Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri

Eğitim Sorunları ve Çözüm Önerileri

Kamuajans.com - Demokrat Eğitimciler Sendikası, gündeme ilişkin konuları değerlendirmek ve eğitim camiasının sorunlarını masaya yatırmak için il başkanları ile Ankara'da eğitim çalıştayı düzenledi.

Kamuajans.com - DES Genel Başkanı İshak Çelebi başkanlığında başlayan çalıştay, konular belirlendikten sonra tek tek ele alındı. Çözüm yöntemleri belirlendi.

1- TEOG sınavına alternatif sınav sistemi önerileri,

2- Cumhurbaşkanımızın 10 bin ek atama sözü,

3- Sözleşmeli öğretmenlerin sorunları,

4- Kamuya ait okullara desteğin arttırılması,

5- Öğretmenlerin güvenliği ve disiplin sorunu,

6- Eğitim bölgelerinin yeniden düzenlenmesi ve teşvikler,

7- Üstün zekalılara yönelik akademik eğitim,

8- 3600 ek gösterge talebi,

9- Öğretmenlere kariyer basamakları hakkı,

10- Veli bilinçlendirme eğitimleri,

11- Mobbing

12- Dil birliğinde homojen yapının korunması,

13- Milli STK'lar ile işbirliği,

14- ''Asker Akademisyen'' modeli,

15- KYK personelinin sorunları

16- Eğitim fakülteleri kalitesinin arttırılması,

17- ''Milli bir eğitim sistemi'' teklifi

 

1- TEOG sınavına alternatif sınav sistemi önerileri,

Ülkemizde öğrenci sayısının çok fazla olması ve başarısını halk nezdinde ispatlamış olan okulların azlığı sebebiyle sınavsız bir sistemin ilk aşamada olması biraz zor görünmektedir. Sınavsız bir sistem oluşturulacaksa bütün paydaşların görüşleri doğrultusunda oluşturulmalıdır ki mağduriyetler oluşmasın. Demokrat Eğitimciler Sendikası olarak milli bir sistemin, anaokulundan itibaren ilgi yetenek ve kabiliyetlere göre; ayrıca iş gücü planlamasına göre yeniden düzenlenmesi taraftarıyız. Ancak acilen liselere yerleştirme sisteminin belirlenmesi ve oluşan belirsizliklerin tepkiye yol açmaması adına birkaç teklif sunuyoruz.

Teklif 1: 

Öğretmenlerin yaptığı yazılı sınavlarını MEB yapsın. Organizenin kolay, hızlı ve sorunsuz olabilmesi için eğitim bölgeleri oluşturulabilir. Sınav yapılacak kazanımlar listesi ve sınav tarihleri belirlensin. Yazılı sınav algısı öğrencilerde stres kaynağı olmayacak ve zaten sınavlara girecek olan öğrencileri merkezi sınavın ağırlığından kurtaracaktır.

Teklif 2:

Okullar türlerine göre ilgili bakanlıklara bağlansın. Bakanlıklar kendi ihtiyaç ve isteklerine göre; çatı bakanlık yine MEB olmak koşuluyla kalifiye eleman ve işgücü potansiyelini kendisi oluştursun. Örneğin Mali İşler ile ilgili liseler Maliye Bakanlığına, meslek liseleri organize sanayi ile işbirliği içerisinde olsun, enerji ile ilgili liseler enerji bakanlığına, anaokulları aile ve sosyal politikalar bakanlığına vs. bağlansın.

Bu şekilde her bakanlık kendi sorumluluğundaki öğrenci ve okullarla ilgilenerek bazı mesleklerde birikmelerin oluşmasını engellemiş olacaklardır. Ayrıca kaliteli ve sisteme ayak uydurabilecek çıktıların ancak bu şekilde mümkün olabileceği kanısındayız.

Teklif 3:

Okul türlerine göre üç ayrı sınav yapılsın. Proje İmam Hatip Liseleri, Fen Liseleri ve Sosyal bilimler liselerine giriş sınavları aynı anda yapılsın. Meslek liseleri ve diğer liseler  sınavı ayrıca yapılsın. Sanat ağırlıklı liseler öğretmenlerin yönlendirme ve teklifiyle mülakatla öğrenci alsın.

Okul not ortalamaları da sınavlara girip girememe kriteri olabilir. Örneğin not ortalaması 85'in üstünde olanlar Fen Lisesi ve proje İHL sınavlarına katılma hakkı elde etsin. Not ortalamaları 85'in altında olanlar diğer okulların sınavlarına girme hakkı elde etsin.

Sınav stresine girmek istemeyen öğrenciler ise adrese dayalı bir şekilde okullara müracaat ve mülakat ile alınsın.

2- Cumhurbaşkanımızın 10 bin ek atama sözü,

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 bin ek atama müjdesi vermesi; atama bekleyen öğretmenlerimize büyük bir umut vermiş, heyecanlandırmış ve beklentiye sokmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözüne herkesin itibar ettiği gibi DES olarak biz de itibar etmekteyiz. Bir an önce verilen bu emrin MEB ve Maliye Bakanlığınca yerine getirilmesi elzemdir. Zira Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği sözün ne kadar değer taşıdığının farkında olduklarını görmek istiyoruz. Atama bekleyen öğretmenlere bu hafta içinde müjdenin verilmesini atama bekleyen öğretmenlerimiz adına talep ediyoruz.

3- Sözleşmeli öğretmenlerin sorunları,

Sözleşmeli öğretmenlik konusunda bazı sıkıntıların yaşandığı ve çözüm için beklendiği konusunda herkesin malumatı var. Mezkur konuda adımların atılması ne işveren durumundaki MEB'in , ne sözleşmeli öğretmenlerin ne de veli ve öğrencilerin mağdur edilmemesi gerekir. Sözleşme maddelerinde doğu ve güneydoğuda belirli bir süre kalınması konusunda bakanlığımız ile hemfikiriz. Doğu ve güneydoğuya ataması yapılan öğretmenlerin bir an önce oradan ayrılıp batıya müteveccih olmalarının da farkındayız. Ancak bütün bunlara rağmen geçerli mazereti olan öğretmenlerin de muhatap alınıp isteklerinin göz önünde bulundurulması lazımdır.

Bir diğer konu ise bazı okul müdürlerinin sözleşmeli öğretmenleri hor gördüğü, baskı altına aldığı, sözleşmeyi feshetmek ile tehdit ettiği, başka başka tekliflerle etik kuralları dışına çıktığını duyuyoruz. Eğitim camiasına yakışmayan bu davranışların önüne geçilmelidir. Sözleşmeli öğretmenler bu baskı ortamında yalnız bırakılmamalıdır. Sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmeleri gereksiz ve asılsız feshedilirse okul müdürü tazminat ödemek zorunda bırakılmalıdır. 

4- Kamuya ait okullara desteğin arttırılması,

Özel okullara verilen destek ve teşvikinin artık gereksiz olduğu ve maliyeye ek bir yük getirdiği kanaatini taşıyoruz. Özel okullara verilen teşvikin artık kamu okullarına aktarılması gerektiğini kanaatindeyiz.

Ayrıca öğretmenlerin yüzde doksanının yıllardır kullanmadığı ve öğrencilerin de beğenmediği kitaplar için yayın evlerine ödenen paranın okulların öğrenci sayısına bağlı olarak okul hesabına aktarılmasını istiyoruz. Her okul, kitaplarını il ve ilçe zümre başkanlarınca seçilen kitaplar arasından seçmelidir. 

Kamu okullarına hizmetli alımı sorunu da acilen çözüme kavuşturulmalıdır.

5- Öğretmenlerin güvenliği ve disiplin sorunu,

Her geçen sene öğretmenlere maddi ve manevi şiddetin artarak devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Öğretmenlere bu haksızlığın önüne geçmek için öncelikle disiplin yönetmeliği öğrenci ve veli odaklı olmaktan çıkarılmalı adil bir yapı ile tekrar güncellenmelidir. Okul disiplin kurulunun kararını sürekli veto eden ilçe ve il disiplin kurulu feshedilmeli, üst teftiş yetkisi müfettişlere verilmelidir. Aksi takdirde kısır bir döngüye dönüşen sistem, öğretmenlerin elini eteğini sorunlardan el çektirecektir. Bir ortaokul veya lise öğrencisinin haddini aştığı durumlarda, okullarda huzur ve sükunu bozmalarına asla müsaade edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki başarı disiplin ile gelir.

Yeni atanan öğretmenlerin mağdur olamamaları için, öğretmen evleri müdür ve yetkililerince karşılanmalı misafir edilmeli ve düzen sağlanıncaya kadar rehberlik edilmelidir. Köylerde ise atanan öğretmenler muhtara bildirilmeli. Öğretmene karşı belirlenen görev ve sorumlulukları muhtarlar yerine getirmelidir. Organizeyi ise ilçe milli eğitim şube müdürleri yapmalıdır.

6- Eğitim bölgelerinin yeniden düzenlenmesi ve teşvikler,

Türkiye'nin mevcut eğitim bölgeleri yeniden düzenlenerek gerekli teşvikler belirlenmelidir. Örneğin; Mardin merkez ile Hakkari arasında ulaşım, barınma ve iklim gibi konularda bir uçurum olmasına rağmen aynı kategoride değerlendirilmektedir. Hakkari, Bingöl, Tunceli, Karadeniz'in bazı bölgelerinde öğretmenlerin kendi istekleriyle daha uzun süre kalmalarını sağlamak için polis ve askerlere verilen maddi teşvikin öğretmenlere de verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 

Ayrıca belirlenen bu bölgelerde hizmet puanının 4-5 puan farkla yetersiz kalması değil de yılda en az 15-20 puan fark ile desteklenmesi gerektiğini talep ediyoruz.

Lojman yönetmeliğinin yeniden düzenlenerek yeni atamayla gelen öğretmenlere öncelikli hale getirilmesi gerekir. Boş ve atıl lojman olduğu için öğretmenlere hiçbir zaman sıra gelmediği ilçeler biliyoruz. Yerli halk tarafından adeta işgal edilen lojmanların kullanımı kaymakamlıkların yetkisine verilebilir. Lojmanların bakım ve onarımları da düzenli bir şeklide yapılmalıdır.

7- Üstün zekalılara yönelik akademik eğitim,

Yaptığımız araştırmalar ve anketler neticesinde üstün potansiyelli öğrencilerin eğitimi konusunda okulların yetersiz kaldığı, okul dışında yapılan destek eğitiminin de yorucu ve yıpratıcı olduğu bu nedenle üstün zekalılar ilkokulları, üstün zekalılar orta okulları ve liseleri oluşturulmasını talep ediyoruz.

Bu okullara alanında kendini ispatlamış öğretmenler ve akademisyenler derse girmelidir. Çocukları toplumdan soyutlama hikayesi ve ezberinin de artık değişmesi lazım. Tam tersine farklı olan üstün yetenekli çocuklar akranları tarafından aynı ortamda yalnızlığa itiliyor.

Birçok Avrupa ülkesinde bu tarz çocuklara çok özel eğitim verildiği ve ülkenin geleceğini şekillendirdiğini biliyoruz. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğunda atalarımızın da benzer uygulamalar yaptığını ve başarılara imza attığını tarihten okuyoruz. 

Mevcut bilim ve sanat merkezlerine atanan bazı müdürlerin, BİLSEM'in B'sinden anlamadığı; liyakatinin de olmadığı haberleri, öğrenci velileri tarafından konuşulmakta ve bu durum camia olarak hepimizi rahatsız etmektedir. Bilim ve Sanat Merkezlerine; ya alanında uzman öğretmenlerce müdürlük yapılmalı ya da üniversitelerin ilgili bölümlerince atama yapılmalıdır. Bazı sendikaların adam yerleştirmeye çalıştığı kurumlara dönüşmesine izin verilmemelidir.

8- 3600 ek gösterge talebi,

3600 ek gösterge hakkı öğretmenlere verilmeli, mali hakları dünya standartlarına çıkarılmalıdır.

9- Öğretmenlere kariyer basamakları hakkı,

Öğretmenlere kariyer basamakları uygulaması tekrar getirilmeli. Kriterler, paydaşlar tarafından belirlenmelidir. Öğretmenlere kişisel gelişimin önü açılmalı rekabet ortamı oluşturulmalıdır. Basamakları çıkanlara unvan verilmeli maddi olarak da desteklenmelidir.

10- Veli bilinçlendirme eğitimleri,

Eğitimin veli ayağının yere sağlam basması için belediyeler, halk eğitim merkezleri ve üniversitelerce okula bakış seminerleri verilmeli okul kültürüne uyum ve adaptasyon eğitimleri sağlanmalıdır.

11- Mobbing

Asrımızın müdürlere bulaşan hastalığı mobbing vebası...

Okul kültürünü bozan, uyumu sekteye uğratan ve huzuru bozan bazı haddini aşan müdürlerin şahsi kin sonucu öğretmenleri ezmesine rahatsız ve huzursuz etmesine asla ve kat'a müsaade edilmemelidir. 

Mobbing uygulayan müdürler tazminata mahkum edilmeli. Müdürlük hakları elinden alınmalıdır. Disiplin yönetmeliğini kendi görüşleri doğrultusunda değiştiren müdürlerden dolayı birçok mağduriyet yaşanmaktadır. İşin garip tarafı haksız olduğu halde bazı sendikaların müdürümüzü ezdirmeyiz deyip katmerli zulüm yaptıklarını da duymaktayız. Bakanlığımızın bu konuda artık radikal kararlar alma zamanı gelmiştir.

12- Dil birliğinde homojen yapının korunması,

Okullarda Türkçe dışında resmi bir dil teklif edilme hazırlığı konusunda bazı duyumlar almaktayız. Dil birliği konusunda  Türkçe'nin korunması hassasiyetine sahip olan Cumhurbaşkanımız, hem bakanlığımız hem de sivil toplum örgütleri hemfikirdir. Türkçe dışında resmi bir dilin daha teklif edilmesi dahi düşünülemez.

13- Milli STK'lar ile işbirliği,

MEB sadece ve sadece milli konuda itibar kazanmış sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmalıdır. Halk nezdinde itibarını kaybetmiş bazı sivil toplum kuruluşları ile bakanlığımızın aynı masada oturması bile eğitim camiası adına değer kaybettirecektir. Bu yüzden iş birliği ve protokoller sadece milli STK'lar ile yapılmalıdır.

14- ''Asker Akademisyen'' modeli,

Üniversitelerde akademisyenlerin çalışmalarına ara vermeden askerliklerini ''Asker Akademisyen'' olarak yapmalarına yönelik gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 

Ya da asker akademisyenlerin proje okullarında askerlik süresi boyunca alanında hizmet vermesi sağlanmalıdır.

15- KYK personelinin sorunları

KYK'da çalışan sözleşmeli personelin özür grubunda tayinlerinin yapılabilmesi ve sözleşmeli yurt yönetim personeline vekalet yetkisi verilmelidir.

16- Eğitim fakülteleri kalitesinin arttırılması,

Eğitim fakültelerinde uygulanan müfredat hayali olmaktan çıkarılıp gerçek dünyaya entegre edilerek düzenlenmesi lazım. Gerekirse bazı derslere sahada görev yapan öğretmenlerin girmesi sağlanmalı ve gençlerimize gerçek yaşam ile ilgili doğru eğitim verilmelidir.

Öğretmenlere müfredat ve etik dersinin konulması gerekiyor ki mezun olan öğretmenler haklarını bilerek mezun olsunlar. Mobbing vs gibi durumlarda haklarını savunmayı öğrensinler.

17- ''Milli bir eğitim sistemi'' teklifi

Çocuklarımızın ilgi, yetenek ve kabiliyetlerine göre yetiştirildiği herkesin mutlu olabildiği bir milli sistem üzerinde çalışılmalı, acele edilmeden yabancı ülkelerden kopya çekmeden temelleri atılmaya başlanmalıdır. Tüketim üzerine kurulmuş eğitim sistemimiz üretim odaklı hale getirilmelidir. 



Haber: Selçuk TÜTAK 

HABERE YORUM KAT
UYARI:

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.