MEB Harmanı Kaldırdı!
Köyde yaşayan bir çiftçi için harmanın kaldırılması çok büyük anlam ifade eder. Aylarca yapılan çalışmadan sonra ekinin biçilip, eve getirilmesi ile son bulur. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk da benim gibi aynı kuşak bir Orta Anadolu Bölgesi insanı olarak bu terimi çok iyi bilir. Önceden tırpanla, orakla, at arabasıyla, dövenle yapılan ve aylarca süren hasat işi, günümüzde traktörle ve biçerdöverle birkaç günde yapılmaktadır.
Yani bir yıl boyunca verilen emek, başarıyla tamamlanmış, ailenin bir yıllık rızkı ambara konmuştur. Çiftçi bundan dolayı haklı bir gurur yaşamaktadır. Artık onun için şapkayı öne koymak zamanı gelmiştir. Geçen yılın değerlendirmesi yapılacak, istenilen ürün elde edildi mi, nerede eksik yapıldı, nerede iyi işler yapıldı, yanlış ürün mü ekildi, atılan gübre yeterli miydi vb. soruların cevaplarını arayacaktır.
Ben Milli Eğitim Bakanlığının çalışmalarını da buna benzetiyorum. Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla telaş başlar, eğitimin bitmesi, okulların kapanması ve merkezi sınavların yapılmasıyla telaş biter. Ondan sonra eğitim-öğretim döneminin değerlendirmesi yapılır. Yani şapka öne konur. Bu çalışmayı Bakan ayrı, Bakanlık bürokratları ayrı, Milli Eğitim Müdürlükleri ayrı, okul müdürlükleri ayrı yapar. Ardından gelecek yılın planlanması yapılır. Ve dört elle hazırlıklara başlanılır. Okullar açılışına hazır hale getirilir.
2019/2020 Eğitim-öğretim yılı 1.dönemde her şey, her zamanki gibi rayında yürümüştür. Ancak 2.dönem başlangıcından bir ay sonra, mart ayında, ülkemiz ve dünya şimdiye kadar görülmemiş bir korona virüs musibetiyle karşılaşılmış ve örgün eğitim iptal edilmiş, adına pandamı dediğimiz süreç başlamıştır. Bu süreçte sadece eğitim değil, tüm alanlarda kısıtlamalar olmuş, sokağa çıkma bile kısıtlanmıştır.
İşte bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığımız, uzaktan eğitim yöntemiyle, eğitimi kesintiye uğratmadan devam ettirmiş ve Bakanlığımızın teknik donanımıyla ve uzman öğretim kadrosuyla destan yazmıştır. Dünyada bu işi iyi yapan en iyi devletlerin başında yer almıştır.
Öbür taraftan bir milyon sekiz yüz bin öğrenci ve bir o kadarda veliyi ilgilendiren LGS’yi, birçok eleştirilere rağmen başarıyla yapmış, bu kriz döneminde 20 bin öğretmen alımını yapmış, bir o kadarının işlemleri devam etmekte, son olarak da ARKADAŞ adında bir tatil dergisinin ilkokul öğrencilere dağıtılmaya başlanmıştır. 2019-2020 öğretim yılını yüzünün akıyla, kazasız belasız eğitim-öğretimi tamamlamış, yani harmanı kaldırmıştır.
Şimdi şapkayı önüne koyup, geçmiş dönemi eksiğiyle, fazlasıyla değerlendirme zamanı gelmiştir.
Bana göre 1.kademe-ilkokul, 2.kademe-ortaokul,3.kademe –Lise içerisinde en çok sorun 2.kademede, yani ortaokulda öne çıkmıştır. Benim tabirimle eğitimin orta direği ortaokuldan gelen sorunlar Liselere de taşınmış ve oradaki eğitimi de olumsuz etkilemiştir.
Ortaokulun en önemli sorunu disiplindir. Finlandiya ve Almanya’yı eğitimde öne çıkaran em önemli unsur konulan kurallara uyulması, eğitilmesi ve ilerde iş hayatında da aynı disiplini göstermesidir. Merhum Mehmet Akif’in dediği gibi onların iş disiplini, iş ahlakı bizim dinimiz gibidir.
Disiplinin istenilen düzeyde olmamasının nedeni, tüm dersleri zayıf olanların, öğretmenler kuruluna girmesi sonucunda sınıflarını geçmesi önlenmeli ve 3-4 zayıfı olanlar öğretmenler kuruluna girmelidir. Ve olumsuz davranışlara karşı etkili bir disiplin işlemi yapılmasıdır. Kısa süreli uzaklaştırma, okul değiştirme ve örgün eğitimden çıkarma gibi cezaları okul disiplin kurulları vermelidir. Bundan dolayı hepsi de örgün eğitimin içerisinde, sistemi olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bana göre iki yıl üst üste sınıfta kalanlar, eğitim öğretimi engellemeye çalışanlar örgün eğitimden çıkarılmalı; mesleki eğitime, ardından da açık ortaokula geçirilmelidir.
Böylelikle bu öğrenciler liselere de gelemeyecekleri için liselerdeki olası sorunlar da önceden önlenmiş olacaktır.
En önemli sorunlardan bir diğeri de 8.sınıfta yapılan, ancak tüm sınıflarda hazırlıkları devam eden, öğrencileri sınav stresine sokan, velileri kurs telaşına sokan LGS sınavlarıdır. Daha öncede söylediğim gibi Tercihli Liselere Giriş 9.sınıfta karne notu 3 ve üzeri olanlara ortak sınav yaparak, bir milyon sekiz yüz bin olan sayı 500 bine indirilerek daha sorunsuz bir şekilde bitirilebilir.
EBA AKADEMİK DESTEK adında başlatılan proje, liseler arasındaki öğretim farklılığını büyük ölçüde kaldıracaktır. Bundan dolayı tercihli okullar grubuna giren, Fen Liseleri dışındaki okullar tercihli olmaktan çıkarılmalıdır. Fen Liselerine de 9.sınıf sayısal dersleri 5 olanlar alınırsa, sınavlar da dolaylı olarak kendiliğinden kalkacaktır.
Bununla paralel olarak ortaokullarda rayından çıkan destekleme ve yetiştirme kursları da rayına girecektir.
Ayrıca tüm okullara cari hizmetleri için, velilerden bağış vb. adında para toplamamak için bütçe imkânları çerçevesinde bir ödenek tahsis edilmelidir.
Sayın Bakanım, dile getirdiğim hususlarla ilgili olarak hemen bir çalışma başlatılmalı, istikbalimizin teminatı sevgili gençlerimiz adına, lafta değil eylemde, şahsımdan bir katkı istenirse, her türlü katkıyı da vermeye hazırım.
Şemsettin CERAN
Eğitimci-Yazar
ceran54@Hotmail.com
“Eğitimde Yeniden Yapılanma” Kitabının Yazarı-Ankara
Yani bir yıl boyunca verilen emek, başarıyla tamamlanmış, ailenin bir yıllık rızkı ambara konmuştur. Çiftçi bundan dolayı haklı bir gurur yaşamaktadır. Artık onun için şapkayı öne koymak zamanı gelmiştir. Geçen yılın değerlendirmesi yapılacak, istenilen ürün elde edildi mi, nerede eksik yapıldı, nerede iyi işler yapıldı, yanlış ürün mü ekildi, atılan gübre yeterli miydi vb. soruların cevaplarını arayacaktır.
Ben Milli Eğitim Bakanlığının çalışmalarını da buna benzetiyorum. Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla telaş başlar, eğitimin bitmesi, okulların kapanması ve merkezi sınavların yapılmasıyla telaş biter. Ondan sonra eğitim-öğretim döneminin değerlendirmesi yapılır. Yani şapka öne konur. Bu çalışmayı Bakan ayrı, Bakanlık bürokratları ayrı, Milli Eğitim Müdürlükleri ayrı, okul müdürlükleri ayrı yapar. Ardından gelecek yılın planlanması yapılır. Ve dört elle hazırlıklara başlanılır. Okullar açılışına hazır hale getirilir.
2019/2020 Eğitim-öğretim yılı 1.dönemde her şey, her zamanki gibi rayında yürümüştür. Ancak 2.dönem başlangıcından bir ay sonra, mart ayında, ülkemiz ve dünya şimdiye kadar görülmemiş bir korona virüs musibetiyle karşılaşılmış ve örgün eğitim iptal edilmiş, adına pandamı dediğimiz süreç başlamıştır. Bu süreçte sadece eğitim değil, tüm alanlarda kısıtlamalar olmuş, sokağa çıkma bile kısıtlanmıştır.
İşte bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığımız, uzaktan eğitim yöntemiyle, eğitimi kesintiye uğratmadan devam ettirmiş ve Bakanlığımızın teknik donanımıyla ve uzman öğretim kadrosuyla destan yazmıştır. Dünyada bu işi iyi yapan en iyi devletlerin başında yer almıştır.
Öbür taraftan bir milyon sekiz yüz bin öğrenci ve bir o kadarda veliyi ilgilendiren LGS’yi, birçok eleştirilere rağmen başarıyla yapmış, bu kriz döneminde 20 bin öğretmen alımını yapmış, bir o kadarının işlemleri devam etmekte, son olarak da ARKADAŞ adında bir tatil dergisinin ilkokul öğrencilere dağıtılmaya başlanmıştır. 2019-2020 öğretim yılını yüzünün akıyla, kazasız belasız eğitim-öğretimi tamamlamış, yani harmanı kaldırmıştır.
Şimdi şapkayı önüne koyup, geçmiş dönemi eksiğiyle, fazlasıyla değerlendirme zamanı gelmiştir.
Bana göre 1.kademe-ilkokul, 2.kademe-ortaokul,3.kademe –Lise içerisinde en çok sorun 2.kademede, yani ortaokulda öne çıkmıştır. Benim tabirimle eğitimin orta direği ortaokuldan gelen sorunlar Liselere de taşınmış ve oradaki eğitimi de olumsuz etkilemiştir.
Ortaokulun en önemli sorunu disiplindir. Finlandiya ve Almanya’yı eğitimde öne çıkaran em önemli unsur konulan kurallara uyulması, eğitilmesi ve ilerde iş hayatında da aynı disiplini göstermesidir. Merhum Mehmet Akif’in dediği gibi onların iş disiplini, iş ahlakı bizim dinimiz gibidir.
Disiplinin istenilen düzeyde olmamasının nedeni, tüm dersleri zayıf olanların, öğretmenler kuruluna girmesi sonucunda sınıflarını geçmesi önlenmeli ve 3-4 zayıfı olanlar öğretmenler kuruluna girmelidir. Ve olumsuz davranışlara karşı etkili bir disiplin işlemi yapılmasıdır. Kısa süreli uzaklaştırma, okul değiştirme ve örgün eğitimden çıkarma gibi cezaları okul disiplin kurulları vermelidir. Bundan dolayı hepsi de örgün eğitimin içerisinde, sistemi olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bana göre iki yıl üst üste sınıfta kalanlar, eğitim öğretimi engellemeye çalışanlar örgün eğitimden çıkarılmalı; mesleki eğitime, ardından da açık ortaokula geçirilmelidir.
Böylelikle bu öğrenciler liselere de gelemeyecekleri için liselerdeki olası sorunlar da önceden önlenmiş olacaktır.
En önemli sorunlardan bir diğeri de 8.sınıfta yapılan, ancak tüm sınıflarda hazırlıkları devam eden, öğrencileri sınav stresine sokan, velileri kurs telaşına sokan LGS sınavlarıdır. Daha öncede söylediğim gibi Tercihli Liselere Giriş 9.sınıfta karne notu 3 ve üzeri olanlara ortak sınav yaparak, bir milyon sekiz yüz bin olan sayı 500 bine indirilerek daha sorunsuz bir şekilde bitirilebilir.
EBA AKADEMİK DESTEK adında başlatılan proje, liseler arasındaki öğretim farklılığını büyük ölçüde kaldıracaktır. Bundan dolayı tercihli okullar grubuna giren, Fen Liseleri dışındaki okullar tercihli olmaktan çıkarılmalıdır. Fen Liselerine de 9.sınıf sayısal dersleri 5 olanlar alınırsa, sınavlar da dolaylı olarak kendiliğinden kalkacaktır.
Bununla paralel olarak ortaokullarda rayından çıkan destekleme ve yetiştirme kursları da rayına girecektir.
Ayrıca tüm okullara cari hizmetleri için, velilerden bağış vb. adında para toplamamak için bütçe imkânları çerçevesinde bir ödenek tahsis edilmelidir.
Sayın Bakanım, dile getirdiğim hususlarla ilgili olarak hemen bir çalışma başlatılmalı, istikbalimizin teminatı sevgili gençlerimiz adına, lafta değil eylemde, şahsımdan bir katkı istenirse, her türlü katkıyı da vermeye hazırım.
Şemsettin CERAN
Eğitimci-Yazar
ceran54@Hotmail.com
“Eğitimde Yeniden Yapılanma” Kitabının Yazarı-Ankara
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.