Karneler Kime Veriliyor?
KamuAjans.Com-Daha yeni başlamıştık sanki başarı dileklerimizle eğitim öğretim yılına… Zaman ne de çabuk geçiyor. Çok farkına varamasak da 18 haftayı geride bıraktık. 1. sınıfa başlayan öğrenciler çoktan okuma yazmaya geçti. Tüm sınıflar için düşünüldüğünde aslında ne çok konu işlendi 18 haftada… Şimdi geçen süreyle hesaplaşma zamanı. Karne, kimi çocuk için iple çekilen, sevinçle beklenen başarısının yazılı bir kanıtı olsa da, kimi çocuk içinse hayal kırıklığı, başarısızlık hissi, üzüntü, pişmanlık, utanç,
Eskiden karne günü daha heyecanlı bir bekleyişti. Öğretmenlerin yazılı notları bilinse de, sözlü notları ya da kanaat notu bilinmediği için karne sürprizlerle dolu olabiliyordu. Çocukluğumuzu hatırlayınca hepimizin hafızasında pek çok hatıralar vardır dersler ve notlar üzerine. 2007’den sonra e-okul üzerinden notları takip etmek mümkün olsa da, karne somut bir belge olarak hala önemini korumakta.
Karne notları, ilkokulda ilk 3 yıl not verme sistemi değiştirilerek 1-2-3 (geliştirilmeli-iyi-çok iyi) şeklinde derecelendirme yapılsa da yine de bir akademik değerlendirme olarak görülmekte.
4.sınıftan itibaren yazılı notları, daha belirleyici olarak öğrencinin karnesine 100 üzerinden puanlar şeklinde yansıtılıyor. Yani 100 puana ne kadar yakınsa o kadar başarılı, ne kadar uzaksa o kadar başarısız.
Hani her çocuk, biricikti, tekti, çok özeldi çok önemliydi, hepsinin kendine ait ayrı ayrı yetenekleri ve ilgileri vardı ya. İş not vermeye gelince pek te öyle yapılmıyor aslında. Değerlendirme sınıf ya da okul ortalamasına göre genellenerek başarı ya da başarısızlık olarak yansıtılıyor karne denilen kağıt üzerine… Ve bütün fatura çocuğa kesiliyor her seferinde.
Karne Notu Öğrencinin Puanı Mıdır Acaba?
Bence not ya da puanlar en son öğrenciye aittir. Yaş grubu ve okul kademelerine ilişkin notların değerlendirilme kriterleri farklı olsa da, genel olarak tüm sınıflar için verilen notun ilk sahibi öğretmenin kendisidir. Çünkü notlar öğretmenin ders içi öğrettiklerinin geri dönüşüdür. Neyi ne kadar öğretebildim, ya da öğretemedim sorusunun karşılığıdır.
Herhangi bir dersin yazılı ya da sözlü sınavı sonunda verilen puanlar, konunun ne kadar anlaşıldığının ya da istenilen amaçlara ne kadar yaklaşıldığının göstergesidir. Başarı ortalaması derste yüksekse, bu durum öğretmen için çok iyi bir sonuç olduğu kadar, öğrenci için de derse ve öğretmene karşı pozitif duygular demektir.
Karne Notunda Öğretmenin Rolü Nedir?
Öğretmenin, ders içi notlara yönelik genel analizden sonra özellikle düşük puan alanlar üzerinde durarak nedenlerini ve niçinlerini iyi tespit etmesi gerekir. Yani başarısızlık durumunda öğrenmeyi etkileyen farklı değişkenler araştırılarak erken önlemler alınmalıdır. Süreç içerisinde gerekenler yapılmayıp, hiçbir önlem alınmadan, hatta son olarak karne ortalamaları verilirken, yazılı sonuçlarına göre sınıf içi performans kullanılarak not veriliyorsa; burada görülen karne notu öğretmenin kendi performansının puanıdır.
Veli Karneden Ne Kadar Sorumlu?
Karne notlarının öğretmenden sonra ikinci sahibi ailedir. Günümüzde özellikle mükemmeliyetçi aile tutumlarının artması, anne babaların kendi ego idealleri hırsını çocuğa yüklenmesi, notlara en önemli etkendir. Özellikle de anne babaların “ben kendi sorumluluklarımı yerine getiriyorum, sana tüm imkanları sağlıyorum, senin yapman gereken sadece ders çalışman” anlayışıyla yaklaşması çocukların notlarına daha fazla zarardır. Akademik başarılarına odaklanarak diğer gelişim alanlarının ihmal edildiği aile siteminde notun ve karnenin sahibi de bence ailedir.
Eğitim Sistemi Ve Müfredat İşin Neresinde?
Tabi ki eğitim sistemini ve müfredat programını da biraz nasiplendirmek gerekir, çocuktan önce. Öyle bir sistem ki TEOG sınavında sıraladığınız öğrencileri hangi liseye giderlerse gitsinler, yine aynı derslere tabi tutarak değerlendirmeyi sürdürüyor. Yani 9. Sınıfta çok alt puanla liseye yerleşmiş bir öğrenciyle, üst puanlı bir liseye yerleşmiş öğrencinin dersleri hemen hemen aynı!
Bir de davranış notları var ki her öğretmenin kendi anlayışıyla şekillenen, akademik başarıya göre doldurulan ve hiçbir alt amacı düşünülmeyen sözde davranış notları. Sonra genel bir gözleme ve yine notlara göre yazılan karne görüşleri. Hepsi ne kadar önemlidir aslında karnenin son sahibine göre.
Çocuklar mükemmeldir, kusursuzdur ve her çocuk ayrı birer yetenektir anlayışıyla değerlendirme yapmak gerekir. Kusurlu olan yol gösteremeyen yetişkinler ve karmaşık eğitim sistemidir. Ben öğrenciye verilen düşük notun her zaman karşısında oldum ve düşük notun öğrenci başarısını ileriye dönük artıracağına kesinlikle inanmıyorum.
Hangi okul kademesinde olursa olsun, düşük puan almış bir çocuk, çok çalışıp 100 alayım demez. Bu sadece başarısızlık duygusunu pekiştirerek, motivasyonu azaltır. Sevilmeyen dersin notu düşüktür. Bir öğrencinin notu 100’e ne kadar yakınsa derse ilgisi de sevgisi de o kadar çoktur.
Ortak sınavlar bir yana her çocuğun kendi potansiyeli, çabası, ilgisi ve okul dışı yaşantısı da göz önüne alınarak dönem notlarının verilmesi gerekir. Bizim önümüzü aydınlatacak, geleceğin mimarları bu günün çocuklarıysa eğer, karnesini alan her çocuk kendisini değerli, önemli ve başarılı hissetmeli. İç dünyalarını yaralayacak, öz benliklerine zarar verecek hiçbir ima olmamalı.
Ben karneye baktığımda en son, öğrencinin notunu görüyorum ve bence karne notlarının en son sahibi öğrencidir…
Keyifle geçirilecek, güzel bir tatil olması umuduyla…
Rehber Öğretmen Nermin ELMAS
blog.classloom.com
Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.