıyor. Hatta yukarıda söylediğimiz üzere ezip geçiyor. Kendi düşüncelerinin haklılığını da çeşitli yollarla izah ederek sendikacılık ahkamı kesiyor.
Bunlara "herkesi BİR sendikada toplayalım" deseniz kabul ederler. Ne de olsa her şeyin TEK olarak dile getirildiği bir yönetim anlayışından güç ve ilham alıyorlar.
Ne olacak canım, herkes tek sendikada toplanır ve ismi de "TEK-SEN" olur. Mesele nasıl olsa insanların refah düzeyi ya da iyi koşullarda yaşama fırsatı ve olanağı bulması değil. Mesele de tek canım, o da varsa yoksa DAVA da DAVA... İnsanı değil, davayı yüceltmek... Gerçi siyasetin " tek sendika fikri " çok işine gelir bence. Onlarcasıyla uğraşmaktansa muhatabın sadece biri olur, o birini de ele alarak sendikal alanı çok rahat kontrol edebilirsin. Oh, miss... Miss, dedim de aklıma bir fikir geldi. Öneri de olabilir. Miss Sendika Yarışması düzenleyin her 15 Mayıs'ta... Birinci olan "TEK SEN" olsun. Bu yarışmanın jürisi de hükümet olsun. Bu bağlamda ifade etmeliyim ki "Tek"liği savunan anlayış, renkliliği devre dışı bırakarak yönetimde kendi kafa rahatlığını düşünüyor olsa gerek. İtirazdan haz almamanın geldiği bir nokta da burasıdır işte.
Öte yandan uzmanlık/başöğretmenlik sürecinde sendikaların bir "hiç" olduğunu herkes gördü. Etkisiz olduklarını el ve ağız birliği etmişçesine sübuta erdirdiler. Sendikalarımız prosedür vitrinlerindeki birer süstür. Kimi konu mankeni daha fazla olduğu için önlerde caka satıyor kimi de konu mankeni azlığından arkalarda nal topluyor. Onlar da arkalarda kafa uzatarak, ellerini havaya kaldırarak, bağırıp çağırarak kendilerini gösterme derdindeler. Binbir zorlukla uğraşıyorlar bu gariplerim. Önlerine getirilen yeni zorluk ise tamamen parasal... Önce kafalarını gömmek, sonra tamamen gömmek, en sonunda da sendikal alanı küçük sendikalar mezarlığına çevirmek... Üye sayın çoksa bas gaza, üye sayın azsa çekil kızağa. Yani bir cihette küçük sendikaların elini kolunu bağlayarak kefenleme işlemidir bu torba yasa teklifi.
Benim öngörüm şudur ki bu iş, en sonunda herkesi vurur, demedi demeyin. Büyük sendikalardaki siyasi ayrışmaların önüne geçme, bu ayrışmalardan doğacak sendika fikrini öldürme, büyük ve köklü sendikaların üye kayıplarını önleme, büyük sendikalar dışında örgütlenmeye dudak payı bile bırakmama niyetleri ve planları hiç umulmadık bir yere gidebilir. Bugün mevcut durumunuzu korumak için hesabınıza kitabınıza gelen bu kanun teklifi, gelecek günlerde sizleri bugün edilen itirazlara sığınmaya mecbur bırakabilir. O gün insanların yüzüne nasıl bakacaksınız? O gün insanların sizi anlamalarını nasıl talep edeceksiniz? O zaman "yandım anam" demeden şu an bu teklife karşı çıkmalısınız ey 1 ve 2 numaralı sendikalar! Kanunlar, bugün size tatlı gelebilir. Yarın canınızı yakar.
Bir kimse, kendi hakkına dokunulduğu zaman değil, başkasının hakkına dokunulduğu zaman itiraz edebiliyorsa hak savunucusudur. Yoksa diğer türlü kendisinin savunucusudur. Kendisinin savunucusu olanlara haksızlığa uğrasalar dahi hak vermeme kanaatini taşıyorum. Zira onlar aynı zamanda hak istismarcısıdır. Sizin onlara verdiğiniz hak desteği, yarın onların gözlerini bile kırpmadan sizin hakkınıza tenezzül edebilmelerinin önünü açabilir.
Yarın iktidar değiştiğinde bugünün bir numaralı sendikası, güç elinde iken öğrettiği yöntemler kullanılarak bir başka sendikanın üye sayısının şişirildiğini ve kendi üye sayısının %2'nin altına düştüğünü görebilir. O an şu anın 1 numaralı sendikası bu kanuna itiraz ederse lütfen kimse destek vermesin. Sadece şunu desin: "Yüzde 2'nin üstünü el üstünde tutan kanunun tadına biraz da siz bakın bakalım."
Ey en büyük iki sendika, bir gün %2'nin altına düşmeyeceğinizin garantisi var mı?
2023'te %2'nin altına düştüğünüzde mi anlayacaksınız sizin hakkınızı da şu an savunduğumuzu? O zaman iş işten geçmiş olacak, kusura bakmayın.
Saygılarımla...
Yusuf Sevingen
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.