Kamuda Nitelikli Personele Yüksek Ücret Ödeme Formülü

Kamuda Nitelikli Personele Yüksek Ücret Ödeme Formülü

Kamuda nitelikli personele yüksek ücret ödenmesinin yolunu açan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Teşkilat Kanunu'nda yapılan değişiklik ve bu kapsamda yapılacak ödemeler ile şartlar açıklanmıştır.

Nitelikli işler için standart yöntemlerle nitelikli personel istihdamı oldukça güçtür. Bu çerçevede Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Teşkilat Kanunu'nda yapılan değişiklikle yüksek ücret ödemesinin yolu açılarak önemli bir açılım sağlanmıştır. Bu kapsamda yapılan ödemeler ile şartlarını açıklamaya çalışacağız.


Yapılan değişiklikle mali haklarda nasıl bir iyileşme sağlandı?

TÜSEB'in Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ndeki görevleri incelendiğinde TÜBİTAK benzeri faaliyetler yaptığı görülecektir. Kuruluş amacına bakıldığında bu durum açıkça görülmektedir. Yani hem Ar-Ge faaliyetlerinde bulunuyor hem de Ar-Ge destekleri veriyor. Bu nedenle de TÜBİTAK'ın teşkilat kanunundaki benzer düzenleme daha da geliştirilerek TÜSEB'in teşkilat kanununa eklenmiştir. TÜSEB'in teşkilatını düzenleyen 6569 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinde personelin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarına ilişkin çok önemli bir açılım yapılarak hem yurt içi hem de yurt dışındaki nitelikli personelin TÜSEB'de istihdamına imkan sağlanmıştır.

Yapılan düzenlemede şu ifadelere yer verilmiştir; "2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na göre görevlendirileceklerin asli görevlerine ait aylık, ücret, ödenek, her türlü zam ve tazminatı ile ek ödeme dahil diğer mali ve sosyal hakları ödenmeye devam olunur. Bunlara TÜSEB tarafından ödenecek ücretler, 2547 sayılı Kanun'un 38'inci maddesinin son fıkrasında yer alan sınırlamaya tabi olmaksızın, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi en yüksek devlet memuruna her ne ad altında olursa olsun fiilen yapılan mali ve sosyal hak niteliğindeki her türlü ödeme dahil bulunacak toplamın altı aylık net ortalamasını geçmemek üzere Cumhurbaşkanı'nca tespit olunur.

Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarında görev yapmakta iken TÜSEB kadrolarına atanan öğretim üyelerine, yurt içindeki devlet yükseköğretim kurumlarında görev yapmakta olan emsali öğretim üyesine mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçmemek üzere ücret ödenir. Bunlara, bu fıkra hükümlerine göre ayrıca ilave ödeme yapılır."


Devlet üniversitesinde çalışma zorunluluğu yok

Ayrıca, TÜSEB'de görevlendirilecek öğretim elemanlarının devlet üniversitelerinde çalışma zorunluluğu da yoktur. Yani vakıf üniversitelerinde görev yapan öğretim elemanlarının da aynı şartlarda TÜSEB'de görevlendirilmesi mümkündür. Kanunda herhangi bir kısıt olmamasına rağmen çıkarılacak usul ve esaslarda bir kısıtlamaya gidilip gidilmeyeceğini bilemiyoruz.

Bu düzenlemenin TÜSEB için çok önemli bir açılım sağlayacağını düşünüyoruz. Ümit ederiz ki görevlendirilmelerde objektif kurallar belirlenerek üniversitelerdeki nitelikli öğretim elemanlarının kısmi veya tam zamanlı olarak yüksek ücretle istihdamı sağlanarak önemli işler yapılmasına yol açılır. Madde metnine göre araştırma görevlileri dahi kapsama girdiğinden kurallar iyi belirlenmezse burası ahbap çavuş merkezi haline de gelebilir.

Yine maddede yer alan çok önemli bir değişiklik ise yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarında görev yapmakta iken TÜSEB kadrolarına atanan öğretim üyelerine yöneliktir. Tersine beyin göçünü sağlamak için çok önemli bir adım olan bu düzenlemeyle, bunlara hem yurt içindeki devlet yükseköğretim kurumlarında görev yapmakta olan emsali öğretim üyesine mali ve sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçmemek üzere ücret ödeniyor hem de en yüksek devlet memuru maaşının belirli bir oranında ödeme yapılabiliyor.

Bu tür düzenlemeler objektif kriterler çerçevesinde işletilirse bilimsel alanda ciddi sıçramalar sağlayacaktır. Ancak, kuralların işletilmesi bir kenara bırakılırsa yani saatleri ayarlama enstitüsü mantığı işletilirse bir arpa yolu mesafe alınamaz. Bunun için de görevlendirilen öğretim üyelerinin sıkı kurallara bağlanması ile bunların TÜSEB'in internet sayfasında yayınlanması zorunlu hale getirilmelidir.


Görevlendirilenlere 2020 yılında ne kadar ödeme yapılabilecek?

Bu maddede yer alan en yüksek devlet memuru Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı olup, buna her ne ad altında olursa olsun fiilen yapılan mali ve sosyal hak niteliğindeki her türlü ödeme dahil bulunacak toplamın altı aylık net ortalaması 2020 yılında 15.215 TL'dir. Dolayısıyla TÜSEB'de görevlendirilen 2547 sayılı Kanun'a tabi olarak görev yapan öğretim elemanlarına üniversitelerinden aldığı ücretin yanında ilaveten azami olarak 15.215 TL ödeme yapılabilecektir. Bir profesörün bu kurumda görevlendirildiğini düşündüğümüzde 12.000 TL civarında aldığı ücrete ilave olarak en fazla 15.215 TL kadar alabilecektir. Toplamda alınan ücret 27.000 TL gibi bir rakama ulaşabilecektir.

TÜSEB'de görevlendirilecek öğretim elemanlarına en yüksek devlet memuruna yapılan net ücretin hangi oranında ödeme yapılacağına Cumhurbaşkanı karar verecektir.


2547 sayılı Kanun'a göre yapılan görevlendirme ücreti kadardır?

2547 sayılı Kanun'un 38'inci maddesine göre kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilen öğretim elemanlarına kendi kurumlarından alacakları aylık ve ödeneklerin yanısıra, görevlendirildikleri kurumda yürüttükleri görev için birinci derecenin dördüncü kademesinde bulunan bir genel müdürün aylık ve ek gösterge rakamlarının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarı geçmemek üzere ilgili bakan tarafından tespit edilecek miktarı net olarak ikinci görev aylığı verilmektedir.

Bu ödemenin tutarı ise (6400 + 1500)* 0,146061 = 1.153,88 TL'dir. Bu tutarın oldukça düşük olduğunu ifade etmek isteriz. İşte bu nedenledir ki TÜSEB teşkilat kanununa 2547 sayılı Kanun'un 38'inci maddesindeki sınırlamaya tabi olmaksızın ifadesi konulmuştur. Aksi takdirde bu şartlarda görevlendirilecek öğretim elemanı bulmak zor olacaktır.


TÜSEB projelerinde görevlendirilenlere ne kadar ödeme yapılabilir?

Yine madde metninde yer alan düzenlemeye göre, TÜSEB tarafından desteklenen projelerde, proje süresiyle sınırlı olmak kaydıyla proje kapsamında ve projeye ilişkin hizmetlerde görev alan kamu kurum veya kuruluşlarının kadro veya pozisyonlarında bulunanlara, kadro veya pozisyonlarına bağlı olarak bir ayda ödenmekte olan tutarın yüzde yetmiş beşini geçmemek kaydıyla, proje sözleşmesinde belirlenen oranda proje teşvik ikramiyesi ödenebilecektir.

Bu ödeme, bir kişinin aynı anda birden fazla projede yürütücü olarak görevli olması durumunda en fazla iki, araştırmacı ve diğer personel olması durumunda ise en fazla dört proje için yapılır ve buna ilişkin esas ve usuller Yönetim Kurulu tarafından belirlenir. Bu projelerde görev alan diğer proje personeline ve hizmetinden yararlanılacak diğer kişilere proje sözleşmesinde belirlenen tutarlar üzerinden ücret ödenir.

Her ne kadar burada öngörülen ödemelerin esas ve usulleri Yönetim Kurulu tarafından belirlenecektir denilse de bu ödemenin de usul ve esası ile tavanı Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak belirlenebilecektir.

Yine TÜSEB tarafından görevlendirilecek hakem, panelist ve benzeri kişilere ayda altı güne kadar, her gün için (10.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu elde edilecek tutarı geçmemek üzere, Başkan tarafından belirlenecek tutarda huzur hakkı ödenebilecektir. Ödenecek tutar ise 10.000 * 0,146061 = 1.460,61 TL'dir.

Sonuç olarak bu tür düzenlemeler sağlam kriterlerle kontrol altına alınırsa bilimsel alanda ciddi bir sıçrama sağlanacaktır. Bu nedenle bilimsel yeterlik gerektiren alanlarda ve kurumlarda benzer düzenlemeler yaygınlaştırılarak açılım yapılması üzerinde çalışma yapılmalıdır. Bu çalışmayı hangi kurum yapacak derseniz, orada kafaların karışık olduğunu söylemek isteriz.

Ahmet Ünlü

Yenişafak 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.