Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği Değerlendirmesi

Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği Değerlendirmesi

KamuAjans.Com - Bilindiği üzere bir süredir çıkması beklenen yeni yönetici görevlendirme yönetmeliği 22 Nisan 2017 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmeliğin içeriğine bakıldığında özet olarak eskisinden pek farklı olmadığı, küçük birkaç yenilikle mevcut halin devamı niteliğinde olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü bu yönetmeliğin, bu konuda kanun ve KHK ile düzenlenmiş olan hükümlerin bir nevi detaylandırılmış hali olacağı gerçeğini hatırlayarak bu yönetmeliğe bakmak daha doğru anlaşılmasını sağlayacaktır.

Zira yönetmeliğin yasal dayanağını oluşturan 657/88/d maddesi gereği asli görevin öğretmenlik olduğu, bu görevlerin ikinci görev sayıldığı; 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37. Maddesinin 8. Fıkrası gereği ise okul yöneticilerinin “dört yıllığına görevlendirildiği” Şeklindeki hükümlerin doğal sonucu olarak bu hükümlere aykırı bir yönetmeliğin çıkmasının yasal olarak mümkün olmadığı bilinmektedir.

Bu düzenlemelerden hareketle okul müdürlerinin görevlendirmelerinde herhangi bir değişiklik olmadığı, eski yönetmelikte olduğu gibi önce Ek-1 formunda yer alan eğitim durumu, ödül, ceza ve hizmet süresi gibi kriterlerle değerlendirilen adayların boş okul sayısının üç katı kadarının sözlü sınava çağrıldığı, sözlü sınavda en az 60 puan alanların başarılı sayıldığı ve sonuç olarak Ek-1 Değerlendirme puanı ile Ek-2 sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının görevlendirme puanını oluşturduğu ve bu sonuçlara göre puan üstünlüğüne göre görevlendirme yapıldığı bilinmektedir.

Bir farkla ki kendi alanındaki okul türüne müdür olmak isteyenlere 5, kurucu müdürlere ve dört yılını doldurup halen görev yaptığı kendi okulunu tercih edenlere 4 ilave puan verilmesi öngörülmüştür. Ayrıca müdür olmak için daha önce üç yıl diğer alt kademelerde görev yapmış olma şartı bir yıla düşürülmüştür.

Burada dört yılını doldurup kendi okulunu tercih edenlere verilen ek puanın daha önce bir sendika tarafından dava açılması sonucu eşitliğe aykırı bulunarak yargı kararıyla iptal edilmiş olduğu hatırlanırsa bu ek puanın akıbetini zamana bırakmakta fayda görülmektedir.

Yönetmelik değişikliğinin temel gerekçesini oluşturan müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarına gelince, köklü bir değişiklik ile MEB’de yazılı sınav dönemine son verilerek bu görevler için de mülakat düzenlemesi yapılmıştır. Nitekim müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları Ek-1’de yer alan form üzerinden verilen değerlendirme puanı ile sözlü sınav puanının aritmetik ortalaması alınarak puan üstünlüğüne göre eğitim kurumu müdürünün inhası ve il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile görevlendirilecektir. Müdür yardımcılığı için öğretmenlikte geçmesi gereken süre üç yıldan dört yıla çıkarılmış, ancak aday bulunmazsa bu süre iki yıla düşürülmektedir. Ancak bu düzenlemede ne yazık ki yine eski hata korunmuş olup, bir biri ile taban tabana zıt olan “puan üstünlüğü ile okul müdürünün inhası” çelişkisi devam etmiştir.

Yeni düzenlemede yönetici olarak görevlendirilme şartlarından birisi olan “Görevlendirileceği eğitim kurumu ile aynı türdeki eğitim kurumlarından birine öğretmen olarak atanabilecek nitelikte olmak” şeklindeki düzenleme açıklığa kavuşturularak, daha önce bu konudaki uygulamalarda görülen “açık ve boş öğretmen normu olması” gibi hataların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Örneğin İngilizce ve din kültürü öğretmenleri ilkokullarda ders okutmakta olduklarından herhangi bir ilkokulda bu branşlardan öğretmen normu olup olmamasına bakılmaksızın görevlendirilebilir şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Hülasa sözün özünü söylemek gerekirse bu yönetmeliğin müdür yardımcılarına yazılı sınavı kaldırıp mülakatı getirmekten başka bir yenilik getirmediği açıktır.

Ancak bu yönetmelik hakkında iyi ya da kötü gibi bir değerlendirme yapmadan hem yöneticilerin hem de okulların ihtiyaç ve beklentilerine cevap verip vermediği perspektifinden bakılarak değerlendirilmesi daha doğru olacaktır.

Zira tüm okulun sorumluluğu sırtına yüklenip mucize beklenen müdürlerin ortaokul ve liselerde yönetmekte olduğu öğretmenlerden yaklaşık bin lira kadar daha az ücret aldığı, kanunla verilmiş olan yetkilerinin uygulamada gasp edilip kuşa çevrildiği ve her türlü angarya işlerin karşılıksız yaptırıldığı, üstelik aldıkları cüz’i ekdersi de adeta devletin işlerine tahsis edilmiş olan özel araçlarının yakıtına harcadıkları bir süreçte bir de dört yılda bir mülakata alınmaları, müdürleri “Tamam mı devam mı?” noktasında bu görevi sorgulamaya sevk etmiştir.

Dahası zaten okullara yönetici bulmakta sıkıntı çekildiği şu süreçte bir umut çözüm beklenirken bu yönetmelik yaraya merhem olmak yerine adeta tuz biber ekmiştir.

Bu hayal kırıklığının ardından şayet toplu sözleşmede ekonomik olarak ciddi bir iyileşme yapılmaz ise bundan sonraki süreçte bir çeşit cezaya dönüşmüş olan bu görevlerden özellikle genç yöneticiler arasında ciddi bir yaprak dökümünün başlayacağını ve nihayet okullara yönetici bulmakta ciddi sıkıntı yaşanacağını öngörmek kehanet olmayacaktır. Zira perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

Şu ana kadar iyi niyetli hamasi duygularla bir şekilde devam eden bu çarpık yapının çalışma hayatının realitesi karşısında ayakta kalamayacağı gerçeğinden hareketle, “Okul müdürü kadardır” sözü gereği, tarihinin en zayıf dönemini yaşayan müdürlerin şahsında okulların güçlendirilmesi eğitimin geleceği adına elzemdir vesselam.

Cafer GÜZEL

Eğitimci Yazarlar Derneği

Kurucu Sekreteri

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.