Şehitlerimizin Ardından
Anasının kucağından seslenir, cennet kokan yüreğiyle
Bir kez olsun baba diyemeden yolcu ettiği ulu çınarına.
Bu gidiş nereye böyle, biz neredeyiz, nedir bu kalabalık!
Kimseler duymaz onu, kimseler bilmez…
Bir Yaradan bilir, bir de Yaradan’ın en sevgilisi
Peygamber öpücüğüdür, yavrunun yüzündeki tebessüm
Çünkü babası peygamber otağına yolcudur bugün.
Gelir geçer zaman yüreğindeki kelimeyi söyleyemez dili,
Her baba sesini duyduğunda, kendi payına hicran düşer.
Yüreği mazlum, mazbut ve mağdur çocukların hikâyesidir bu,
Bir yiğidin şahadet şerbetini içtiğinde başlayan…
İyi oku, iyi anla, iyi hisset zordur yetim kalmak
Bu yol çetin, bu yol çetrefil, bu yolda babasız olmak,
Birinin her “baba” deyişinde binlerce kez ölmek,
Gözyaşlarını her defasında içine akıtmak demektir oğul.
Susun artık, hele bir susun! Meyvesi taze baharın,
Kınalı başların, körpe kuzuların semazen eşliğinde
içip bir yudum şahadet şerbetini ıslanan dudakların,
Cennetle buluştuğu gündür bugün, unutma oğul.
Vatan toprağına cennetin kokusu sinmiş bugün,
Can Mehmetçik bir ölmüş, binler doğmuş bugün,
Gökyüzü kubbe yeryüzü mescit olmuş bugün,
Bir kavuşmaya tarih biçilen gündür bugün, unutma oğul.
UNUTMA OĞUL…
İrfan Ertav
irfanertav@gmail.com
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.