Çocuklardan Rahatsız Olanlar Camiye Gitmesin!

Çocuklardan Rahatsız Olanlar Camiye Gitmesin!
KamuAjans.Com-Ramazan geldi hoş geldi.''Ramazan'' deyince ilk akla gelen hoşgörü ve yardımlaşma diyorlar.Sabır ayı Ramazan...Peki uygulamada doğru mu? Tabii ki Hayır.

 Cami camaati çocukları fırçalamak için adeta selam verilmesini dört gözle bekliyor.

Tetikteler yani.

Bu ay boyunca ne zaman teravihe gitsem, ya da cuma namazına ne zaman iştirak etsem  birileri masum çocukların küçücük yüreğini kırıp adeta tard edercesine camiden kovmaya  çalışıyor.

Abdest alırken sanki bu çocukların hiç hakkı yokmuş gibi davranan ve çocuklarımızı itip  kakan büyükler; çocuklarımızın İslamiyet'e ve değerlerine tepkilerini, nefretlerini celp ediyor.  Bu davranışlarının ağır sorumluluğu altında ezilmeleri gerekirken tam aksine çocukların  camiden çıkarılmasıyla adeta nefes alıyorlar. Yaptıkları tahribatın ileride ne gibi dönütleri olacağını düşünememeleri bizleri üzüyor. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığımız Pof. Dr. Mehmet Görmez beyefendi de yeri gelince  uyarılarda bulunuyor.

Fakat bu sadece bir uyarı ile sınırlı kalmamalı cuma hutbesinde konu olmalıdır. Aksi takdirde normal zamanlarda camilerde imamın arkasında bir safın onda birini bile  doldurmayan, üç beş yaşlıdan başka kimseyi bulamayacaklar. Küçüklüğümüzde camilere gittiğimizde nur yüzlü yaşlılar, amcalar ve teyzeler saçımızı  okşarlardı, bize şeker ve lokum ikram ederlerdi.

Çok fazla yaramazlık yaptığımızda cemaat sanki öncesinde anlaşmışlar gibi bizleri üçer beşer  paylaşıp aralarında kaynaştırırlardı.

Hiçbir zaman ''defolun gidin'', ''burada konuşacaksanız gelmeyin'', demezlerdi.  Sert sert bakıp da küçücük yüreğimizde, saf zihnimizde yara açmazlardı.  Şimdi gördüğüm kadarıyla bizim çocukluğumuzdaki o sevecen, nur yüzlü, sabırlı ihtiyarlar  yerine bugün sabırsız, suratı asık ve tahammülsüz bir cemaat oluşmuş. Her konuda olduğu gibi bize yol gösterici ve rol model olan peygamberimiz Hz. Muhammed  sallalahu aleyhi vesellem çocuklara karşı sevgi, merhamet ve şefkatli davranırdı. Ebu Katade: ''Bir gün mescitte oturuyorduk. Hz. Peygamber, torunu Ümame omzunda olduğu  bir halde içeri girdi.

Çocuk omzunda durduğu halde namaz kıldı. Rüku ve secde yapacağı zaman çocuğu yere bırakıyor, ayağa kalkacağı zaman da onu tekrar  alıyordu. '' diyerek bu konuda çocukları azarlayarak onların minik bedenlerini incitenlerin yüzüne adeta şamar vuruyor. Bir keresinde peygamber efendimiz mescitte hutbe okuyordu.  Hz Hasan ve Hz Hüseyin (ra) kırmızı elbiseler giyili bir vaziyette mescide girdiler.  Çok küçük oldukları için sevimli sevimli sendeliyorlardı. Peygamber efendimiz şiddet-i şefkatinden minberden inerek onları kucağına aldı, sevip okşadı  ve önüne oturttu.

Sonra ''Mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. '' (enfal 8/28)  buyurarak Allah ne kadar doğru buyurmuştur dedi. Yukarıda Peygamber efendimizin mescitlerde ve ibadethanelerde çocuklara nasıl  davranılması gerektiğinin göstergesi olan iki meselden sonra söylenecek çok fazla söz  kalmıyor.

O gün bu davranışları sergilediyse efendimiz; bugün de bize örnek teşkil etmeli değil miydi? Yoksa efendimizin: ''Ey 2000'li yıllarda gelecek olan cemaat!  Sakın çocukları mescitlerden kovmayın, onlara karşı şefkatli olun, onları sevin ve okşayın,  ikramda bulunun. '' demelerini mi bekliyorlardı? Kuşu ölen bir çocuğa başsağlığına giden bir peygamber, çocuklara verdiği değeri ve önemi  daha nasıl anlatsın?

Eğer çocuklarımızın devletine bağlı, milletini seven, büyüklerine karşı saygılı, manevi değerleri benimseyen ve severek ibadet eden hayırlı birer evlat olmalarını istiyorsak onları  soğutmayalım.

Önce biz onlara saygı duyup sevelim. Onları azarlamayalım. Bağırıp, azarlayıp camilerden kovmayalım. Rahatsız olup tahammül etmeyenler lütfen camiye gitmesin evinde ''Huşu içerisinde''  namazını kılsın.

Selçuk Tütak

DES İstanbul İl Başkanı

HABERE YORUM KAT

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz