Şehir Gezi Notları (YALOVA)
Yalova hiç şüphesiz ülkemizin şirin, güzel, bereketli ve aynı zamanda şanslı şehirlerinden biridir. Hatta sahip olduğu doğal imkanlar nedeniyle bu güzel şehrimiz için “doğuştan şanslı” demek bile mümkündür. Nitekim termalin, ormanın ve denizin buluştuğu noktada, mavi ile yeşilin tüm güzelliklerine sahip bir şehrimizdir.
Tarihi olarak M.Ö 3000 yılından beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Yalova, Hititler, Frigler, Persler, Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere pek çok devletin hâkimiyeti altında bulunmuştur. Bu medeniyetlerin izlerini görmek için Yalova Kent Müzesi, Açık Hava Müzesi, Rüstem Paşa Camii ve Hersekzade Ahmet Paşa Camii vb. tarihi yerler gezilebilir.
Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin en küçük ili olmasına rağmen geçiş iklimine sahip olması yönüyle verimli topraklara ve zengin bitki örtüsüne sahip adeta “Botanik Şehir” niteliğinde…Şehir yeşilin ve mavinin birleştiği noktada, ormanın içinde, denizin dibinde adeta sahil kasabasını andıran ve insana huzur veren şirin bir kent. Verimli toprakları, deniz ulaşımı ve Marmara Bölgesinin sanayi imkânları ile gelişmiş, modern, temiz ve derli toplu bir şehir görünümünde.
Yalova’nın Selanik’e benzerliğinden ötürü Atatürk’ün bu şehre ayrı bir sempati beslediği, memleket hasretini gidermek için yaşamında sıkça ziyaret ettiği, kendisine ait köşkler yaptırdığı ve hatta “Yalova Benim Şehrim” dediği özel bir şehirdir. 1929 yılında Atatürk’ün talimatı ile şehir merkezinde sahile yapılan “Yürüyen Köşk” tarihi önemi kadar, doğaya saygı bakımından çarpıcı hikâyesiyle de anlamlıdır. Nitekim rivayet odur ki köşk denizin dibinde bulunan asırlık bir çınarın çok yakınına yapılmıştır. Ancak çınarın dallarının zamanla uzayıp köşke temas etmesiyle bu dalların kesilmesi için Atatürk’ün görüşü sorulmuştur. Ancak asırlık çınarın dallarının kesilmesine de köşkün yıkılmasına da gönlü razı gelmeyen Atatürk, gerekirse köşkün yıkılmadan taşınması talimatını vermiştir. Bunun üzerine zamanın teknik imkânları devreye sokularak raylı bir sistemle köşk ağaca zarar vermeyecek mesafeye taşınmıştır. Böylece asırlık çınarın dalları kesilmekten, köşk ise yıkılmaktan kurtulmuştur. Bu nedenle köşkün adı “Yürüyen Köşk” olarak Yalova tarihindeki yerine almıştır. Şimdilerde şehrin sembolü olan Yürüyen Köşk bu şehirde ziyaretçi akınına uğrayan yerlerden biridir.
Yalova’nın Termal ilçesi ise bu şanslı ilimize Allah’ın lütuflarından bir diğeri olup, burası adıyla sanıyla tepeden tırnağa tam bir Termal Kenttir. Adeta ilçedeki her binanın termal tesis olarak ziyaretçilerine hizmet verdiği bu küçük ilçe, her keseye hitap eden tesisleriyle termal için yaratılmış bir mekândır. Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere devlet büyüklerini ağırlamış olan bu termal kent, tarihi yönüyle de ayrı bir derinliğe sahiptir. Nitekim bu ilçede bulunan Kurşunlu Hamamı yaklaşık 1600 yıl önce Bizans İmparatoru Lustinianos tarafından yaptırılmış, Sultan Abdülhamid’in emriyle 1900 yılında yeniden onarılmış ve günümüzdeki hâlini almıştır. Hamamın üstü kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Hamam adını almıştır. Ayrıca Termal’e hayran kalan Atatürk, bu ilçeye de bir köşk yaptırarak sağlığında sıkça buraya gelmiş ve bu köşkte konaklamıştır. Bu devlet geleneğini sürdüren Termal ilçemiz, içinde barındırdığı TBMM’ye ait misafirhane ile günümüzde Milletvekillerimizi ve ailelerini de itina ile ağırlamaya devam etmektedir. Ayrıca bu ilçenin ormanın içine kurulu olması, muhteşem doğası, her tarafından termal suyu fışkıran ve adeta bir hastanenin farklı bölümleri gibi farklı hastalıklara şifa dağıtan termal deresi ve düzenli yürüyüş parkurlarıyla ziyaretçilerine adeta doğa şöleni sunmaktadır. Ülkemizin çok özel termallerinden biri olan Yalova Termal Kaplıcaları, içinde bulunduğu doğal güzelliğin yanında birinci dereceden doğal, arkeolojik ve tarihi sit alanıdır.
Yine bu ilde bulunan ve TEMA Vakfı Kurucusu Hayrettin KARACA’ya ait olan Ağaç Müzesi (Arboretum) ise yeşil dostu doğaseverlere adeta doğa sanatı sergisi sunuyor. Dünyanın dört bir yanından getirilen, özel bir niteliği bulunan, nadir olan ve özellikle nesli tükenmekte olan ağaçların bulunduğu devasa bahçe, yeşillikler arasında hoşça vakit geçirmek isteyenler için ziyaretçilerini bekliyor.
Tüm bu güzellikleri içinde barındıran bu küçük şehrin yerlilerinin dışında ülkemizin her yöresinden ve hatta yurt dışından çok sayıda göçmene ev sahipliği yaptığı malum. Ancak doğası, termali, ormanı ve denizi gibi avantajlarından olsa gerek variyetli Arapların gözdesi bir şehir olduğu başta emlak sektörü olmak üzere tabelaların aynı zamanda Arapça olmasından anlaşılmaktadır. Bu şirin kentin güzelliklerini gezmek için gelenlere bu şehre özgü lezzet olan “Yalova Sütlüsü” tatlısını da mutlaka tatmaları önerilir. 12.12.2019
Cafer GÜZEL
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz