MEB: Bakalım, Görelim, Yüzleşelim; Anlayalım, Hissedelim, Sözleşelim...
Kamuajans.Com – Sayın Ziya SELÇUK geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması yaptı. Aslında samimi ve iyi niyetli bir yüzleşmedir bu. Durum tespitini ve sorunlara dönük atılacak adımların vaadini içinde barındıran... Boş ya da kof değil yani... Altı dolu... Önü açık... İlerici...
Bu basın açıklaması ile eğitim ortamında esen olumlu hava ve izlenim, hissedilebilir ve anlaşılabilir derecede çekim gücünü ve etkisini artırdı bence. Sayın Ziya SELÇUK, bir vitrin görevi görmeyeceği izlenimini veriyor bizlere. Etkin ve etkili bir bakan olacak yani.
Kamuoyu ve basın huzurunda Sayın SELÇUK; hiç çekinmeden, taşın altına elini koyup sorumluluk yükünü de sırtlayarak, müşkül olana sırtını dönüp kulağının üzerine yatmayarak ya da ‘görmedim-duymadım-bilmiyorum’ demeyerek ve yüzleşmeye dönük cesaretli-öz güvenli bir eleştirel bakış ile eğitim-öğretim ile ilgili meseleleri masaya yatırdı. Ve nasıl gören bir bakan olacağını ana hatları ile anlattı.
Sayın SELÇUK, süreğen birtakım sorunları çözmeyi kafasına koymuş. RESMEN BİR ÇERÇEVE ÇİZDİ KAFAMIZDA. Hissettik ve anladık.
Bundan sonrası ise daha mühimdir, o da bu hislerin ve düşüncelerin hayata geçmesidir. Bu hisler ve düşünceler hayata geçtiği an DEĞER/KIYMET kazanacaktır. GERÇEKTEN ANLAŞILACAK VE HİSSEDİLECEKTİR. ŞU AN HAYALEN ANLAŞILIYOR VE HİSSEDİLİYOR.
Pekala, basın açıklamasında öne çıkanlar, öne çıkanlardan anladıklarımız ve hissetiklerimiz neler oldu?
Gelin bakalım (tırnak içinde) ve görelim (parantez içinde):
1- ‘Eğitimde yeni bir dil inşa etmeye çalışıyoruz. Bir çocuğun hayatına dokunmanın vebalini çok çok derinden hissetmedikçe öğretmenlik mesleğini yapmanın önemi yok. Bu bütün bakanlıkların, STK'ların sorumluluğudur. Bunu birlikte başarabiliriz derken bunu bürokratik mesele olmaktan çıkarıp uluslararası bir dava, mesele olarak düşünmemiz icap ediyor diye düşünüyorum. Bizim bunun için ekibimiz hazır. Bunlar benim arkadaşlarım değil, birikimi olan insanlar. Türkiye'ye birikimi olan insanlar lazım, arkadaşlarım lazım değil.’
(SORUMLULUK HİSSİ OLAN, PAYDAŞLIK HUKUKUNU İŞLETEN, AHBAP-ÇAVUŞ İLİŞKİSİNİ VE YANDAŞLIĞI DEF EDİP YERİNE LİYAKATI VE ADALETİ KOYAN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
2- ‘En geç 2 ay içinde yaklaşık 3 yıllık program açıklayacağız... Oyunun ortasında kural değişmeyecek...’
(BİR BAKIŞI VE ANLAYIŞI OLAN, BU BAKIŞ VE ANLAYIŞ İLE HERKESİN BAKTIĞINDA ANLAYIP HİSSEDECEĞİ BİR ÇERÇEVE ÇİZEBİLEN, O BAKIŞ VE ANLAYIŞIN ÜRÜNÜ İLKELERDEN ZAMANLA ASLA KOPMAYAN YA DA TAVİZ VERMEYEN, DEĞİŞİKLİKLERİ YENİLİK DİYE SUNUP HAP GİBİ YUTTURARAK EĞİTİMİ YAMALI BOHÇAYA ÇEVİRMEYEN, BİR DÜZLEME OTURAN, ROTASI VE ÇİZGİSİ BELLİ OLAN, NE YAPILMAYA ÇALIŞILDIĞI ANLAŞILAN VE HİSSEDİLEN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
3- ‘Masadaki tuzluğu değil bütün masayı değiştireceğiz.’
(DEVRİMSEL DÖNÜŞÜMLERE, KÖKLÜ ÇÖZÜMLERE GEBE BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
4- ‘Biz, gökdelen inşa etmek istiyoruz. Derin çukur kazmamız gerekiyor. Bunun için de toplumsal mutabakata ihtiyacımız var.’
(TARİKATLARIN, CEMAATLERİN, VAKIFLARIN, DERNEKLERİN, SENDİKALARIN, TEKELLEŞMİŞ VE RANT DEVŞİREN BELLİ GÜÇ ODAKLARININ DEĞİL; HER KESİMDEN İNSANIN ORTAKLAŞACAĞI, HER KESİMDEN İNSANIN KAYNAŞACAĞI VE ORTAK PAYDADA BULUŞACAĞI, HER KESİMDEN İNSANI BU KAYNAŞMA VE BULUŞMA İLE BARIŞTIRACAĞI, İNSANİ BİRLİKTELİĞİN HAZZININ YAŞATILACAĞI, İNSANİ BİRLİKTELİĞİN HER BAKIMDAN HER KESİME YARAR SAĞLAYACAĞI FİKRİNİ UYANDIRAN, BU FİKİR İLE İNSANİ BİRLİKTELİĞİ TELKİN VE TEŞVİK EDEN, İNSANİ TEMEL ÜZERİNE SAPASAĞLAM İNSANLIK DUVARLARI İLE BİR GÖKDELEN İNŞA EDEN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
5- ‘Eğitim sistemimizi bir beceri ve öğrenme ekosistemine dönüştürmek ana hedefimiz.’
( DÖRT DUVAR ARASINDA BİR MENGENE GİBİ BİREYİN BEYNİNİ VE VİCDANINI KISTIRARAK YA DA SIKIŞTIRARAK DARALTMAYAN, BİREYİ CANLILARLA YA DA CANSIZLARLA ETKİLEŞİM VE İLİŞKİDEN MAHRUM BIRAKMAYAN, İNSANI YAŞAMDAN KOPARMAYAN, İNSANA EĞİTİM-ÖĞRETİMİN DOĞALLIĞINI TATTIRAN VE EĞİTİM-ÖĞRETİM İLE BİREYE YAŞAMDA ANLAM VE DEĞER KAZANDIRAN, BİREYİ AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI MUAMALESİ İLE ASLA ÇÖPE ATMAYAN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
6- ‘Diploma temelli değil, vasıf temelli...’
(İNSANI BİR KAĞIT PARÇASI OLARAK DEĞERLENDİRMEYEN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
7- ‘Eski alışkanlıklarla yeni başarılar elde edilmiyor. Buna büyük bir direnç olacak biliyorum.’
(ESKİ ALIŞKANLIKLARI YIKAN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
8- ‘Ben, önce kendi performasımdan başlamayı tercih ederim.’
(ÖZ GÜVENİ YÜKSEK, KENDİNDEN EMİN, YERE AYAKLARI SAĞLAM BASAN, KENDİSİYLE YÜZLEŞEBİLEN VE HESAPLAŞABİLEN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
9- ‘Hemen bizden bir şey beklemeyin... Zamanla sınavların ağırlığı hafifleyecek...’
(TELAŞA MAHAL VERMEYEN, ACELE GETİRMEYEN, ACELEYE GETİRİP DE ŞEYTANLARI İŞLERE KARIŞTIRMAYAN, BİR PROGRAM DAHİLİNDE İŞLERİ ZAMANA YAYAN, BU PROGRAMDAN ASLA TAVİZ VERMEYEN, TEDRİCEN SINAVLARI YAŞAMDAN ÇIKARAN, OKULU YAŞAMIN BİR ALANI HALİNE GETİREN, ADETA YAŞAM İLE BÜTÜNLEŞTİREN, YANİ OKULU BAZI MESLEKLERE GİDEN YOLDA ARAÇSALLAŞTIRMAYIP YAŞAMSALLAŞTIRAN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
10- ‘Biz bilimi, aklı, matematiği, sanatı, sporu, ahlakı konuşacağız. Ahlak üzerine inşa edilmemiş bir eğitim sisteminin beşerden insana doğru giden yolun tamamlanmasına müsaade etmeyeceği açıktır.’
(BİLİM-AKIL-SANAT-SPOR-AHLAK ESASLI ÇIĞIR AÇARAK ÇAĞI YAKALAMAYA ÇALIŞAN, BU ESAS ÜZERİNE BİRTAKIM UYGULAMALARI HAYATA GEÇİREN, BU ESAS ÜZERİNDE SADEDE GELEN, BİREYİ YETİŞTİRMEK İÇİN BU ESAS ÜZERİNDE ŞEKİLLENEN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OLACAK DİYE ANLIYOR VE HİSSEDİYORUZ.)
ZİYA SELÇUK’UN ALLAH YARDIMCISI OLSUN... İŞİ KOLAY DEĞİL... ÇOK ZOR... HELE HELE TÜRKİYE GİBİ İDEOLOJİK TERANELER YÜZÜNDEN ÇATIŞMANIN VE ZITLAŞMANIN YA DA POZİSYON ALMANIN HEMEN İŞLERE MUSALLAT OLACAĞI YANİ İŞLERİN YAKASINI BIRAKMAYACAĞI BİR ÜLKEDE BU İŞLERİ YAPMAYA VE BAŞARMAYA ÇALIŞIYORSA... AMA ZİYA SELÇUK İLE BİR YOL AÇILDI DİYE TAHMİN EDİYORUM...
En azından kafalarımızı netleştirdi... Sayın SELÇUK’un şeffaflığa ve saydamlığa verdiği önemi gösteriyor bu durum bile... Herkesin MEB’de neler yapılıyor, ne işler çevriliyor olduğundan haberdar olması paydaşlar arasındaki eş güdümü artırır... Ve sinerji yaratır... Demek ki gizli kapaklı, dönme dolaplı, perde arkalı işler yok artık... O dönem bitti... Her şey göz önünde olup bitecek... ANLAŞILACAK VE HİSSEDİLECEK... NOKTA!
İlk defa bakanlık ile öğretmenler arasında bir bakan, böyle anlaşılır ve hissedilir bir köprü kurdu...
Bakanlık ile paydaşlar arasında ilk kez bu denli bir güven ilişkisi kurulduğuna şahitlik ediyorum...
İlk defa bir bakan bu kadar anlamlı ve hisli geldi...
Onun içindir ki öğretmenler şu günlerde şöyle ant içmekteler:
‘ SİZİ ANLIYOR, HİSSEDİYOR, SİZE GÜVENİYOR VE SİZİNLE DAYANIŞACAĞIMIZA ANT İÇİYORUZ.’
Sayın Bakanım:
Bakarsanız; Anlaşılırsınız...
Görürseniz; Hissedilirsiniz...
Yüzleşirseniz; Dayanışma Temelinde Bir Söze Nail Olursunuz (Sözleşmedir Bu)...
Saygılar...
Yusuf SEVİNGEN
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.