Baştan söyleyelim Sözleşmeli Öğretmenlik ilk gündeme geldiği günden itibaren Eğitim Bir Sen olarak yaşanılan tecrübe, eğitimci kimliğimiz, sendikal refleks ve aynı işe farklı statü nedeniyle karşı çıktık ve hala karşı çıkmaktayız. 15 Temmuz öncesi gündeme gelen sözleşmeli öğretmenlik, 15 Temmuz sonrası alım şekline mülakat eklenerek ve şubat atamasının da bu şekilde yapılacağı ilan edilmiştir. 15 Temmuz gecesi FETÖ darbe girişimine karşı Ülkesine, Cumhurbaşkanına ve Hükümetine sahip çıkmış bu millete en büyük borcumuz Adaleti tesis etmektir.

Durumun onemini rakamlarla anlatmaya çalışayım.

15 bin kişilik kadro için 3 katı olan 45 bin kişi mülakata çağrılacak, mülakat puanı ile( çok önemli nedenler olsa bile) 30 bin kişi dışarıda bırakılacak. Hatta aldığı mülakat puanı nedeni ile istediği yere atanamayan 14 bin kişiyi de eklediğinizde 44 bin kişiyi kızdırmış, kırılmış olarak karşınıza alacaksınız. Şubat ayında da 30 bin alınacak. 3 katı 90 bin öfkeli kişi daha. Düşünsenize bu gençler o gece hiç hesap kitap yapmadan tankın karşısına dikilenler ise, lütfen empati yapalım.

Peki bu aşamada en azından ne yapılabilir?

Ülkemizin olağanüstü durumu ortada. En azından KPSS puanına göre alacağın sayı kadar kişiyi mülakata çağır. Kalan boşluklara için tekrar sistemi işlet. Zaten bilindiği üzere bir güvenlik soruşturması yapılacak ve 4 yıl boyunca her yıl durumları göz bulundurularak sözleşmesi yenilenecek. İdeal olan bu olmasa da en makul olanı yapmaya çalışalım.

Son söz: ‘…Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin…’ (maide 8)

RIFAT KAVAK. Eğitim-Bir-Sen İst.2 Şb. Bşk