Erhan Ziya SANCAR

Erhan Ziya SANCAR

Alırken Liberal Verirken Muhafazakarız

Alırken Liberal Verirken Muhafazakarız

Fast food.. Acele acele acele. Hız ve haz çağındayız. Doyumsuz, bıkkın ve mutsusuz. Evet, mutsuz, huzursuz, aceleci ve sevimsiziz artık.
Sevimsiziz çünkü giderek mutluluğu, “önce ben mutlu olmalıyım” şeklinde algılıyoruz.
Bütün değerleri yıkarak ve bütün dengeleri bozarak, “hadi çabuk, hemen anlat” diyerek.
Telaşımızdan olsa gerek akıp giden hayatı, kariyer edinmek, para kazanmak ya da ne adına ise işte sürekli erteliyor ve kaybediyoruz.
Belki binde bir kesiliyor artık elektrikler ve en fazla bir saat sürüyor ama ‘o kadarcığına’ bile lanet ediliyor, çünkü “ben merkez” diyen keyif hemen kaçıyor.
Mum ışığında, gaz lambasında, gözleri bozulmasına rağmen okuyan bir neslin torunları veya çocukları; yüz mumluk ampulde kitap okumuyor ama çok iyi Tv çalışıyor, çok güzel Pc okuyor, çok güzel telefonda sörf yapıyor. Niye bu sabırsızlık, bu hodbinlik niye bilmem?
Sevdiğinden ayrılanın yası yok artık, hemen yenisini bulma telaşı var.
İki paralık sevmelerin adı da “aşk” oldu zaten.
Biten sevdaların yerini, bu ucuzluklar ne zaman aldı peki? Kimse Ferhat gibi dağları delmesin, eyvallah… Mecnun olup çöllere de düşmesin ama aşkı da bu kadar ayağa düşürmesin…
Üstelik o kadar bencil ve şımarık olduk ki, ben üzülünce herkes üzülsün, ben mutluysam herkes sevinsin.
Bir o kadar da küstahça… Peki niye? Benim ki de laf… İşte öyle..
Oysa; Ucu yanık bir mailimiz olmayacak asla.
İki damla gözyaşı düşmeyecek o postanın içine. Işıklar söndüğü anda bir masal anlatanın kalmadığı gibi,
Sevgilinin kokusunu sıktığı sarı saman kağıtlar olmayacak mesela…
Bana kalbin kadar beyaz bu sayfayı ayırdığın ...diye hislerimizi aktardığımız hatıra defterleri olmayacak.
Ömür geçiyor. Ve biz anı biriktirmek yerine anı ıskalıyoruz. Anı görüntülüyoruz.
Aklımızı başımıza alalım. Aşağıdaki araştırma sonuçlarına bakınca aslında yaşamadığımızı fark edeceksiniz.
İnsanoğlu yaşamı boyunca ne kadar yol yürüyor, ne kadar kelime konuşuyor, ne kadar uyuyor kaç yıl çalışıyor?   Bakın insanın ortalama hayatı nasıl geçiyor?   * 130 bin km yol yürüyor. * 90 milyon kelime konuşuyor. * 18 yıl ayakta duruyor. * 2 yüzme havuzu dolduracak kadar tükürük salgılıyor. * 25 bin beygir gücü enerji harcıyor. * 300 ton ağırlık kaldırıyor. * 105 gün suda kalıyor. * 26 yıl uyuyor. * Ortalama 2 yıl telefonla konuşarak geçiyor.
İnsanın maddi değerine gelince: * Bir insanda 7 kalıp sabun yapacak kadar yağ bulunuyor. * Orta boy çivi yapacak kadar demire sahip. * Bir kahve fincanını dolduracak kadar şeker bulunuyor. * Küçük bir tavuk kümesini badanalayacak kadar kireç var. 2000 kibrit yapacak kadar fosfor bulunuyor. Ufak bir topun atımına yetecek barut için potasyum var.
İnsan ortalama 70 yıl yaşar. Bunun yarısını gece yaşar ve bu süreçte genelde uyur.
Geriye 35 yıl kalır. Bu 35 yılın 5 yılı çocukluktayken geçer ve anlaşılmaz. 5 yılı da yaşlanınca gider ve yaşantının bu kısmından da fazla birşey anlaşılmaz.
Geriye 25 yıl kalır. Bu 25 yılın 15 senesi çalışarak geçiyor. Geriye 10 yıl kalır. Bir de tuvalet banyo gibi ihtiyaçlar var, bunlara da 5 yıl gider.
Geriye sadece 5 yıl kalır. Su gibi akıp giden zamanda kalan 5 yıl içerisinde de insanlar ne yaşar ne yaşamaz.
Ömür dediğin bir gündür.
O da bugündür vesselâm!
Erhan Ziya Sancar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Erhan Ziya SANCAR Arşivi
SON YAZILAR