İngiltere'de Bir Dönem İnsanlar İdrarla Çamaşırlarını Yıkıyordu!

Akan suları ya da atıkların bertaraf edilmesi için iyi yöntemleri yoktu. Bu, kıyafetlerini idrar, gazyağı, tebeşir ve ekşi süt karışımıyla yıkamak zorunda oldukları anlamına geliyordu.

Dişlerini kırılmış kemik ve mürekkep balığı tozu gibi şeylerle temizlediler. Saçlarını temizlemek için kiri, ölü deriyi ve yağı çıkarmak amacıyla çiğ yumurta veya sirke kullandılar.

Yetersiz hijyen sağlık sorunlarına yol açtı. Dış mekan tuvaletlerinden ve lazımlıklardan çıkan atıklar evlerin altındaki çukurlara veya Londra'nın içme suyunu da aldığı Thames Nehri'ne atılıyordu. Yaz aylarında sıcaklar nehirdeki atıkların berbat kokmasına neden oluyordu ve insanlar bunun kolera ve tifo gibi hastalıklara neden olduğunu düşünüyordu. İnsanları hasta eden şeyin aslında atıklardaki mikroplar olduğunu bilmiyorlardı.

Bugünün standartlarına göre Viktorya dönemi Londra'sı çok kötü kokulu ve kirli bir yer olurdu. Hava, yıkanmamış vücutların, çürüyen atıkların, kirliliğin ve endüstriyel kirlerin kokusuyla dolmuş olurdu. Ancak o zamanlar yaşayan insanlar vücut kokularını ya da "temiz" kıyafetlerinin yumurta, kusmuk ve atık koktuğunu fark etmiyorlardı.

Sızıntı yapan atık çukurlarının üzerindeki salonlarda çay içerken bile pis koşullarda yaşadılar. Sabun, tuvalet kağıdı ve tuvalet sifonları gibi şeylerin ortalığı biraz daha temiz hale getirmesi ancak 1800'lerin sonlarına doğru gerçekleşti.