Bu büyük patlamalar, daha sonra kozmosa dağılan altın ve gümüş gibi ağır elementler üretti. Bu elementlerden bazıları, asteroitlere ve kuyruklu yıldızlara dahil oldukları güneş sistemimizde sona erdi. Bu uzay kayaları daha sonra milyarlarca yıl boyunca Dünya ile çarpıştı ve yanlarında altın ve gümüş getirdi. Yani temelde, her altın yüzük veya gümüş kolye taktığınızda, bir yıldız parçası takıyorsunuz demektir.
Yani tüm altın ve gümüş eşit yaratılmadı. Bazılarının diğerlerinden farklı bir nükleer tarifi var. Örneğin, gümüşün iki kararlı izotopu vardır: gümüş-107 ve gümüş-109. Bu izotopların oranı, nasıl yapıldıklarına bağlı olarak değişir. Güneş sistemimizdeki gümüşün çoğu, gümüş-109'dan daha fazla gümüş-107 üreten normal süpernovalar tarafından yapılmıştır. Ancak gümüşün bir kısmı, gümüş-107'den daha fazla gümüş-109 üreten, la tipi süpernova adı verilen özel bir tür süpernova tarafından yapıldı. Bu tür la süpernovalar, iki beyaz cücenin (ölü yıldız) birleşip patlamasıyla meydana gelir. Yani Dünya'daki gümüşün bir kısmı iki kez ölen ölü yıldızlardan geldi.
Peki ya altın?
Altının yalnızca bir kararlı izotopu vardır: altın-197. Ama aynı zamanda güneş sistemimizdeki diğer elementlerin çoğundan farklı bir kökene sahiptir. Görüyorsunuz, normal süpernovalar altın yapacak kadar güçlü değiller. Periyodik tabloda sadece demire kadar elementler yapabilirler. Altın yapmak için daha da aşırı bir şeye ihtiyacınız var: bir nötron yıldızı çarpışması.