Taşeronda Belirli Bir Noktaya Geldik Ama Arkası Gelmedi

Taşeronda Belirli Bir Noktaya Geldik Ama Arkası Gelmedi

KamuAjans.Com-Türk-İş Genel Başkanı Atalay: - "Bu ülkede 20 yıldır 5 ay 29 gün çalışan arkadaşlarımız var. Topladığınızda bu sayı 22 bini geçmiyor. Maalesef bu konuyla ilgili geçen sene ülkeyi yönetenlerden söz almamıza rağmen, şu ana kadar olumlu bir netice alamadık"

TBMM İdare Amiri Salim Uslu, "Özelleştirmede bir üçüncü yol bulunmalıdır. Üretimi, verimliliği arttıracak, istihdamı sürekli hale getirecek bir yolu bulmak için akıl, vicdan sahibi olmak yeterlidir." dedi.

Bir otelde düzenlenen, Şeker-İş Sendikası 21. Olağan Kongresi'nde konuşan Uslu, 15 Temmuz'da Türk milletinin hem istiklaline hem istikbaline sahip çıkma noktasında büyük bir duyarlılık gösterdiğini söyledi.

Uslu, 15 Temmuz'dan sonra referanduma gidilerek yapılan sistem değişikliğinin Türkiye için önemli olduğuna işaret etti.

Siyasete girmesine rağmen, halen sendikacı olduğunu ifade eden Uslu, halen emekten yana taraf olduğunu söyledi.

Sendikaların sadece talep eden kurumlar değil, aklı ve bilgiyi kullanan çözüm ortakları olduğunu belirten Uslu, şöyle devam etti:

"Sosyal ortaklar olarak sendikaların çözüme yönelik düşüncelerini siyasetçilerin dinlemesi gereklidir. Şeker sanayisinde özelleştirmenin ne kadar yanlış olduğu, Et Balık Kurumu'nun, Süt'ün özelleştirilmesiyle görülmüştür. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor. Buralara 'kaç para verirse, kime verirsem' satarız yerine, buraları gerçekten işletecek, çalıştıracak, orada istihdamı da sürdürecek, 5 ay 29 gün yerine farklı sektörlerden, farklı alanlarda yatırım yapacak kurumlara vermek gerekiyor, kaç para verildiğine bakmaksınız onlara vermek gerekiyor."

Uslu, iş vermeyen işletmecinin düşünülemeyeceğini, işçilerin 12 ay süreyle çalışması gerektiğini belirterek, "Özelleştirmede bir üçüncü yol bulunmalıdır. Üretimi, verimliliği arttıracak, istihdamı sürekli hale getirecek bir yolu bulmak için akıl, vicdan sahibi olmak yeterlidir." dedi.

- "Şehitlerimizi unutursak yarın da bizi unuturlar"

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da dün 50 yıldır ilk defa Kudüs'te Mescid-i Aksa'da cuma namazı kılınmadığını ve 200'ün üzerinde yaralı ve şehitlerin olduğunu söyledi.

Atalay, Mescid-i Aksa'da ve Kudüs'te Müslümanların yaşadığı sıkıntılara kayıtsız kalınmaması gerektiğinin altını çizdi.

Geçen hafta toplantı için gittiği Brüksel'deki izlenimlerini aktaran Atalay, Avrupa'daki birçok ülkenin 15 Temmuz'un bir oyun ve senaryo olduğunu düşünmeye devam ettiğini dile getirdi.

Şeker-İş'in 15 Temmuz darbe girişiminde iki şehit verdiğini hatırlatan Atalay, "Şehitlerimizi unutursak, yarın da bizi unuturlar." dedi.

Atalay, şeker fabrikalarının yarım asırdan fazla ülkenin ekonomisine katkı sağladığını ve Türkiye'nin en zor bölgelerinde kurulduğunu, Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın 'Şeker sanayisi bu ülkeye lazım. Şeker sanayisi bu ülkenin mihenk taşı.' dediğini hatırlatarak, bu ifadelerden memnun olduklarını kaydetti.

- "Taşeron ile ilgili gayret sarf ediyoruz"

Kısa bir zaman önce kamu sözleşmelerine imza attıklarını, bunun uzun yıllardan beri en iyi yaptıkları sözleşmelerden bir tanesi olduğunu dile getiren Atalay, şunları söyledi:

"Taşeron ve 5 ay 29 gün geçici çalışan kardeşlerimizle ilgili emek, gayret sarf ediyoruz. Taşeronda belirli bir noktaya geldik ama arkası gelmedi. Maalesef kadro bekleyen taşeron arkadaşlarımız var. Taşerondan daha önemli olan, bu ülkede 20 yıldır 5 ay 29 gün çalışan arkadaşlarımız var. Şekerde, tarımda var, demiryollarında, ormanda var. Topladığınızda bu sayı 22 bini geçmiyor. Maalesef bu konuyla ilgili geçen sene ülkeyi yönetenlerden söz almamıza rağmen, şu ana kadar olumlu bir netice alamadık."

Önümüzdeki günlerde 5 ay 29 gün çalışanlara yüzlerini güldürecek bir bilgi vermeyi umut ettiğini ifade eden Atalay, çözüm noktasında olağanüstü gayret sarf etmeye devam edeceklerini söyledi.

Kıdem tazminatında olumlu bir noktaya gelindiğini ifade eden Atalay, Türk-İş'in eylül ayında tek gündemle, örgütlenme gündemiyle toplanacağını kaydetti.

- "Şekerde 250 milyonluk ekonomik değer heba oldu"

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök ise bir sivil toplum örgütü olarak Türkiye'nin bereketli topraklarına, dönen çarklarına ve alın teri döken emeğine ses olduklarını, olmaya devam edeceklerini dile getirdi.

2002'den beri şeker pancarının, iç pazardaki payının mısır şurupları ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcılardaki olağanüstü büyüme nedeniyle yüzde 75'ten yüzde 55'e gerilediğini ifade eden Gök, "Türkiye pancar şekeri sektörü bu daralmaya bağlı olarak dünyada kaydedilen ortalama yüzde 2 büyüme hızını gerçekleştirememiştir. Tespitlerimize göre bu durum yılda yaklaşık 250 milyon liralık bir ekonomik değerin heba olduğunu göstermektedir." dedi.

Gök, tüm dünyada obezite ile mücadeleden dolayı nişasta bazlı şekerler ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların sağlık boyutunun tartışılıyor olmasının, sağlıklı gıda üretimine talebi hızla yükselttiğini ifade etti.

Türkiye'nin nişasta bazlı şeker kotalarını, pancardan şeker üreten ülkeler seviyesine indirmesi gerektiğine dikkat çeken Gök, yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ve son yıllarda artan glikoz ithalatının önüne geçilmesinin de zaruri olduğunu söyledi.

Şeker-İş Sendikası'nın 21. Olağan Kongresi, Şeker-İş Yönetim Kurulu'nun, yarın yapılacak oy verme işlemiyle belirlenmesinin ardından sona erecek.



Anadolu Ajansı 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.