Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''MHP ile kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Cumhur İttifakına verdiğmiz önem üzerine bu farklılıklara yapıcı bir dil ile ifade etmeye çalıştık. Kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz. Esasen bizim siyaset tarzımızda böyle bir uslubun yeri yoktur.
Af gündeme geldiğinde, bu işi tam manasıyla masaya yatırdık. Teklife sıcak bakmadığımızı çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık. Burada temel bir ilke var. Temel ilke bir devlet kendisine karşı işlenen suçlara af yetkisine sahip olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlara karşı devlet af yetkisine sahip değildir. Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, torbacılık yapanları bir araya getirmek bunu anlamak da mümkün değil. Biz devlet olarak baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücade ettik, etmeye devam ediyoruz. Hiçbir dönemde uyuşturucularla mücadelede bizim iktidarımız olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir. En doğusundan güneydoğusuna kadar nerede ne gibi çalışmalar yapıldıysa hepsini topladık, gerekeni yaptık. 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Ne demek aldatılmış? Öbür tarafta can alan katillere mi kader mahkumu diyeceğiz? Öbür tarafta hırsızlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazlasını yapıyor, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Zanilere mi kader mahkumu diyeceğiz? Biz devlete karşı işlenen suçlarda devlet olarak yapılabilecek ne varsa gayret ederiz. Bir katili affettiğimiz zaman maktülün ailesine nasıl anlatacağız?
AK Parti ve MHP iki ayrı partidir. Anlaştığımız hususlarda birlikte hareket ederken ayrıştığımız konularda kendi yolumuzu takip ederiz. MHP ile af, Danıştay, erken emeklilik gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz ittifaka verdiğimiz önem sebebiyle değerlendirlerimizi yapıcı bir dille ifade etmeye çalıştı.
Bizim siyaset tarzımızda da böyle bir uslüp yoktur. Af meselesi gündeme geldiğinde arkadaşlarıma talimat verdim. Böyle bir düzenlemenin milletin vicdanını rahatsız edeceğini gösterdi. Teklife sıcak bakmadığımızı anlatmaya çalıştık. Temel ilke devlet kendisine karşı işlenen suçları af yetkisine sahip olabilir ama kişiye karşı işlenen suçları af yetkisine sahip değildir.
Bir defa şunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil savranmaya mecburuz. Kalkıpta uyuşturuc baronlarıyla torbacılık yapanları bir araya getirmek ayrı ayrı değerlendirmek bunu anlamak mümkün değil. Biz baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücadele ediyoruz. Hiçbir dönemde uyuşturucuyla mücadelede bizim iktidarımız döneminde olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir. Şu anda 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Allah aşkına bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz? Efendim neymiş aldatılmış. Ne demek aldatılmış. 6-7-8 yaşındaki çocuk mu? Bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz. Katillere mi kader mahkumu diyeceğiz. Hırsızlık, bunları yapanlara mı diyeceğiz. Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazla hırsızlık yapmaya devam ediyor. Biz devlete karşı işlenmiş suçlarda ne yapılması gerekiyorsa yaparız. Biz devlet olarak bir katili affettiğimiz zaman maktulün ailesini bunu nasıl anlatacağız? Aynı şekilde emeklilikte yaşa takılanlar diye ifade edilen meselede ülkemizin kaldıramayacağı bir yükün fotoğrafı çıktı. Bunun kararını Meclis verecektir. Bizim kimseyi ne kurum ne de isim olarak hedef almamız söz konusun değildir. Sosyal medyadaki açıklamaların yanlış anlamadan kaynaklandığını düşünüyor ve üzülüyorum. Devlete karşı suçlarda yapılabilecek olanları yerine getirmeye gayret ederiz.'' dedi.
Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013'te bunu çözmüştük. Yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye'yi hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaşadığını gösteriyor. Tek parti CHP'si döneminde başlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır. Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanıyoruz, tanımayacağız.
Ben Türk'üm ama Türkçü değilim. O başka bir şey, o başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır. Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapmak hakkı doğar. Asla bunu ırkçılık yapma boyutuna taşımayalım. Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz. AK Parti olarak bu yanlışa düşmedik.
Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun ortak devleti olduğuna göre, sembolik unsuların hepimizi kucaklaması gerekir. Rabiamız budur. Tek millet. Kökenine, bölgesine bakmaksızın 81 milyon vatandaşımızın tamamını ifade ediyoruz. Ayrımcılık yok. Tek bayrak. uğrunda dedelerimizin ve evlatlarımızın kan döktüğü istiklalimizin alameti farikasını olan değerini vurguluyoruz. Tek vatan derken, 780 bin kilometre vatan toprağının hepimize ait olduğunu söylüyoruz. Tek develt derken maziden atiye uzanan köprü üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devlet tanımadığımızı belirtiyoruz.
Tek tipçi bir metin özentisinin çocuklarımıza her sabah okutulmasının yeri var mıdır? Anayasa Komisyonu Başkanımızın kökeni ve meşrebi üzerinden eleştirilmesinin kime ne faydası vardır? Ben ayrımcı değilim diyeceksin, Anayasa Komisyonu Başkanımız benim milletvekilim, bakanlık yapmış arkadaşımıza, bakanımıza hem hakaret, hem tehdit savuracaksın. Onun arkasında bizler varız. Bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemek. Benim bu yol arkdaşımızın ırkçılıkla alakası yok. Kökeni Kürt olabilir ama kendisi bu millete hizmet etmenin şuurunda. Niye hedef saptırıyor, damgalama yapıyoruz. Andımız konusunda Türkiye'yi haketmediği bir tartışmaya sürükleyen bu karar bazı hastalıkların hala yaşadığını gösteriyor. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı İstiklal Marşımızdır. İstiklal Marşımız dışında bir ant tanımıyoruz, tanımayacağız. Türk'üm ama Türkçü değilim. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, yok. Her etnik unsur, kendi unsuruyla iftihar edebilir. Türk de Kürt de eder. Ama cılık cılık etmez. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var o zaman benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapma hakkı doğar.'' dedi.