Bin Nasihat Bir Musibet

Bin Nasihat Bir Musibet

Bizde bir atasözü vardır."Bir musibet Bin nasihatten yeğdir"diye İnsanlara çok dil döküp bir şeyler anlatırsınız hiçbir faydası olmaz fakat bir ilahi sille ile kendine geldiği olur. Yani aklı başına gelmesi için illa ki bir musibet yaşaması elzem olur.Ama yaşadığımız onca bela ve musibete rağmen hala akıllanmadığımızı düşünüyorum.

Orta doğudaki olaylardan anlıyoruz ki bir musibetten de ders alınmaz olmuş. Irak da Suriye de yaşananlardan hiç ders alınmamış gibi İran'da, Lübnan'da,Irak'da hükümet karşıtı gösteriler yapılıyor, devlet daireleri ve kamu binaları ateşe veriliyor. Sokaklar sanki bir daha kendileri kullanmayacaklar gibi tarumar ediliyor. Belkide haklı talepleri var ama dış destek ve kaynaklı gösterilerin devlet idaresinde ki zafiyetin kendilerine ne gibi bir fatura çıkaracağını ne yazık ki hesap edemiyorlar.

Hepimizin üzülerek şahit olduğumuz gibi orta doğuda büyük insanlık dramları yaşanıyor.İslam beldeleri bir bir harabeye döndürülüyor. Emperyal güçler İslam dünyasına "Ya köle olacaksınız, Yada öleceksiniz" vari şeyler dikta ediyor.

Irak, Suriye, Libya olduğu gibi dünyanın en zengin petrol ülkelerin de insanlar araçlarına koyacak yakıt bulamıyorlar. Açlık sefalet,diz boyu..

Aman Allah'ım bu ne zülüm.. Biz biliyoruz ki sen kimseye zulmetmez sin. İnsanların başına gelen tüm bela ve musibetler kendi ellerimiz  ile yaptıklarından dolayıdır. Biz hangi kabahati yaptık ki bu zilleti yaşıyoruz. Her gün yüzlerce insan masum Müslüman hunharca canavarca katlediliyor. Hiç bir şey olamamış gibi Hayatımıza devam ediyoruz. İslam dünyası hiç bir dönemde bu kadar zelil durama  düşmedi. Kendi dinimizin kurallarına, emirlerine dönünceye kadar da bu zillet üzerimizden kalkacağa benzemiyor. İki kardeşiniz arasında  anlaşmazlık olursa onların aralarını bulun sulh edin buyuran yüce dinimizin emri varken İslam dünyasındaki kardeş kavgasını güya sona erdirmek için batılı canavar güçler paylaşımda hak sabi saymak için kendileri, bir araya gelerek hakem rolüne bürünüyor. Daha dün Libya da ki sorunun çözümü için Almanyad a bir araya gelen batılı ülkelerin temsilcileri gibi.

Orta doğuda  ülkelerin geleceği istikbali her türlü mirası yok ediliyor.. Ülkeler pay ediliyor.bunları yaparken arşa yükselen mazlumların sesini duyan yok.dünya kör ve sağır kesilmiş.   

Katil ABD ve batılı ülkelerin petrol kaynaklarını ele geçirmek için bir milyon ıraklıyı nasıl öldürüp geri kalanlarını da açlık ve sefalete mahkum ettiğini biliyoruz. Suriye ha keza.. Libya yine öyle.  

Sırada İran var onu da bu halkaya dahil etmeye çalışıyorlar.

Bu üç ülkenin de savaş yılları önceki durumlarına baktığımızda Saddam, Kaddafi, Eset birer diktatör ve zalimdiler ama ülke insanları bugünkünde çok daha iyi ve mutluydular... Evleri, işleri, bir aile hayatları vardı. Kötü  de olsa bir devletleri vardı.. Şimdi bu insanlar eski hayat şartlarını mumla arıyorlar ama bulmaları nafile...

Aklımızı başımıza alalım. Birbirimize düşersek başımıza gelecek durum ortada Allah korusun. Dünyada ki tüm mazlumların umut kapısı sadece Türkiye Cumhuriyeti kalmıştır. Mazlum dünyanın yegane umudu olan ülkemizin çok daha güçlü olmaya ihtiyaçı var. Bölüşerek  büyüyelim güçlenelim, bölünerek gücümüzü zafiyete terk etmeyelim. 21/01/2020

Ahmet GÖRGÜLÜ 

Diyanet-Sen Mersin Şb Bşk 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.