Müdürlükte Çıkmaz Sokak -3
“Sussam Gönül Razı Değil Söylesem Tesiri Yok.” Edebiyatı çok seven, gerçekte matematikçi, şiire gönül vermiş biriyim. Bir deli hasretle
yakılan bir mısra, bazen köy çocuğunun gözlerinde bir sevinç gözyaşı, bazen de Anadolunun bir köyünde bir MEÇHUL ÖĞRETMEN. Kaç yanlışı yan yana
koyarsanız koyun ister alt alta toplayın ister yan yana çarpın, bir doğru etmez. Eski müdürler mi iyiydi? Yoksa yeni müdürler mi? Bu sorunun cevabını
tartışacak değilim. Elbette görevini çok iyi yapan eski müdürler olduğu gibi mevcut düzenleme ile görevlendirilen ve görevini çok iyi yapan müdürler de vardır.
Bu sürece nasıl gelindi kısaca özetleyecek olursak, Milli Eğitim Kanununda yapılan değişiklik ve yeni yönetici atama yönetmeliği ile dört yılını dolduran müdürler değerlendirmeye alınmıştır. Diğer taraftan yasa anayasa Mahkemesine taşınmıştır. Yasa, Anayasa Mahkemesinde esastan görüşmeyi bekleye dursun, uygulamada maalesef korkulan olmuştur. Maalesef korkulan diyorum, Çünkü dört yılını dolduran müdürlerin değerlendirilmesinde tam anlamıyla bir kıyım yaşanmıştır. Burada sendikal ayrım, siyasi düşünce ve kişisel husumetler dahi değerlendirmede etkili olmuştur. Hâlbuki objektif olması gerekenler kendilerinden beklenileni gösterememiştir. Elbette bu konuda objektif davrananlar olmuştur. Ancak onlarda sayıca azınlıkta kalmışlardır. Bazı müdürlerin çok başarılı olmasına karşın, hatta verilen başarı belgeleri olmasına karşın yine de düşük puan verilerek elenmeleri sağlanmıştır.
Müdür değerlendirmesi ilden ile hatta ilçeden ilçeye dahi farklılıklar göstermiştir. Bazı ilçeler mevcut müdürlerin tamamını yeterli görüp, kimseyi 75 altında bırakmazken bazı ilçeler %50'lere varan hatta %75 ve %90'lara varan oranda 75 altında bırakarak müdür kıyımı yapmışlardır. Öyle ki bazı ilçeler kendinden önceki kendi makamında oturan kişiyi dahi düşük puanla elemiş, kimi yerde de müdürlük görevinde bulunmayan kişiler 75 üstü alarak başarılı sayılmışlardır.
75 altı kalanlar konuyu idari mahkemelere taşımış, ancak idari mahkemelerin verdiği iptal kararı sonrası yapılan tekrar değerlendirmelerde tekrar 75 altı verilerek mahkeme kararları sözde uygulanmıştır. İkinci değerlendirmeleri de mahkemeye taşıyanlar olmuştur. Ancak bu mahkemeye taşımanın sonucunda durum ne olacak diye soracak olursanız? Tekrar 75 altı verilecek ve 3. 4 ve 5,6… diye devam edecektir. Peki doğru mu ? Elbette yanlış yanlış ve küllü yanlış…
Kıyıma uğrayan, elenen müdürlerin büyük çoğunluğu yeniden atamaya başvuru yaparak mülakata girmişlerdir. Ancak mülakat daha başlamadan değişik yerlerden gelen haberlerle güvenirliğini yitirmiş ve sonuçlar maalesef puanlandırmadaki durumu aratmamıştır. Müdür değerlendirmesinde 35- 40 puan verilen müdürler mülakatta bir anda 80-90 alabilmiş veya 70 altında bırakılarak burada da şans tanınmamıştır. Ancak mülakatta kamera kaydının olmayışı, iptal edilmesi için yeterli bir unsurdur. Ancak yazık günah değil mi o kadar eğitimcinin günlerce haftalarca meşgul edilmesi.
Mülakat sonraları ise ortalık neredeyse toz duman olmuştur, kimi dinlesek kendine göre haklı. Nerdeyse herkes durumdan şikâyetçi ve neredeyse herkes Anayasa Mahkemesinin yasayı iptal ederek bu karmaşık durumun son bulmasını istemektedir. Öyle ki Taşra teşkilatında görevli müdürler dahi sanırım bu durumu öngöremediklerinden olsa gerek, İnşallah iptal olur diye düşünmektedirler. Bu durumdan fayda sağlayan az sayıda kişi de sanırım bu durumdan memnundur.
Aslında bakanlığımız uygulama öncesi yasayla şube Müdürleri hariç taşra teşkilatındaki müdürleri havuza almıştı ancak bazen ne kadar havuza alırsanız alın yüzmesini çok iyi bilen Meb’in skolyozları ne tarafa yüzmesi gerektiğini çok iyi bildikleri için tekrardan görevlendirilmişlerdir. Acaba bunlar bakanlığımızın iyi niyetle çıkardığı mevzuatları sabote mi etmek istiyorlar, diye düşünmeden edemiyorum. Yine “Müdürler makamlarından uzaklaşmaya mı başladılar” yazımda belirttiğim önemli iki hususu aynen burada hatırlatmak istiyorum. Aynen satırları kopyala yapıştır yaparak ekliyorum.
Müdür görevlendirilmelerinde birtakım kriterlerin getirilmesi, elbette çok yerinde bir uygulama olmakla birlikte iki konuda stratejik hata yapıldığını düşünüyorum. Bunlar;
1- Müdürü değerlendirecek öğretmenlere altı ay birlikte çalışma zorunluluğu getirilirken, bu sürenin ilçe Milli eğitim müdürü ve Şube Müdürlerine getirilmemiş olması. Üstelik puan açısından da aslan payının İlçe Milli Eğitim ve Şube Müdürlerinde olmasına rağmen.
2- Değerlendirmeye maarif müfettişlerinin de katılması gerektiğini düşünüyorum. Şöyle ki Okul aile birliği başkanı, yardımcısının ve öğrenci temsilcisinin değerlendirme yaparken. Maarif müfettişleri, Kurum Müdürünü eminim onlardan daha iyi değerlendirebilirdi. Hem üç yılda bir yapılacak kurum denetimi de daha anlamlı bir hal alırdı.
Ve gelinen nokta da maalesef Danıştayın verdiği kararla haklı çıkmış olduk. Maalesef diyorum keşke haksız çıksak da sonuçta eğitim kazansa. Kuşkusuz eğitim kısır çekişmelere alet edilemeyecek derece de önemlidir.
Büyük düşünür gönül adamı HZ. Mevlana'nın dediği gibi ‘'Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım.'' Danıştayın verdiği kararla müdürlere dönüş yolu açılmıştır. Eski müdürler görevine iade edilmelidir, doğru olan da budur. Hatta Bakanlığımız komple tüm yeni ve eski müdürleri, bilgisayara format atar gibi sıfırlayabilir ve yeni bir düzenlemeyle, yönetici atamaları yapabilir. Eğitim öğretim açısından hangisi sağlıklıysa o yapılsın. Hangi düzenleme olursa olsun ama sonuçta gözbebeğimiz öğrencilerimiz kazansın, sonuçta eğitim kazansın. Bu konuda ki tartışmalar eğitim camiasını yormuştur yıpratmıştır. Düzenlemeyi yapanları da yormuştur diye düşünüyorum. Kimseye bir fayda sağlamamıştır. Kuşkusuz Müdürlükte Çıkmaz Sokağa girilmiştir. Hep birlikte gelişmeleri izleyeceğiz. Umarım bu çıkmaz sokaktan en az hasarla çıkarız. Biran önce gerçek gündemimiz olması gereken eğitime, öğrencilerimize, akademik başarıya, değerler eğitimine odaklanmalıyız. Değerler eğitimine öyle odaklanmalıyız ki, sözde değil özde olmalı. Adalet kavramımızdan kimse şüphe duymamalı. Hak hukuk kavramlarımızın içi dolu olmalı. Sevgi, Saygıyı tüm benliğimizle yaşamalıyız.
Değerler Eğitimini Yaşamalıyız ve yaşatmalıyız. Öğrencilerimiz değerlerimizi bizde görmeliler. Değerlerimizle kalınız, En derin saygı ve muhabbetlerimle…
Bu sürece nasıl gelindi kısaca özetleyecek olursak, Milli Eğitim Kanununda yapılan değişiklik ve yeni yönetici atama yönetmeliği ile dört yılını dolduran müdürler değerlendirmeye alınmıştır. Diğer taraftan yasa anayasa Mahkemesine taşınmıştır. Yasa, Anayasa Mahkemesinde esastan görüşmeyi bekleye dursun, uygulamada maalesef korkulan olmuştur. Maalesef korkulan diyorum, Çünkü dört yılını dolduran müdürlerin değerlendirilmesinde tam anlamıyla bir kıyım yaşanmıştır. Burada sendikal ayrım, siyasi düşünce ve kişisel husumetler dahi değerlendirmede etkili olmuştur. Hâlbuki objektif olması gerekenler kendilerinden beklenileni gösterememiştir. Elbette bu konuda objektif davrananlar olmuştur. Ancak onlarda sayıca azınlıkta kalmışlardır. Bazı müdürlerin çok başarılı olmasına karşın, hatta verilen başarı belgeleri olmasına karşın yine de düşük puan verilerek elenmeleri sağlanmıştır.
Müdür değerlendirmesi ilden ile hatta ilçeden ilçeye dahi farklılıklar göstermiştir. Bazı ilçeler mevcut müdürlerin tamamını yeterli görüp, kimseyi 75 altında bırakmazken bazı ilçeler %50'lere varan hatta %75 ve %90'lara varan oranda 75 altında bırakarak müdür kıyımı yapmışlardır. Öyle ki bazı ilçeler kendinden önceki kendi makamında oturan kişiyi dahi düşük puanla elemiş, kimi yerde de müdürlük görevinde bulunmayan kişiler 75 üstü alarak başarılı sayılmışlardır.
75 altı kalanlar konuyu idari mahkemelere taşımış, ancak idari mahkemelerin verdiği iptal kararı sonrası yapılan tekrar değerlendirmelerde tekrar 75 altı verilerek mahkeme kararları sözde uygulanmıştır. İkinci değerlendirmeleri de mahkemeye taşıyanlar olmuştur. Ancak bu mahkemeye taşımanın sonucunda durum ne olacak diye soracak olursanız? Tekrar 75 altı verilecek ve 3. 4 ve 5,6… diye devam edecektir. Peki doğru mu ? Elbette yanlış yanlış ve küllü yanlış…
Kıyıma uğrayan, elenen müdürlerin büyük çoğunluğu yeniden atamaya başvuru yaparak mülakata girmişlerdir. Ancak mülakat daha başlamadan değişik yerlerden gelen haberlerle güvenirliğini yitirmiş ve sonuçlar maalesef puanlandırmadaki durumu aratmamıştır. Müdür değerlendirmesinde 35- 40 puan verilen müdürler mülakatta bir anda 80-90 alabilmiş veya 70 altında bırakılarak burada da şans tanınmamıştır. Ancak mülakatta kamera kaydının olmayışı, iptal edilmesi için yeterli bir unsurdur. Ancak yazık günah değil mi o kadar eğitimcinin günlerce haftalarca meşgul edilmesi.
Mülakat sonraları ise ortalık neredeyse toz duman olmuştur, kimi dinlesek kendine göre haklı. Nerdeyse herkes durumdan şikâyetçi ve neredeyse herkes Anayasa Mahkemesinin yasayı iptal ederek bu karmaşık durumun son bulmasını istemektedir. Öyle ki Taşra teşkilatında görevli müdürler dahi sanırım bu durumu öngöremediklerinden olsa gerek, İnşallah iptal olur diye düşünmektedirler. Bu durumdan fayda sağlayan az sayıda kişi de sanırım bu durumdan memnundur.
Aslında bakanlığımız uygulama öncesi yasayla şube Müdürleri hariç taşra teşkilatındaki müdürleri havuza almıştı ancak bazen ne kadar havuza alırsanız alın yüzmesini çok iyi bilen Meb’in skolyozları ne tarafa yüzmesi gerektiğini çok iyi bildikleri için tekrardan görevlendirilmişlerdir. Acaba bunlar bakanlığımızın iyi niyetle çıkardığı mevzuatları sabote mi etmek istiyorlar, diye düşünmeden edemiyorum. Yine “Müdürler makamlarından uzaklaşmaya mı başladılar” yazımda belirttiğim önemli iki hususu aynen burada hatırlatmak istiyorum. Aynen satırları kopyala yapıştır yaparak ekliyorum.
Müdür görevlendirilmelerinde birtakım kriterlerin getirilmesi, elbette çok yerinde bir uygulama olmakla birlikte iki konuda stratejik hata yapıldığını düşünüyorum. Bunlar;
1- Müdürü değerlendirecek öğretmenlere altı ay birlikte çalışma zorunluluğu getirilirken, bu sürenin ilçe Milli eğitim müdürü ve Şube Müdürlerine getirilmemiş olması. Üstelik puan açısından da aslan payının İlçe Milli Eğitim ve Şube Müdürlerinde olmasına rağmen.
2- Değerlendirmeye maarif müfettişlerinin de katılması gerektiğini düşünüyorum. Şöyle ki Okul aile birliği başkanı, yardımcısının ve öğrenci temsilcisinin değerlendirme yaparken. Maarif müfettişleri, Kurum Müdürünü eminim onlardan daha iyi değerlendirebilirdi. Hem üç yılda bir yapılacak kurum denetimi de daha anlamlı bir hal alırdı.
Ve gelinen nokta da maalesef Danıştayın verdiği kararla haklı çıkmış olduk. Maalesef diyorum keşke haksız çıksak da sonuçta eğitim kazansa. Kuşkusuz eğitim kısır çekişmelere alet edilemeyecek derece de önemlidir.
Büyük düşünür gönül adamı HZ. Mevlana'nın dediği gibi ‘'Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım.'' Danıştayın verdiği kararla müdürlere dönüş yolu açılmıştır. Eski müdürler görevine iade edilmelidir, doğru olan da budur. Hatta Bakanlığımız komple tüm yeni ve eski müdürleri, bilgisayara format atar gibi sıfırlayabilir ve yeni bir düzenlemeyle, yönetici atamaları yapabilir. Eğitim öğretim açısından hangisi sağlıklıysa o yapılsın. Hangi düzenleme olursa olsun ama sonuçta gözbebeğimiz öğrencilerimiz kazansın, sonuçta eğitim kazansın. Bu konuda ki tartışmalar eğitim camiasını yormuştur yıpratmıştır. Düzenlemeyi yapanları da yormuştur diye düşünüyorum. Kimseye bir fayda sağlamamıştır. Kuşkusuz Müdürlükte Çıkmaz Sokağa girilmiştir. Hep birlikte gelişmeleri izleyeceğiz. Umarım bu çıkmaz sokaktan en az hasarla çıkarız. Biran önce gerçek gündemimiz olması gereken eğitime, öğrencilerimize, akademik başarıya, değerler eğitimine odaklanmalıyız. Değerler eğitimine öyle odaklanmalıyız ki, sözde değil özde olmalı. Adalet kavramımızdan kimse şüphe duymamalı. Hak hukuk kavramlarımızın içi dolu olmalı. Sevgi, Saygıyı tüm benliğimizle yaşamalıyız.
Değerler Eğitimini Yaşamalıyız ve yaşatmalıyız. Öğrencilerimiz değerlerimizi bizde görmeliler. Değerlerimizle kalınız, En derin saygı ve muhabbetlerimle…
Kamuajans.com/ÖZEL
Bu yazı/habere ait tüm haklar Kamuajans.com'a aittir. "Kamuajans.com" şeklinde link verilmesi kaydıyla içerik kullanılabilir. Link vermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.