Covid 19 salgını, adlı tatil gibi gerekçelerle bilir kişi incelemesi yaklaşık 5 ay süreyle ertelendi. Ancak bu süreçte şirkete hiçbir yaptırım uygulanmadı ve çalışmalarına devam etti, dedi.
Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Ceyhun Kalender, "Askoriz deresini oluşturan Güneysu ve Salarha Dereleri ve kollarını oluşturan akarsular, doğduğu noktadan itibaren Hes borularına ve tünellere konularak, adeta hiç nefes aldırmadan denize ulaştırılıyor. Sadece ana vadi üzerindeki dere değil, küçük yan kollar dahi tünellere konularak diğer derelere aktarılıyor, bu şekilde bu vadiler boyunca bütün akarsular Heslerin kullanımına sunulmuş oluyor.
İşte bu şekilde bu vadilerde 11 tane Hes yapıldı. Bir çoğu faaliyette, bir kısmı inşaat halinde, bir kısmı da proje aşamasında.
Handüzü Yaylası'ndan Karadeniz'e kadar suya hiç nefes aldırmayalar, bu vadilerdeki milyonlarca bitki ve hayvana da nefes aldırmadıklarını bilmiyorlar mı?
Bütün bu vadilerde bitki, hayvan ve insanların yasam alanları yok ediliyor.
Arılar, toz ve gurultuden artık eskisi gibi bal vermiyor.
Değirmenlerin, balık çiftliklerinin suyu yok.
İnsanların yüzecek, serinleyecek bir dereleri kalmadı.
Kırmızı pullu alabalıklar için yaşayacak bir liman yok.
Köyler sel ve heyelana karşı çok riskli duruma geldi.
Süreklili gürültü ve tozdan insanların psikolojisi bozuldu.
Derelere cansuyu bile bırakılmadı, iklim değişikliği ve küresel ışımaya zemin hazırlandı.
Zaten sınırlı olan temiz içme suyu kaynakları 49 yıllığına Heslerin emrine verildi.
Yaşanabilecek bir kuraklık ve susuzluk durumunda, bu sular artık şirketlerin özel malı olduğu için hiçbir şekilde insanların faydasına sunulamayacak.
Bütün bu olumsuzluklar bir nebze olsun bertaraf edebilmek için, 10.09.2020 Perşembe günü bütün çevre dostu, duyarlı arkadaşlarımızı, STK'ları desteğe bekliyoruz." dedi.
Davanın avukatlarından Remzi Kazmaz da, buradaki yıkımı, talanı yerinde görup değerlendime yapması için keşif günü bütün vatandaşları beklediğini söyledi.
Av. Remzi Kazmaz: "SİZ (HALK) BİLİRKİŞİ OLUN
Birlikte karar verelim,
Güneysu Gürgen deresi üzerine kurulacak HES lerle ilgili." dedi.
Kazmaz sözlerine şöyle devam etti. "2008 yılında Gürgen deresinde HES kurmak isteyen şirket yasal prosöderlerini hazırladığını söyleyerek SU KULLANIM HAKKI nıda 49 yıllığına alıp cebine koyarak bütün gürgen deresinin tek hakimi olarak HES faaliyetine başlar.
Güneysu Gürgen halkı bu duruma itiraz ederek köylerinde HES istemediklerini ve bu nedenle Rize idare mahkemesine dava açarlar.
Bilirkişiler gelir inceleme yaparlar ve bu detenin üzerine HES kurulamaz kararı verirler.
Bilirkişilerin bu kararında olay her yönüyle açık açık anlatılır.
Kurulacak Hes için uygun olmadığına karar veren Rize idare mahkemesinin kararı bu kez DANIŞTAY tarafından onanarak karar kesinleşir ve Güneysu Gürgen halkı rahat bir nefes alır.
Aradan 4 yıl geçmiştir.
Şirket pusuda beklemektedir.
Nasıl olsa Güneysu deresindeki SUYU KULLANMA hakkını Devletten almış ve cebindedir.
Şirket hazırlıklarını bitirir ama bu kez köye Hes yapacağım diye değil YOL yapacağım diye gelir.
Haliyle bölge sakinleri bu işe çok sevinir her gün çalışanlarla yemeğini suyunu çayını paylaşır hatta her konuda yardımcı olur.
Ne zaman köye büyük HES boruları inince şirketin foyası yalanı ortaya çıkar Halk ayaklanır öfkelenir ve şirkete karşı tepki gösterir Olay kamuoyunda büyük yankı yapar.
Şirket Yol yapıyorum diye HES yapmıştır ve yolun kenarında yaptığı çalışmalarda kanalizasyonlar açmış boruları buraya yerleştirmeye başlamıştır.
İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır.
Şirket bu hes borularını döşeyeceği yer ÇED raporu üzerinde çok farklı yerde olmasına rağmen sırf halk bu işe uyanmasın diye bu borular için açtığı yer çok farklı bir yerde.
Yani ÇED raporuna aykırılık mevcuttur.
Şimdi sormak gerekir.
Zaten aynı yetde aynı dere üzerinde aynı şirket tarafından alınan Çed raporu iptal edilmişti 4 Yıl sonra da aldıkları aynı ÇED raporuyla köye geldiler üstelik aldıkları Çed raporuna aykırı iş yaptılar.
Yani değişen hiçbir şey olmadığı gibi ikinci işleri de hukuka ve yasalara aykırı.
Haliyle bu konuda Dava açan Güneysu Gürgen dereliler derenin o rezil halini çekerek mahkemeye verdiler.
Mahkemeden biran önce Yürütmenin durdurulmasını istediler.
Ama bu kez Pandemi araya girdi.
Halk evine girdi ama şirkete pandemi yoktu onlar gece çalıştı.
Defalarca bu durumu en yetkili yerlere şikayet eden Yöre halkı hiçbir olumlu cevap alamadı.
Dere yatağı hergün bozuluyor.
du üstelik BERLİN duvarı gibi beton bloklarla köyü ikiye böldüler.
Zaten bu konuda ikiye ayrılan köyü beton blokla da ayırınca gürgen köyünün tadı tuzu kaçtı.
Mahkemeye defalarca başvuran köyün avukatı bu çevre katliamı karşısında bir türlü karar alamıyordu devamlı bir bahane bulunarak verdiği dilekçeler erteneniyordu.
Haliyle şirket hem gündüz hem de geceleyin dereye ışık takarak çalışıyordu.
Durum açık ortadaydı Şirketin bir an önce bu HES i bitirmesi bekleniyordu.
Ama Avukat ve müvekkilleri kararlıydı sonunda 10 Eylül de keşif gününü söke söke aldılar.
Ama bu kez Hes yapılacak köy ilginç bir şekilde KARANTİNA altına alındı 15 gün.
10 eylülü bekliyoruz.
Çevre dostlarımızı bekliyoruz.
Siz bilirkişilerimizi bekliyoruz.
Diyoruz ki yanlışın neresinden dönerseniz kardır.
Bu derelerde HES kurulamaz.
Bu derelerde suyun debisi değişiktir bazen bol akar bazen suda yaşayan canlılara bile yetmez.
Kaldıkı her geçen artan nufus bu su ile besleniyor.
Kaldıkı bu kez Güneysunun içme suyu be dereden karşılayacak diye yeni bir karar var.
Bu dere bu vadi koruma altına alınması gereken yerlerden olup.
Doğal sit alanları mevcuttur.
Bu konuda açıklamalarımıza ikerde devam edeceğiz.
Şimdi sizden cevap bekliyoruz.
Ey Rizeli Ey Güneysulu yürekten içten samimi cevap ver.
Binde yedi gibi az bir eletrik enerjisi için bu dereyi kurutmaya değer mi?'' dedi.