3 Mart 2023’te yürürlüğe giren ve yaklaşık 2.7 milyon kişinin emekliliğe kapısını açan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin üzerinden iki buçuk yıl geçti. Ancak uzmanlar, hala emeklilik hakkını kullanmamış veya prim eksiği olan çalışanlara yönelik kritik bir son dakika uyarısı yapıyor. SGK Uzmanı Özgür Erdursun’da bu konu hakkında yapmış olduğu değerlendirmeyi aktardı. Uzman isim özellikle 2026 yılına kadar başvurusunu tamamlamayan çalışanların hem borçlanma maliyetlerinde hem de bağlanacak emekli maaşlarında binlerce liralık ciddi kayıplarla karşı karşıya kalabileceği konusunda uyardı.
“EYT'lilerde Büyük Kitle Hala Emekli Olamadı”
Resmi veriler, EYT kapsamında olmasına rağmen hala emekli olamayan büyük bir kitle olduğunu gösteriyor: yayımlanan verilere göre Toplam EYT kapsamındaki kişi sayısı yaklaşık 4.5 milyon. Bugüne kadar emekli olan kişi sayısı ise 2 milyon 725 bin. Hala emeklilik hakkını kullanamayan yaklaşık 1 milyon 775 bin kişi
Uzmanlar, bu büyük kitlenin en önemli engellerini eksik prim günü, dondurulmuş BAĞ-KUR günleri ve hizmet birleştirmesi eksiklikleri olarak sıralıyor. Primini tamamlamayı planlayanlar için ise 2026 yılı, bir dönüm noktası olacak.
Borçlanma Maliyetinde %80 Zam Riski!
Özgür Erdursun'un analizine göre, emeklilik için borçlanma yapmayı düşünenlerin 2026 yılını beklemesi büyük bir hata olabilir. Çünkü borçlanma oranları ve asgari ücretteki beklenen artış, maliyetleri yükseltecek.
Diğer borçlanmalarda oranların %32’den %45’e, BAĞ-KUR ihya oranının ise %34.5’ten %45’e yükseltilmesi bekleniyor. Bu oran artışları, aynı prim gününü tamamlamak için ödenmesi gereken tutarda %60 ila %80 arasında maliyet farkı yaratacak.
2026 Ocak ayında asgari ücrete yapılması beklenen %20–30’luk zam, borçlanma tutarlarını doğrudan etkileyerek maliyeti daha da artıracak.
Uzman isim borçlanma planı yapanların, bu yüksek maliyet farkıyla karşılaşmamak için 2026'ya kalmadan (yani önümüzdeki 2 ay içinde) başvurularını tamamlaması gerektiğinin önemini vurguluyor.
Emeklilik kararını ertelemek sadece borçlanma maliyetini değil, bağlanacak emekli maaşını da olumsuz etkileyebilir. Çünkü emekli maaşları; enflasyon, büyüme oranı ve kazanç güncelleme katsayısı üzerinden hesaplanıyor. Bu katsayının her yıl değişmesi nedeniyle, 2026'da başvuran bir çalışanın, aynı prim gününe sahip olsa bile 2025'te başvuran birine göre daha düşük maaş alması riski bulunuyor. Ayrıca kıdem tazminatı tavanı 2026'da asgari ücret zammıyla artacak olsa bile, Erdursun, sadece tazminata odaklanılmaması gerektiğini, borçlanma maliyeti ve maaş kaybı risklerinin de bütüncül olarak hesaplanması konusunda uyardı.
Vatandaşların bu süreçte hangi tarihte emekli olacağına, maaşın nasıl değişeceğine, prim gününe ve kıdem tazminatına dikkatlice bakması ve hangi yılda avantajlı olacağı da hesaba katması önem arz ediyor.