Çiftçi Ve Hayvancının Sorunlarına Kulak Verilmeli
Yasin ERDEM Yazdı : Çiftçi Ve Hayvancının Sorunlarına Kulak Verilmeli
Tarım ve Hayvancılık ülkemizin milli meselesidir. Milli mesellerde kimsenin bu görüşü hafife almaya hakkı yoktur. Şuan ülkemizde tarım ve hayvancılık can çekişiyor, kalkıp hiçbir sorun olmamasını söylemek bu işi hafife almaktan öteye gitmez. Hayvancılık bitme noktasına gelmiş küçük aile işletmeleri hayvancılık defterini kapatmış büyük işletmeler anaç hayvanları kesime gönderiyor peki beklenen ne ithalat şu vakte kadar ithalat olunmaz deniyor. Demek ki süreç içinde ithalat düşünülüyor, peki biz neden anaç hayvan kesimine engel olamıyoruz ticari kaygılar mı var bu düşündürücü, ilerde olacak belli iken bunun önlemi neden alınmaz ithalat en kolayı ve ülke hayvancılığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu bilinirken, daha doğrusu hayvancılığı küçük aile işletmeleri yapmasın bu iş yapacak kesim sermaye denilmektedir. Böyle düşünüldüğünde sermaye her dem en kısa yoldan para kazanmaya bakar ve millileşme yolunda darbe alınır. Bunun da kimsenin söyleme hakkı yoktur.
Bilindiği üzere şuan çokça konuşulan et tüketiminin fazlalığı konusu gündemde bakıldığında söylendiği gibi et tüketiminin fazla olmadığı görülmektedir. Uzmanlara göre, yetişkin bir birey günde 70 gram kırmızı et tüketmeli. Bu hesapla 80 milyonluk nüfusumuza göre yılda ortalama kişi başı 25 kilo kırmızı et tüketmemiz gerekiyor. Eğer TÜİK verilerine göre 54 milyon kişi olan "çalışabilir nüfus"umuzu dikkate alırsak yılda kişi başına tüketmemiz gereken kırmızı et miktarı 17,5 kilo oluyor." Ayrıca ülkemize 4,5 milyon Suriyeli kardeşimiz geldiği düşünüldüğünde, orta doğu halkının et düşkünlüğü aşikardır buda tüketimini artırmaktadır. Ülkenin et tüketimi olumlu görmek lazım kimsenin et yeme disiplini getirme gibi lüksü olamaz.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her türlü fedakârlığı yaparken ve millileşme derken ithalat düşünmek ne kadar doğrudur. Tarım ve Hayvancılık konusun da gerekli çalışmaları işin ehli ile yapılmalı ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak milli üretim ile olacağı açık ve nettir. Sorunu çözüm yerine başka işlerle uğraşmak ne kadar doğrudur buda muallak kalan bir yan. Tarım ve hayvancılık konusunda doğru bilgi aktarımı çok önemli ki ilgili kurum ve kuruluşlar hamlelerini yapabilmeli. Tarım ve Hayvancılık sorunlarını küçümsemek ulaşılabilirlik noktasını kaybetmek lüksümüz yok. Hele şuan millileşme gibi önemli bir konu üzerinde iken geçiştirmek ne kadar doğrudur zaman gösterecek. Hayvancılık konusunda vakit geçmeden müdahale yapılmalı ki ithalatın önü kesilmeli milli bir tarım ve hayvancılık planlaması yapılmalıdır. Millileşme öncelikle tabandan yani tarım ve hayvancılıkla başlar bunu bilmek ve buna uygun hamleler yapmak zaruri konudur.
Öncelikle problemin nerde olduğu çözülmeli ve ona göre hamleler yapılmalı ki zaten sıkıntılı olan konu bellidir soruna bir an önce neşter vurulmalıdır. Çiftçi ve yetiştirici artık ziraattan uzaklaşıp geçinmek için ikame yollar arıyor. Bu düşünceyi bertaraf edip çiftçi ve besicinin önü açılmalı rahatlatılmalı üretim toplumuna eklenmelidir. Aksi halde ülkemiz tarım alanın da fakir bir ülke durumuna düşecektir. Ekonomik gelişim için tüm sektörlerin aynı anda üretim politikaları ile ülkenin refahı için çalışmalıdır.
Sorunları çözmek için birlikte hareket edilmeli, bireysellik her zaman hüsranla sonuçlanır.
Yasin ERDEM Ziraat Mühendisi Zooteknist y.k.erdem@gmail.com
Tarım ve Hayvancılık ülkemizin milli meselesidir. Milli mesellerde kimsenin bu görüşü hafife almaya hakkı yoktur. Şuan ülkemizde tarım ve hayvancılık can çekişiyor, kalkıp hiçbir sorun olmamasını söylemek bu işi hafife almaktan öteye gitmez. Hayvancılık bitme noktasına gelmiş küçük aile işletmeleri hayvancılık defterini kapatmış büyük işletmeler anaç hayvanları kesime gönderiyor peki beklenen ne ithalat şu vakte kadar ithalat olunmaz deniyor. Demek ki süreç içinde ithalat düşünülüyor, peki biz neden anaç hayvan kesimine engel olamıyoruz ticari kaygılar mı var bu düşündürücü, ilerde olacak belli iken bunun önlemi neden alınmaz ithalat en kolayı ve ülke hayvancılığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu bilinirken, daha doğrusu hayvancılığı küçük aile işletmeleri yapmasın bu iş yapacak kesim sermaye denilmektedir. Böyle düşünüldüğünde sermaye her dem en kısa yoldan para kazanmaya bakar ve millileşme yolunda darbe alınır. Bunun da kimsenin söyleme hakkı yoktur.
Bilindiği üzere şuan çokça konuşulan et tüketiminin fazlalığı konusu gündemde bakıldığında söylendiği gibi et tüketiminin fazla olmadığı görülmektedir. Uzmanlara göre, yetişkin bir birey günde 70 gram kırmızı et tüketmeli. Bu hesapla 80 milyonluk nüfusumuza göre yılda ortalama kişi başı 25 kilo kırmızı et tüketmemiz gerekiyor. Eğer TÜİK verilerine göre 54 milyon kişi olan "çalışabilir nüfus"umuzu dikkate alırsak yılda kişi başına tüketmemiz gereken kırmızı et miktarı 17,5 kilo oluyor." Ayrıca ülkemize 4,5 milyon Suriyeli kardeşimiz geldiği düşünüldüğünde, orta doğu halkının et düşkünlüğü aşikardır buda tüketimini artırmaktadır. Ülkenin et tüketimi olumlu görmek lazım kimsenin et yeme disiplini getirme gibi lüksü olamaz.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her türlü fedakârlığı yaparken ve millileşme derken ithalat düşünmek ne kadar doğrudur. Tarım ve Hayvancılık konusun da gerekli çalışmaları işin ehli ile yapılmalı ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak milli üretim ile olacağı açık ve nettir. Sorunu çözüm yerine başka işlerle uğraşmak ne kadar doğrudur buda muallak kalan bir yan. Tarım ve hayvancılık konusunda doğru bilgi aktarımı çok önemli ki ilgili kurum ve kuruluşlar hamlelerini yapabilmeli. Tarım ve Hayvancılık sorunlarını küçümsemek ulaşılabilirlik noktasını kaybetmek lüksümüz yok. Hele şuan millileşme gibi önemli bir konu üzerinde iken geçiştirmek ne kadar doğrudur zaman gösterecek. Hayvancılık konusunda vakit geçmeden müdahale yapılmalı ki ithalatın önü kesilmeli milli bir tarım ve hayvancılık planlaması yapılmalıdır. Millileşme öncelikle tabandan yani tarım ve hayvancılıkla başlar bunu bilmek ve buna uygun hamleler yapmak zaruri konudur.
Öncelikle problemin nerde olduğu çözülmeli ve ona göre hamleler yapılmalı ki zaten sıkıntılı olan konu bellidir soruna bir an önce neşter vurulmalıdır. Çiftçi ve yetiştirici artık ziraattan uzaklaşıp geçinmek için ikame yollar arıyor. Bu düşünceyi bertaraf edip çiftçi ve besicinin önü açılmalı rahatlatılmalı üretim toplumuna eklenmelidir. Aksi halde ülkemiz tarım alanın da fakir bir ülke durumuna düşecektir. Ekonomik gelişim için tüm sektörlerin aynı anda üretim politikaları ile ülkenin refahı için çalışmalıdır.
Sorunları çözmek için birlikte hareket edilmeli, bireysellik her zaman hüsranla sonuçlanır.
Yasin ERDEM Ziraat Mühendisi Zooteknist y.k.erdem@gmail.com
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.