Öğretmen Önlüğü Yenilik Veya Acı Gerçekler!

Öğretmen Önlüğü Yenilik Veya Acı Gerçekler!

Ziya Selçuk öğretmen önlüklerine ilişkin tanıtımı bu sözlerle yaptı: ‘Bir yıl önce Türkiye’nin eğitim vizyonunu ortaya koyduğumuzda ‘yenilikten’ bahsetmiştik. Biz bakanlık olarak eğitimde, bilimde, sanatta, teknolojide yeniliği üzerimize aldık, vazife olarak giyindik. Şimdi de yeni öğretmen önlüklerimizle sınıfta, okulda, tasarım beceri atölyelerindeyiz. .. Önlük sadece bir kıyafet değildir. Ustalığın simgesidir. İşe başlamış olmanın, çalışıyor olmanın, kolları sıvamanın, karşıdan görüldüğünde sorunları çöz

Kısaca Ziya Selçuk 2023 Eğitim Vizyonu belgesine atıf yapıyor, orada yenilikten bahsettiklerini söylüyor. ‘Eğitimde, bilimde, sanatta, teknolojide yeniliği üzerimize aldık, vazife olarak giyindik’ diyor da burada hangi yenilikleri üzerlerine almışlar, vazife olarak neyi giyinmişler bilemiyoruz. O bilmediğimiz yapıp ettiklerine şimdi de öğretmen önlüklerini eklemenin müjdesini paylaşıyor bizimle. Sonrası malum, bildiğimiz önlük üzerine edebiyat yapılıyor. Öğretmenlerimiz yoğun taleple istekte bulunmuşlar MEB’de bugüne uyarlatıp yeniden tasarlatmış. Hatta önlükleri kullanan öğretmenlerimizden birisi ‘gayet iyi okulda daha rahat hareket edebilmemiz için tasarlanmış’ derken bir diğeri ‘çok beğendik. Öğretmenlik mesleğine yakışır bir şekilde olmuş. Çok  hoşumuza gitti. Hem rahat hem kullanışlı. Modern çağa uygun olarak tasarlanmış” diyor. 

Bakanın açıklamasına mı cevap verelim öğretmenlerimizin verdiği cevaba mı kahırlanalım? Mevzu ne? Neyi arıyoruz? Bulduğumuz çözüm nedir? Neyin çözümüdür? MEB’de öğretmen kıyafetine ilişkin bir problem başlığı mı vardı? Bu yönde bir arayış, beklenti, tartışma mı vardı MEB işe el koydu? Mahreminde sakladığı ‘hokus pokus vari’ çözümlerinden birisiyle imdadımıza yetişti? Ne oluyor Allah aşkına? 2023 Eğitim Vizyonu Belgesinde vaat edilen yenilik bu muydu? Çift kanatlı olmak, ahlak telakkisine dayalı ve insanı merkeze konumlandıran bir varlık ve bilgi anlayışına hayat vermekten bahsedip öğretmen önlüğü mü getirecekti? 

Evet, böyle yapılacaktı! O gün de söyledik. Bağıra bağıra söyledik! Bu metin, bu metnin dili, kurgusu, felsefesi başka tür bir şey yapmayacak. Hiç birşey yapmayacağımın uzun uzun anlatımından ibaret metin, dedik. Kimseyi inandıramadık. Kamuoyu inanmak istiyor! Kamuoyu heyecan duymak istiyor! Yalan da olsa inanmak, onunla heyecanlanmak istiyor. 

Öğretmenin toplumsal itibarı bağlamında yapılacak çalışmaların hangisinde bugüne değin ‘öğretmen önlüğü’ çözüm olarak dile gelmiş? MEB’in kurumsal hafızasında veya eğitim sistemimizin çözüm repertuarımızda böyle bir başlık var mı varsa kaçıncı sırada? Öğretmenin toplumsal itibarını dert ediniyorsanız öncelikle el atacağınız iki temel nokta var: Öğretmenin mali durumu ile özlük hakları. Toplumsal itibar kimi hangi laflarla gaza getirdiğinizle değil kime ne tür muamelede bulunduğunuzla ililntili. Hakları, çalışma koşulları, ilişki ağı siz ne derseniz deyin zaten gereken mesajı öğretmenin kendisi dahil heryere/herkese veriyor. 

Açık konuşalım, bu dil, bu ilişki kandırmaca üzerine kurulu. Herkes ‘mış gibi yaparak’ vaziyeti kurtarıyor. Kurulduğu günden bu yana eğitimdeki kandırmacaya dikkatleri çeken Özgür Eğitim-Sen olarak tekrar uyarıyoruz:

Bu dil ve ilişki eğitimin sorunlarını çözemez! 

Bu dilin ve ilişkinin eğitimin sorunlarını çözmek gibi bir derdi de yoktur! 

Bu dil ve bu ilişki ciddiyetten yoksun öncelikle. 

Daha da vahimi toplumda ciddiyet talep eden de yok! 

Acı ama gerçek bu!

Abdulbaki DEĞER

Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.