Bu Sana Az Bile İsmail Koncuk
(Bu yazı aşırı dozda ironi içermekte olup metinde anlatılanların Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Sayın İsmail Koncuk ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Okuduğunuzda yazının malum sendika ve genel başkanıyla ilgili olduğunu göreceksiniz.)
2015 yılı sendika üye sayıları açıklandı. Memur-Sen büyümeye devam ederken Türkiye Kamu-Sen ve KESK üye sayısı itibarıyla küçüldü. Memur-Sen 762 bin üyeden 836 bine çıktı. Türkiye Kamu-Sen 447 binden 445 bine geriledi. KESK ise 239 binden 236 bine düştü.
Sendikaya üye olmak veya sendikalardan istifa etmek, yasalarca güvence altındadır 4688 sayılı kanunda bu konu detaylıca açıklanmıştır. Dolayısıyla mırın kırın etmenin anlamı yok! Eğer Memur-Sen sendikalı memurların %49.8’ ini, tüm memurların %35.5’ ini üye yapabilmişse illâki bir nedeni vardır. Bunları uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum, her şey gün gibi ortada…
Bazen rakipler birbirlerinin ekmeğine yağ sürerler. Memur-Sen’ in sendikal başarısında, hiç şüpheniz olmasın, Türkiye Kamu-Sen ve Genel Başkan İsmail Koncuk’ un söylem ve eylemleri çok etkili oldu. Bu yazıda madalyonun arka yüzü özeleştiri yapılarak Memur-Sen başarısına katkı sunanlara farklı bir bakış açısı getirilmiştir. Şimdi görelim İsmail Koncuk neler yapmış:
Eyy İsmail Koncuk,
-bürokrasiyle yüzgöz olup meydanları elinin tersiyle iter, numaradan taleplerde bulunup memurlar için timsah gözyaşları dökersen;
-Eğitim ve Ahlak Şûrası düzenleyip her türlü sendikal ahlaksızlığı yaparsan,
-kardeşlik projesi çözüm sürecini(!) ve yeni anayasayı desteklersen,
-iktidarın dikte ettiği gibi Yeni Türkiye hayalinden vazgeçmezsen,
-anadilde savunma hakkı, yer isimlerinin Kürtçe verilmesi, Kürtçenin seçmeli ders olması için mücadele edersen;
-sendikanı iktidarın stepnesi yaparsan,
-Cumhuriyet’ e, değerlerine, laikliğe ve örtülü de olsa Atatürk’ e çamur atarsan;
-17/25 Aralık’ ı darbe girişimi zannedersen, iktidarın ağzıyla konuşursan;
-iş kazasına hayır, deyip taşeronlaşmaya alkış tutarsan;
-Doğu’ da ve Batı’ da farklı konuşur, hakka göre değil nabza göre şerbet verirsen;
-sürekli diğer sendikaların kazanımları üzerine yatarsan,
-memurun derdiyle dertlenmeyip akil insan olarak başbakana Dolmabahçe’ de çözüm raporu sunarsan,
-sendikanı ve üyelerini milletvekilliğin için bir dolgu malzemesi ve basamak olarak görürsen,
-nöbet eylem kararı alamayıp nöbete ek-ders sorununu çözebileceğini iddia edersen,
-eğitimin tek sorunu karma eğitimmişçesine her platformda ‘‘yüzyılın pedagojik yanlışı’’ karma eğitim dayatmasının son bulmasını istersen,
-memurluğun dar boğazdan geçtiği günlerde kısa film yarışmalarıyla uğraşırsan,
-Atatürk Cumhuriyeti’ ni melez bir model, % 60 oy alan muhalefet partilerini istemezükçü lobi olarak görürsen,
-diğer sendikalara sürekli iftira atarsan,
-yeni yayınlanan yönetmeliklerle ilgili görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaşır ancak MEB’ i yıpratır gerekçesiyle yönetmeliklere dava açmaktan geri durursan,
-Mavi Marmara, Mursi, 28 Şubat, Mescidiaksa ve 12 Eylül’ ü düşündüğün kadar ataması yapılmayan öğretmenleri düşünmezsen;
-eylemliliği iktidara diklenmek ve rol çalma zannedersen,
-Pakistan’ da bir okula yapılan saldırıyı kınayıp ülkemizde yakılan 132 okulu çözüm sürecine halel gelmemesi için ağzına almazsan,
-Cumhuriyet rejimiyle Türk milletinin tarih, kültür, dil, değer ve medeniyetinden kopartıldığını iddia edersen;
-eğitimin ve öğretmenlerin çok önemli sosyo-ekonomik sorunları olduğunu, rotasyonun hiçbir sorunu çözemeyeceğini söyleyerek iki günde çark edersen; azılı rotasyoncu olursan;
-aday öğretmenlere ve okul müdürlerine getirilen sözlü sınavı savunursan,
-toplu sözleşme masasında memuru satıp sonrasında ‘‘Memura şu verilmeli, öğretmene bu verilmeli!’’ diyerek işgüzarlık yaparsan,
-din sömürüsünün önünü açmak için okul öncesi ve ilkokul öğrencilerini kullanmak istersen,
-İlahiyat Fakültesi mezunlarının ilkokullarda DKAB dersine girebilmesi için sınıf öğretmenlerinin maaş karşılığı ders saatinin 18’ den 15’ e düşmesi için uğraşırsan,
-angaryaya hayır, nöbete ücret deyip nöbet eylemini kırmaya çalışırsan;
- Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği’ ni destekleyip kadroları yandaşlarla dolduracaksın sonrasında 19. Milli Eğitim Şûrası’ nda okul yöneticilerinin sendika görevi almamasını iptal ettireceksen,
-Nevruz ve Çanakkale Zaferi’ ni kendine sendikal meze yaparsan,
-farklı görüşlerdeki öğretmenleri fişlersen; her muhalif zannettiğine darbeci, hain, işbirlikçi, müfterî, Firavun, vesayetçi, hesap bilmez, satıcı, İsrail kuklası yaftası yapıştırırsan;
- Abide şahsiyet, dediğin Mehmet Akif Ersoy’ un felsefesini sendikal mücadelene yansıtamaz, hakkı tutup kaldıramazsan;
-öğretmenler için bir defa inmediğin meydanlara ‘‘17 Aralık operasyonları devam ederse ineriz!’’ dersen,
-başörtüsü ve kılık-kıyafet üzerinden sendikal kazanım devşirmeye çalışırsan,
-grev, eylem, miting, basın açıklaması, dilekçe ve diğer mücadele yollarıyla hiçbir kazanıma imza atamazsan;
-özgür düşünceyi, medeniyeti, hakkı/hukuku savunup(!) sendika yetkisini mobbing aracı haline getirirsen;
-üniversitelerde akademisyenlerin üzerinde korku imparatorluğu yaratırsan,
-her eylemciyi darbeci zannederken iş Gazze’ ye gelince eylemcilerin yargılanmamasını isteyerek ikiyüzlülük yaparsan,
-sendika ruhunun her şeyden önce işverene karşı bir duruş olduğunu unutursan,
-sivil anayasanın çığırtkanlığını yaptığın kadar öğretmenlerin lehinde iki satır yönetmelik için mücadele vermezsen geçen sene 315.009, bu yıl da 390.276 fark atarlar! Bu sana az bile İsmail Koncuk, eğer böyle gidersen seneye yarım milyon fark yersin!
(Malum sendikaya ithaf olunur.)
(Bunları yapmadığı için Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Sayın İsmail Koncuk’ a teşekkürü ayrıca bir borç biliriz.)
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen Esenler İlçe Başkanı
2015 yılı sendika üye sayıları açıklandı. Memur-Sen büyümeye devam ederken Türkiye Kamu-Sen ve KESK üye sayısı itibarıyla küçüldü. Memur-Sen 762 bin üyeden 836 bine çıktı. Türkiye Kamu-Sen 447 binden 445 bine geriledi. KESK ise 239 binden 236 bine düştü.
Sendikaya üye olmak veya sendikalardan istifa etmek, yasalarca güvence altındadır 4688 sayılı kanunda bu konu detaylıca açıklanmıştır. Dolayısıyla mırın kırın etmenin anlamı yok! Eğer Memur-Sen sendikalı memurların %49.8’ ini, tüm memurların %35.5’ ini üye yapabilmişse illâki bir nedeni vardır. Bunları uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum, her şey gün gibi ortada…
Bazen rakipler birbirlerinin ekmeğine yağ sürerler. Memur-Sen’ in sendikal başarısında, hiç şüpheniz olmasın, Türkiye Kamu-Sen ve Genel Başkan İsmail Koncuk’ un söylem ve eylemleri çok etkili oldu. Bu yazıda madalyonun arka yüzü özeleştiri yapılarak Memur-Sen başarısına katkı sunanlara farklı bir bakış açısı getirilmiştir. Şimdi görelim İsmail Koncuk neler yapmış:
Eyy İsmail Koncuk,
-bürokrasiyle yüzgöz olup meydanları elinin tersiyle iter, numaradan taleplerde bulunup memurlar için timsah gözyaşları dökersen;
-Eğitim ve Ahlak Şûrası düzenleyip her türlü sendikal ahlaksızlığı yaparsan,
-kardeşlik projesi çözüm sürecini(!) ve yeni anayasayı desteklersen,
-iktidarın dikte ettiği gibi Yeni Türkiye hayalinden vazgeçmezsen,
-anadilde savunma hakkı, yer isimlerinin Kürtçe verilmesi, Kürtçenin seçmeli ders olması için mücadele edersen;
-sendikanı iktidarın stepnesi yaparsan,
-Cumhuriyet’ e, değerlerine, laikliğe ve örtülü de olsa Atatürk’ e çamur atarsan;
-17/25 Aralık’ ı darbe girişimi zannedersen, iktidarın ağzıyla konuşursan;
-iş kazasına hayır, deyip taşeronlaşmaya alkış tutarsan;
-Doğu’ da ve Batı’ da farklı konuşur, hakka göre değil nabza göre şerbet verirsen;
-sürekli diğer sendikaların kazanımları üzerine yatarsan,
-memurun derdiyle dertlenmeyip akil insan olarak başbakana Dolmabahçe’ de çözüm raporu sunarsan,
-sendikanı ve üyelerini milletvekilliğin için bir dolgu malzemesi ve basamak olarak görürsen,
-nöbet eylem kararı alamayıp nöbete ek-ders sorununu çözebileceğini iddia edersen,
-eğitimin tek sorunu karma eğitimmişçesine her platformda ‘‘yüzyılın pedagojik yanlışı’’ karma eğitim dayatmasının son bulmasını istersen,
-memurluğun dar boğazdan geçtiği günlerde kısa film yarışmalarıyla uğraşırsan,
-Atatürk Cumhuriyeti’ ni melez bir model, % 60 oy alan muhalefet partilerini istemezükçü lobi olarak görürsen,
-diğer sendikalara sürekli iftira atarsan,
-yeni yayınlanan yönetmeliklerle ilgili görüş ve önerilerini kamuoyuyla paylaşır ancak MEB’ i yıpratır gerekçesiyle yönetmeliklere dava açmaktan geri durursan,
-Mavi Marmara, Mursi, 28 Şubat, Mescidiaksa ve 12 Eylül’ ü düşündüğün kadar ataması yapılmayan öğretmenleri düşünmezsen;
-eylemliliği iktidara diklenmek ve rol çalma zannedersen,
-Pakistan’ da bir okula yapılan saldırıyı kınayıp ülkemizde yakılan 132 okulu çözüm sürecine halel gelmemesi için ağzına almazsan,
-Cumhuriyet rejimiyle Türk milletinin tarih, kültür, dil, değer ve medeniyetinden kopartıldığını iddia edersen;
-eğitimin ve öğretmenlerin çok önemli sosyo-ekonomik sorunları olduğunu, rotasyonun hiçbir sorunu çözemeyeceğini söyleyerek iki günde çark edersen; azılı rotasyoncu olursan;
-aday öğretmenlere ve okul müdürlerine getirilen sözlü sınavı savunursan,
-toplu sözleşme masasında memuru satıp sonrasında ‘‘Memura şu verilmeli, öğretmene bu verilmeli!’’ diyerek işgüzarlık yaparsan,
-din sömürüsünün önünü açmak için okul öncesi ve ilkokul öğrencilerini kullanmak istersen,
-İlahiyat Fakültesi mezunlarının ilkokullarda DKAB dersine girebilmesi için sınıf öğretmenlerinin maaş karşılığı ders saatinin 18’ den 15’ e düşmesi için uğraşırsan,
-angaryaya hayır, nöbete ücret deyip nöbet eylemini kırmaya çalışırsan;
- Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği’ ni destekleyip kadroları yandaşlarla dolduracaksın sonrasında 19. Milli Eğitim Şûrası’ nda okul yöneticilerinin sendika görevi almamasını iptal ettireceksen,
-Nevruz ve Çanakkale Zaferi’ ni kendine sendikal meze yaparsan,
-farklı görüşlerdeki öğretmenleri fişlersen; her muhalif zannettiğine darbeci, hain, işbirlikçi, müfterî, Firavun, vesayetçi, hesap bilmez, satıcı, İsrail kuklası yaftası yapıştırırsan;
- Abide şahsiyet, dediğin Mehmet Akif Ersoy’ un felsefesini sendikal mücadelene yansıtamaz, hakkı tutup kaldıramazsan;
-öğretmenler için bir defa inmediğin meydanlara ‘‘17 Aralık operasyonları devam ederse ineriz!’’ dersen,
-başörtüsü ve kılık-kıyafet üzerinden sendikal kazanım devşirmeye çalışırsan,
-grev, eylem, miting, basın açıklaması, dilekçe ve diğer mücadele yollarıyla hiçbir kazanıma imza atamazsan;
-özgür düşünceyi, medeniyeti, hakkı/hukuku savunup(!) sendika yetkisini mobbing aracı haline getirirsen;
-üniversitelerde akademisyenlerin üzerinde korku imparatorluğu yaratırsan,
-her eylemciyi darbeci zannederken iş Gazze’ ye gelince eylemcilerin yargılanmamasını isteyerek ikiyüzlülük yaparsan,
-sendika ruhunun her şeyden önce işverene karşı bir duruş olduğunu unutursan,
-sivil anayasanın çığırtkanlığını yaptığın kadar öğretmenlerin lehinde iki satır yönetmelik için mücadele vermezsen geçen sene 315.009, bu yıl da 390.276 fark atarlar! Bu sana az bile İsmail Koncuk, eğer böyle gidersen seneye yarım milyon fark yersin!
(Malum sendikaya ithaf olunur.)
(Bunları yapmadığı için Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Sayın İsmail Koncuk’ a teşekkürü ayrıca bir borç biliriz.)
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen Esenler İlçe Başkanı
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.