Arslan, komisyonun işleyişini "her yıl tekrarlanan bir tiyatro" olarak nitelendirerek, sağlıklı bir ücret tespiti için komisyonun derhal yeniden yapılandırılması çağrısında bulundu.
HAK-İŞ Genel Merkezi'nde düzenlenen "HAK-İŞ 6. Uluslararası Emek Fotoğrafları Yarışması" ödül töreninde konuşan Başkan Arslan, gündemdeki asgari ücret tartışmalarına değindi. Konfederasyon olarak 50 yıldır komisyonun yapısına itiraz ettiklerini belirten Arslan, mevcut haliyle komisyonun demokratik ve katılımcı olmaktan uzak olduğunu vurguladı.
"Her yıl tekrar edilen bir tiyatro var. Bu tiyatroda rol alan bir kısım aktörler var, rollerini oynuyorlar. Yılın sonunda asgari ücret belirleniyor. Aynı tartışmalar devam ediyor. Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısıyla sağlıklı bir asgari ücret çıkarmak mümkün değil."
TÜRK-İŞ'in Kararı
Arslan, geçtiğimiz yıl komisyon toplantılarına katılmayacağını açıklayan TÜRK-İŞ’in tavrını "tarihi bir olay" olarak değerlendirdi. TÜRK-İŞ’in 50 yıl sonra kendi noktalarına gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, üç büyük konfederasyon olan HAK-İŞ, TÜRK-İŞ ve DİSK'in komisyonun yapısı hakkındaki ortak itirazlarının dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
Başkan Arslan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a, bu yıl gerekli yasal düzenlemelerin yapılması yönündeki taleplerini aktardıklarını belirtti.
“İşçi ve İşveren Temsilcilerinde Olması Gerek”
Arslan, komisyon yapısının değişmemesi ve işçi kesiminin yeterli düzeyde temsil edilmemesi halinde oluşacak tehlikelere dikkat çekti.
"Eğer hükümet, parlamento, bu konuda yasal bir düzenleme yapamazsa ve aralık ayında Sayın Bakan, sadece TİSK'le oturup asgari ücreti belirlemeye karar verirse... Türk endüstri ilişkiler sistemi tarihi bir yara alır ve bunu telafi etmek gerçekten çok daha zorlaşır."
İşçi temsilcilerinin olmadığı bir belirleme sürecinin kimseye faydası olmayacağının altını çizen Arslan, asgari ücret belirleme yetkisinin işçi ve işveren temsilcilerinde olması gerektiğini savundu. Örnek olarak Almanya modelini gösterdi; Almanya'da 45 milyon istihdam olmasına rağmen asgari ücretin işçi ve işverenlerce belirlendiğini, anlaşmazlık durumunda ise hakemin devreye girdiğini ifade etti.
HAK-İŞ, işçi kesiminin teşkilinde daha katılımcı, çoğulcu ve herkesin üye sayısınca temsil edildiği bir komisyon yapısı oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, Batı ülkelerinde olduğu gibi komisyonun bir genel sekreterliğe sahip olması ve yılın 12 ayı boyunca çalışması gerektiğini savundu.
TÜİK'in rakamlarını esas alan mevcut kriterler yetersiz kalmakta, daha objektif kriterler belirlenmesi gerektiğini belirten Arsalan, asgari ücrete endeksli ceza ve sosyal yardımlar gibi uygulamalardan vazgeçilerek, asgari ücretin sadece asgari ücret olarak kalması sağlanması gerektiğini vurguladı.
Özel sektördeki işçilerin örgütleyicisinin sendikalar olmasına rağmen hükümetin belirleyici olmasını "haksızlık" olarak değerlendiren Arslan, yaklaşık yüzde 50 gibi yüksek bir oranın asgari ücretli olmasının da Türkiye'deki gelir dağılımı adaletsizliğinin göstergesi olduğunu dile getirdi.