“Bilindiği gibi coronavirus salgını nedeniyle hem MEB hem de DİB’na bağlı okullar ve kurslar tatil edildi. Bu çerçeve de gerek öğretmenlerin gerek Kur’an Kursu Öğreticilerinin mağdur edilmemeleri gerektiği de aşikârdır. Nitekim öğretmenler tatil boyunca ek ders ücretlerini alacaklar, ancak Diyanet İşleri Başkanlığınca yayınlanan 8 nolu duyuru da Kur’an Kursu Öğreticilerinin bu süre de ek ders ücreti alamayacakları açıklandı. Daha sonra yapılan açıklamada yatılı Kur’an kurslarında görev yapan öğreticilerin ek ders alacakları belirtilerek bunların mağduriyetleri önlendi. Diyanet İşleri Başkanlığında çoğunluğu gündüzlü Kur’an kurslarında görev yapan öğreticiler mağdur edildi. Mücbir sebeplerle görev yapamayan gündüzlü Kur’an kursu öğreticilerinin suçu nedir?
Öğretmenlere Yapılan Haksız Eleştirinin Karşısındayız
Haklıya hakkını vermek açısından öğretmenlere yönelik haksız bir eleştiriye de cevap vermek istiyorum. Deniyor ki “tatil de ek ders olur mu?” Öğretmenlerimize yönelik insafsız eleştirilere de karşıyız. Bu eleştiriyi yapanlara cevabımız şudur; siz evinizde iki çocuğunuzla ilgilenemezken öğretmenler 30-40 kişilik sınıflar da sizin baş edemediğiniz çocukları eğitiyorlar, kendi ekonomik ve sosyal sıkıntılarını sınıflarına taşımadan onları geleceğe hazırlıyorlar. Bu nedenlerle öğretmenlerimize yönelik bu acımasız eleştirileri de kabul etmiyoruz. Devlet, tatiller de ek ders ücreti vermek suretiyle öğretmenlerimize ikram da bulunmuştur. Çocuklarımızın istikballerini hazırlamaya çalışan öğretmenlerimizin aldığı her kuruş analarının ak sütü gibi helaldir. Öğretmenlere yapılan idari uygulamalar; başta ek ders ücretleri olmak üzere zorunlu izin konusu gibi uygulamalar MEB’in öğretmenlerine verdiği değerin ve önemin göstergesidir.
DİB Kendi Personelleri Arasında Ayrımcılık Yaparak Sınıfta Kaldı
Üzülerek ifade ediyorum ki Diyanet İşleri Başkanlığı kendi personelleri arasında ayrımcılık yaparak bir kez daha sınıfta kalmıştır. Yatılı ve gündüzlü Kur’an kurslarında görev yapan öğreticiler arasında adaletsizlik yapılmıştır. Haksızlığın ve adaletsizliğin hiçbir şekilde yer bulamayacağı tek kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı ne yazık ki adaletsiz uygulamalarına bir yenisini daha ekleyerek çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmış, çalışanlarını bir kez daha şaşırtmıştır!
DİB Personel ve Eğitim Hizmetlerini Yapmakta Aciz Kaldı
Yetkililerin dikkatlerini çekmek istiyorum; Diyanet Bir-Sen olarak bu haksızlığı ve adaletsizliği içimize sindiremiyoruz. Bunu ortadan kaldırmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. MEB, öğretmenlerinin mağdur olmalarını önlemek amacıyla her türlü tedbiri alırken DİB mücbir sebepleri dikkatinden kaçırdı, bu sebeplerin doğurduğu sonuçları, personel ve eğitim planlamasını ve bunların mağdur edilmemeleri için gereken düzenlemeyi yapmakta aciz kalmıştır. MEB ücretli öğretmenlerin mağdur olmalarını önlemek amacıyla yapılan çalışmanın son aşamada olduğunu açıkladı. DİB ise kadrolu Kur’an Kursu Öğreticileri arasında ayrımcılık yapmayı hak, hukuk ve adalet anlayışına sığdırabilmiştir! Bu nasıl bir idari anlayıştır, anlamakta zorlanıyoruz! Kadrolu Kur’an Kursu Öğreticileri arasında yapılan ayrımcılık ve adaletsizlik mağdur olan öğreticilerin moral ve motivasyonlarını bozmuştur. Kurslar tatil edilmesine rağmen öğreticiler zorunlu izinlerini kullanamamaktadır. Bunun için idareden izin alınması zorunluluğu var, ayrıca görev mahallinden ayrılmaları yasaklanmıştır. Çifte standart uygulamalar bundan sonraki süreçte iş verimini, işe uyumunu ve yöneticilere olan güven duygusunu olumsuz etkileyecektir. MEB’de olduğu gibi tatil dönemlerinde kurs öğreticileri de öğretmenlerle aynı haklara sahip olabilmelidir.
Biz Sadece Haksızlığın ve Adaletsizliğin Giderilmesini İstiyoruz
Bu aşamada şunu belirtmek istiyorum. Bu konudaki açıklamalarımızı kimse suiistimal etmeye kalkmasın! Çünkü biz açık ve net şekilde bir adaletsizliğin önlenmesi için Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere yetkililerin dikkatini çekmek istiyoruz. Ülkemizi saran ve milletimizi paniğe sevkeden böyle bir salgın kriziyle karşı karşıya kalmışken Kur’an Kursu Öğreticilerinin para derdine düştüklerine dair düşünce ve ithamlar mağdur olan kardeşlerimize karşı en büyük iftira olur. Zira din görevlileri olarak bizler zor koşullar da özveriyle görev yapıyoruz ve derdimiz para değil; bu süreçte çoluk çocuğumuzla insanca yaşayabilecek yaşam koşullarının sağlanmasını istiyoruz. Biz gerekirse canımızı ortaya koyarız, gerekirse tüm varlığımızla mücadele ederiz. 15 Temmuz’da hainlere karşı silahların bombaların gölgesinde semaya yükselen salalarımızla tarihin en kapsamlı darbesini milletimizle beraber nasıl vermişsek, değil ek derslerimizi maaşımızı bile devletimize bağışlamaktan çekinmeyiz. Bugün salgın krizi karşısında mağdur olan vatandaşlarımızla aynı saftayız. Bu nedenle hiç kimse mağdur olan Kur’an Kursu Öğreticilerini maddi çıkarımla ölçmeye kalkmasın. Böyle bir düşünce insafsızlık ve vicdansızlık olur.
Sadece Öğreticiler Değil, Öğrencilerde Mağdur Edildi
Diyanet İşleri Başkanlığı, yatılı Kur’an Kursu öğrencilerinin derslerini elektronik ortamda takip edebilmeleri için çalışma yaparken, gündüzlü Kur’an kursu öğrencilerinin bu haktan mahrum edilmelerini de doğru bulmuyoruz. Sadece kurs öğreticilerimiz değil, aynı zaman da öğrencilerimiz arasında da haksızlık yapılmıştır. Bunu kabul edemeyiz. Gündüzlü Kur’an Kurslarında ihtiyaç odaklı ve 4-6 yaşta çalışan öğreticilerin mağduriyeti söz konusudur.
Diyanet Bir-Sen olarak yetkililere sesleniyorum. Zaman kaybetmeden ivedilikle bu mağduriyeti giderecek bir çalışma yapılması zorunludur. Zira binlerce kurs öğreticisi ve öğrencileri mağdur edilmiştir. Sosyal Devlet ilkesinin ve Anayasa’nın 10. Maddesinde belirtilen eşitlik ilkesinin gereği olarak aynı kurum da biri yatılı biri gündüzlü olarak aynı işi görenler arasındaki bu adaletsizliğin bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz.”