Yokuş, “Bu yıl Ağustos ayında 3 milyona yakın memur ve 2 milyona yakın memur emeklisini ilgilendiren bir Toplu Sözleşme sürecini geride bıraktık. Yetkili Konfederasyon masada 5 milyon memur ve memur emeklisinin emeğini 2018 yılı için %4 + %3,5, 2019 yılı için de %4 + %5 artışa imza atarak, iktidara peşkeş çekti. Kazanımlar elde ettik diyerek memurları kandırdılar. Daha önceki Toplu Sözleşmede kabul edilen, ancak hala uygulamaya geçmeyen maddeleri yeni kazanımlar gibi sunmaya çalışıyorlar. Memurların asıl sorunları olan Ek gösterge adaletsizliğinin giderilmesi, Ek ödemelerin emekliliğe sayılması, Vergi dilimleri nedeniyle yaşanan kayıplar, 4/C ve 4/B’lilere kadro verilmesi gibi konular masada karşılık bulamadı. 258 Maddede anlaştık diyorlar. Memurlar için faydalı olan ne var? Bir kurumun merkezine servis var, taşra teşkilatına yok. Böyle bir anlaşmaya imza atılır mı? Nüfus çalışanlarının fazla mesai ücretleri “5 kat” ödenirken, “3 kata” indiren bir anlaşma makul görülebilir mi? İşçi Sendikalarının aldığı zam ve iyileştirmelerin yarısını bile alamadılar. El birliğiyle memura ve memur emeklisine zulüm ediyorlar. ” Dedi.
GREV HAKKI OLMAYAN SENDİKA MI OLUR?
Memur Sendikalarının “Grev Hakkı” olmadığını hatırlatan Yokuş, “Kısmi Anayasa değişikliği öncesi Toplu Görüşme yapılıyordu. Bağımsız Uzlaştırma Kurulu vardı. Ancak kararları bağlayıcı değildi. Anayasa değişikliğinden sonra Toplu Görüşmenin adı “Toplu Sözleşme” oldu. “Bağımsız Uzlaştırma Kurulunun” yerine “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” oluşturuldu. Yani bağımsız uzlaştırma kurulu yerine, hükümetin çoğunlukta olduğu Bağımlı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu oluşturuldu. Memur Sendikalarına “Grev Hakkı” verilmedi. 12 Eylül 2010 referandumuyla daha fazla hak, daha fazla özgürlük diyerek memurlar kandırıldı. Biz referandum öncesinde “toplu sözleşme hakkı veriyoruz” söylemlerinin aldatmaca olduğunu, sendikal haklarda daha da geriye gidileceğini söyledik. Ancak bu Yandaş Sendika “Nikahımızda bile böyle heyecanlı Evet demedik” diyerek, memurların haklarının geriye götürülmesine göz yumdular.
ENFLASYON, VERGİ DİLİMLERİ VE EK VERGİLER MEMUR VE EMEKLİYİ FAKİRLEŞTİRDİ
Hükümet, “memurumuzu enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyor. Resmi enflasyon kadar yapılan zam, zaten “sıfır” zam demektir. Memurların tamamına yakını 6. Aydan sonra bir üst vergi dilimine giriyor. Yapılan zamlar zaten vergi dilimi ile geri alınıyor.
Maliye Bakanı Orta Vadeli Planı açıkladı. Asgari ücretlinin vergi dilimleri sebebiyle, Ocak ayında aldığı maaşın altına düşmeyeceği söylendi. Alkışlıyorum doğru yapılıyor. Ancak düşünün ki, bir ülkede asgari ücret olarak 1404 TL alan biri bile, yıl içinde bir üst vergi dilime giriyor. Bunun yerine neden vergi dilimlerinde bir düzenleme yapılmıyor? Neden tüm memurların vergi dilimleri yüzünden yaşadığı kayıplar telafi edilmiyor? Böyle bir adaletsizliği kabul edemeyiz. Adalet ve hakça bölüşüm istiyoruz. Vergi dilimleriyle düşen ve enflasyon altında kalan maaşlar telafi edilmelidir.
Devlet bütçe gelirlerinin %87’sini vergiler oluşturmaktadır. Bu nedenle özellikle dolaylı vergilere ek vergiler konuluyor. Orta vadeli programda 2018 yılı için açıklanan ek vergiler başta dar ve sabit gelirliler olmak üzere vatandaşın canını yakacaktır. Açıklanan plan ile ek vergiler 2018 yılında kişi başı 350 TL, iki çocuklu bir aileye ise 1400 TL olarak yansıyacaktır.
15 TEMMUZ İHANET SÜRECİ SONRASI KAMUDA HAKSIZLIKLAR YAŞANIYOR
Ülkemiz 15 Temmuz gecesi korkunç bir ihanetle yüz yüze kaldı. FETÖ denilen örgüt, şerefli askerimizin içine sızarak Cumhuriyetimizi ve devletimizi yıkmak için ihanete kalkıştı. Çok şükür ki, Türk Milletinin sağduyusu ile bertaraf edildiler. Biz, 2005 ve 2010 yılları arasında FETÖ Terör Örgütünün Devlete sızdığını, sınav yolsuzluklarına karıştığını belgeledik ve mahkemelere sunduk. Hükümeti ve kamuoyunu uyardık. Ancak, belgelerin üstünü kapattılar. Bir cemaat Devlet bürokrasisini nasıl işgal eder? 15 Temmuz’da kimler eline silah aldıysa, en ağır şekilde cezalandırılsın. Ancak “at izi ile it izi karıştırılmasın.” O cemaatin toplantılarına katılmayan iktidarın milletvekili, Bakanı mı var? FETÖ’nün siyasi ayağı neden açığa çıkarılmıyor? Hizmetliyi, memuru işten atıp, buna adalet demek doğru değildir. Bu zulme asla sessiz kalamayız.
SİYASİ İKTİDARIN YENİ KAPI RUHU ALDATMACASI
Siyasi iktidar Yenikapı Ruhunu unuttu. Hukuku ve Meclisi by-pass ederek, KHK’larla ülkeyi yönetiyorlar. Sınav yolsuzlukları yapılıp, Devlet kadrolarına cemaatçiler yerleştirildi. Şimdi de KPSS’yi kaldırıyorlar. Kamuya sınavsız Polis ve Öğretmen alıyorlar. Şimdi ki kriterleri de yandaş olmak. Yine aynı hata yapılıyor, Devlet memuru alımlarında siyasi kadrolaşma oluşturuluyor. Sözlü sınav yaparak, sadece kendileri gibi düşünenleri işe alıyorlar.
A Grubu memurlar alımlarında sözlü sınavlara, açılan kadronun 20 katına kadar kişiyi sınava çağırıyorlar. Hizmetliye, Memura, Şefe, Yükselme Sınavlarında Sözlü sınav şartı getirdiler. Hizmetliye neden sözlü sınav yapılıyor? TRT’de spikerlik mi yapacak? Kamuda sözlü sınavlar kaldırılmalıdır. Türkiye Cumhuriyet ile yönetilmektedir, Parti Devleti kurulmasına asla müsaade etmeyiz.
ÜLKEMİZDE YAŞAYAN KİMSE YARININDAN EMİN DEĞİL
Türkiye ekonomisi her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Hukuk kalmadı. Üstünlerin hukuku oluşturuldu. Ülkemizde yaşayan kimse yarınından emin değil. İşsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği artıyor. Ülkemizde en zengin %20’lik nüfus ile en fakir %20’lik nüfus arasındaki makas giderek açılıyor.
Devlet kaynakları yandaşlara peşkeş çekiliyor. Örtülü ödeneklerle, yandaş ihalelerle ve savurganlıklarla Devlet bütçesi boşaltılıyor. Bunun bedelini de millet ağır vergilerle ödüyor. Kurumlar vergisi artırıldı, MTV’ye zam yapıldı. Bu kurumlar artıştan kaynaklanan zararını kimden tanzim edecek, hizmetlerine zam yapacak vatandaşı mağdur edecek.
Toplantıya Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz da katıldılar.