Önerilerimizi İlgili Makamlara Sunduk
Kamuajans.com – Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan personelin bugüne kadar çözülemeyen sorunlarıyla ilgili çözüm önerilerini ilgili makamlara sunduklarını söyledi.
Önemli toplumsal olaylara da çözüm getirecek öneriler de bulunduklarını belirten Türüt, bazı konuların çözülmesinde tepkiden korkmamak ve kararlı olmak gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Önceliğimiz Diyanet İşleri Başkanlığında çalışan personelin huzur ve güven içinde görevini yapabilmesidir. Kurumumuzda görev yapan kardeşlerimiz moral ve motivasyon kazanarak görevini şevkle yapabilmeli, berrak düşünceler ve sağlıklı bir zihinle topluma yararlı olabilecek fikirler üretebilmelidir. Bunu yapabilmek için hem kurum içinde hem de kurum dışında kendisini huzurlu hissetmelidir. Psikolojik baskılardan kurtarılmalı, ekonomik ve sosyal olarak güçlü olabilmelidir. Bunun sağlanabilmesi için 16.01.2020 tarih ve 16 Sayılı yazımızla TBMM Başkanlığına ve Meclis’te grubu bulunan AK Parti, MHP, İYİ Parti ve CHP siyasi partilere, 16.01.2020 tarih ve 17 Sayılı yazımızla Sayın Cumhurbaşkanlığı Makamına yazarak sorunları önerilerimizi ilettik.
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı teşkilatlar da görev yapanlara disiplin affı başta olmak üzere, sözleşmeli din görevlilerinin kadroya alınması, 3600 ek göstergenin kadro ayrımı yapılmadan tüm çalışanlara verilmesini talep ettik. Bunların yanı sıra toplumu yakından ilgilendiren önemli konuların çözülmesi için öneriler de bulunduk: İstanbul Sözleşmesinden tek taraflı olarak çekilmeyi, Vakıflar Genel Müdürlüğünün Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanmasını ve ev kadınlarına emekli olabilmeli imkânının sağlanmasını önererek bu konulardaki çalışmaları desteklediğimizi ifade ettik. Diyanet İşleri Başkanlığının, idare ile personel arasındaki uyum probleminin giderilmesi için bir çalışma başlatmasını önerdik.
Çeşitli nedenlerle haksız bir şekilde disiplin soruşturması geçirerek mağdur edilen din görevlileri ve müftülerimiz için disiplin affı getirilmesi şarttır. Haksız ve hukuksuz bir şekilde mağdur edilen kardeşlerimizin moral ve motivasyonlarının sağlanarak huzurlu bir şekilde görev yapabilmeleri sağlanmalıdır. Din hizmetleri sunan Diyanet’in, Mevlâna’nın dediği gibi, “Şefkat ve merhamette güneş gibi, hoşgörülükte deniz gibi” olması gerekir. Nitekim dinimizin bir ölçüsü de müsamaha ve hoşgörü dini olmasıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda sözleşmeli çalışan personelin haklarını ve çektikleri sıkıntıları unutmadık! Onları da ifade ederek, özlük ve mali haklarında düzenleme yapılmasını ve kadroya alınmalarını önerdik.
Bugün en önemli toplumsal sorun haline gelen İstanbul Sözleşmesinden tek taraflı olarak çekilmeyi önerdik. Çünkü İstanbul Sözleşmesi İslam dininin özüne aykırıdır. Kadına şiddet bahane edilerek Müslüman ailelerin parçalanmasını ve İslam’a göre yaşantının sosyal olarak bozulmasına yönelik bir tuzak olduğunu ifade ettik. Sözleşmedeki cinsiyet anlayışının İslam dini açısından sakıncalı ve kabul edilemez olduğu, evli çiftlerin yanı sıra evlilik dışı ilişkileri, flörtü, birlikte yaşamayı da bu kapsama aldığını belirterek, göçmen kadınların oturma izni ve toplumsal cinsiyete dayalı iltica taleplerine dair yer alan maddelerin ülkemiz açısından sakıncalar doğurduğunu, cinsel eşitlik kavramıyla ilgili söylemlerin ahlaksızlığın yaygınlaşmasına, gayrimeşru çocuk ve melezleşen bir neslin artışına ve netice olarak da toplumun ahlaki yapısının bozulmasına, yozlaşmasına ve kesinlikle telafisi mümkün olmayan sonuçların ortaya çıkmasına neden olacağını açık bir şekilde belirttik.
3600 ek göstergenin, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığında çalışan tüm personel için ayrım yapılmadan düzenlenmesini, sadece din hizmetleri sınıfıyla sınırlı olmasının doğru olmadığını belirttik. Düzenlemenin sadece din hizmetleri sınıfıyla sınırlı olmasının adaletsizliğe neden olacağını, görevi ve kadrosu ne olursa olsun tüm personeli kapsayacak bir düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizdik.
Önemli toplumsal konulardan biri de ev hanımlarının durumudur. Meslek olmamasına rağmen ağır bir iş olan ev kadınlığı için yapılacak yararlı çalışmaları desteklediğimizi belirttik. Bunun için ev kadınlarının borçlanarak emekli olabilmelerini sağlamak üzere TBMM’ne sunulan yasa teklifini desteklediğimizi ve bu yasanın bir an önce Meclis’ten çıkması gerektiğini ifade ettik.
Sosyal ve kültürel mirasın korunmasında önemli bir görev üstlenmiş olan vakıfların, aynı zaman da inanç kültürünün yaşatılmasında ve İslâm medeniyetinin unutturulmadan yaşatılmasında çok önemli bir misyona sahip olduğunu, hiçbir karşılık beklemeden ihtiyacı olanlara yardım elini uzatması, her şey insan için düşüncesinden yola çıkarak “halka hizmet Hakk’a hizmettir” anlayışıyla bugüne kadar geldiğini belirterek, Türk kültüründe ulvi bir temele dayanan ve bu hizmetlerin yürütülmesini takip eden Vakıflar Genel Müdürlüğünün Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanmasını önerdik.
Diyanet İşleri Başkanlığının mevzuat çerçevesinde idari uygulamalarında yaşanan aksaklıkları yakından takip eden bir sendika olarak, teşkilatımızda çalışan personelin mesleki, sosyal ve ekonomik sıkıntılarını yakından biliyor ve bu konular da sendikamız organlarınca yapılan çalışmaları ve istişarelerden çıkan sonuçları ilgili makamlarla paylaşarak önerilerde bulunuyoruz. Ayrıca toplumsal sorunları da sendikacılık anlayışımız çerçevesinde değerlendiriyor ve önemli gördüğümüz konular da ilgili makamlarla istişare yolunu tercih ederek yapıcı önerilerle çözüm üretmeye çalışıyoruz. İlkeli sendikal anlayışımız gereğince yasaları çiğnemeden, tüzüğümüzde belirtilen hususları aşmadan çalışmalarımızı aktif olarak sürdürmeye devam ediyoruz. Üyelerimizden aldığımız güçle çalışmalarımızı aynen devam edecektir.”
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.