Eski MEB Bakanı böyle geri döndü: Atatürk hesaplaşması

Eski MEB Bakanı böyle geri döndü: Atatürk hesaplaşması

Eski Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, “Kırk Kere Söyledim” adlı yeni kitabında “eğitim ordusu” ve “zorunlu eğitim” kelimelerine karşı çıktı

Eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, çocuk ebeveyn ilişkileri üzerine yaptığı gözlemleri “Kırk Kere Söyledim” adını verdiği bir kitapta topladı. Selçuk, kitabında “eğitim ordusu” ve “zorunlu eğitim” kelimelerinin yan yana kullanılmasına karşı çıktı.

Selçuk’un reddettiği “eğitim ordusu” ifadeleri Mustafa Kemal Atatürk tarafından 23 Mart 1923 tarihinde Kütahya’da öğretmenlere seslenirken “irfan ordusu” şeklinde kullanılmıştı.

“EĞİTİM’ VE ‘ORDU’ KELİMELERİ NEDEN YAN YANA GETİRİLİR?”

Ziya Selçuk kitabının “Eğitim Ordusu” başlıklı bölümünde “Zorunlu eğitim yani. İyi de “zor” ve “eğitim” kelimeleri neden yan yana kullanılıyor?” ifadelerine yer vererek şöyle devam ediyor:

“Hayat  çok zor… Dünya kötülüklerle dolu… Çocuğunuzun karşısına baş etmesi gereken pek çok zorluk çıkacak. Hayatta kalmak için mücadele etmek, savaşmak, kazanmak, ezmek, elemek, geçmek zorunda… Yaşam çetin bir savaş meydanı. Neyse ki onun bu mücadelesinde her zaman yanında olacak bir eğitim ordusu var. Evladınız da bizatihi eğitim ordusunun neferlerinden biri.”

 “Sahi bize bu dili kim öğretti? Bu ordu nasıl bir araya geldi? ‘Eğitim’ ve ‘ordu’ kelimeleri neden yan yana getirilir?” gibi soruları ortaya atan Selçuk’un kitabındaki ilgili bölüm şu şekilde:

“Dünya savaşları döneminde öne çıkan bir ifade “eğitim ordusu.”

Orduların doğası gereği emir-komuta zinciriyle herkesi tek tip yurttaş olmaya zorlayan yaklaşımı kendi içinde tutarlı olabilir belki.

 Ancak yine doğası gereği son derece esnek ve her bir çocuğa parmak izi kadar farklı bir birey olarak bakması gereken okul niçin tek tipleştirmeye çalışır.

‘“EĞİTİM ORDUSU’ KAVRAMI TEK TİP TOPLUMLARDA KULLANILIR”

Dünya tarihine baktığımızda tek tip insan yetiştirme çabasında olan yüzlerce devlet var. İstisnasız hepsi başarısız olmuş. Çünkü bu tür uygulamalar insan onuruna ve doğasına aykırı…

Sonuçlara bakıldığında tek tip insan yetişmiyor ama nedense bu sistemlerde yetişenler çoğunlukla tek tipçi olarak yetişiyor. Tek tipçi zihin mekaniğinin temel karakteristiği, sözcükleri veya cümleleri değişse de kafanın çalışma biçiminin aynı olmasıdır. Dünya görüşleri farklı ama zihin mekanikleri aynı insanlar… Kullandıkları kelimeler farklı fakat mantıksal işleyiş çok çok benzer. Tek tipçi bakış açısında genelde iki taraf ortaya çıkıyor ve taraflar kendi görüşlerinin tamamını doğru, karşı tarafı tamamen yanlış olarak değerlendiriyorlar.

Eğitim ordusu kavramı bu tür toplumlarda çok daha sık kullanılıyor. Kendimizle ve dışarıyla her gün bitmek bilmeyen bir savaşta olduğumuz için de bu ordunun her gün cephede çarpışması gerekiyor. Bu ordunun en düşük rütbeli ve kolay harcanabilir askerleriyse çocuklar… Bir gün üniversiteden terhis olana dek hiyerarşinin en altındakiler onlar…

Ordunun tüm neferlerinin terhis aldığını hayal edin şimdi… Bir sabah tüm “eğitim ordusu” yetişkinleri mesailerinde çarpışmak ve uğraşmak üzere çocukları beklemeye başlasa ve çocuklar hiç gelmese o zaman ne ordu kalırdı geriye ne de rütbeler. Tek tip bir yurttaş yetiştirme hayali eğitim ordusunun yel değirmenleri olarak kalırdı.”

“SAHİ BİZE BU DİLİ KİM ÖĞRETTİ?”

Başlıktaki soru Eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’a ait…

Peki, “eğitim ordusu” kavramı nereden geliyor?

Mustafa Kemal Atatürk 24 Mart 1923 tarihinde Kütahya Lisesi’ni ziyaret etti. Atatürk lisede öğretmenlere seslenerek şu ifadeleri kullandı:

 “Muallim hanımlar ve muallim efendiler,

Bu irfan yuvası altında hepinizi bir arada görmekten ve hepinizi selamlamaktan çok memnunum. Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir. Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü öğreten bir orduya mensupsunuz.”

(….)

“Arkadaşlar, asker ordusuyla irfan ordusu arasındaki benzeyiş ve uygunluğu belirtmiş olmak için şunu da ilâve edeyim: Kıymetli bir eserde ordunun ruhu, subaylar heyeti ve komuta heyetidir deniliyor. Gerçekten böyledir. Bir ordunun kıymeti subaylar ve komuta heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz öğretmen hanımlar ve öğretmen beyler, sizler de bilgi ve anlayış ordusunun subaylar ve komuta heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklâl mücadelesinde, üç dört yıldır, düşmanı topraklarımızda yok etmek için yaptığımız savaşta ordunun ruhu olan subaylar ve komuta heyet ve ileri gelenleri kıymetlerinin yüksekliğini nasıl göstermiş ve ispat etmişse, bundan sonra yapacağımız nur ve inkılâp mücadelesinin milletimize bir karanlık gibi çöken bütün bilgisizliği yenmek ve kahretmek savaşında da bilgi ordusunun ruhu olan siz öğretmen hanımlar ve öğretmen beylerin aynı yeteneği paylaşacağınıza ve göstereceğinize eminim. Hepinizi bu güvenle selâmlarım saygıdeğer arkadaşlar.”

Ersin Eroğlu

Kaynak: Odatv.com

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.